tuvalete girip kapıyı kilitlemek, boku gelen kardeşi ağlamasına rağmen içeri almamak ve altına sıçtıktan sonra kapıyı açmak, altına sıçtı diye kahkahayı basıp naber lan götüboklu diye taşşak geçmek.
Senin çorabın yırtık , patattes var deyip karşısında gülmek ya da apartmanın en ücra ve karanlık köşesinde sıkıştırıp ZzzBalaannkk diyerekten karşısına çıkmak !!!
"neden hiç küçüklük fotoğrafın yok? çünkü evlatlıksın sen. eve geldiğin günü hatırlıyorum peehhh..."demek. ciddi anlamda inandırmak. allah bildiği gibi yapsın beni.
arada 6 yaş olan kardeşin üstüne oturup, kollarını yukarıya kilitleyip, aç ağzını tükürecem ve aç ağzını sümkürecem demek ve aynı zamanda tükrüğü göstermek, burundan sesler çıkartmak.
ben kardeşime çok acımasız işgenceler yapardım.kafama havlu geçrir öcü geldi diyekardeşimi uçuklatırdım. hiç unutmam bir gün kardeşimi çok korkutmuştum, o kadar ileri gitmişim ki çocuk benim kıçımı ısırdı. kıçımdan et koptuğu günü hiç unutmam.
sen üveysin ben değilim gibi türleri de olan işkencelerdir.
küçük kardeş 10, ortanca kardeş 14, anamur muzu 15 yaşındadır. (sene 1994-95).
ortanca kardeş küçük kardeşe bir sır verir (!): anamur muzu bizim öz kardeşimiz değil, evlatlık. sonra da bu sırrı anamur muzuna söylememesi karşılığı rüşvet alır*
eğer beni sinir edersen seni terkedip gideriz, bizi bir daha bulamazsın, senden önce olan bir sürü kardeşim beni sinir ettiği için hayatta yanlız kaldılar, yani annemle babam en çok beni seviyor.
çocukluk işte ama yine de allah beni bildiği gibi yapsın. *
fikstir herkes yapmıştır elbet: evlatlık muhabbeti. ben de yapmıştım kanıt olarak da senin niye hiç küçüklük beşiklik fotoğrafın yok gibisinden söylemler kullanıp ağlatmıştım bizim bıcırığı zamanında. *
özenle yere yatırılır ve kolları tutulur. sonra ağızdan tükürük sarkıtılır yüzüne doğru itina ile ve tekrar geri çekilir hüpletilerek. o yapma dedikçe yapılır ağlatana kadar. yapma derken ettiği küfürler ve tehditler dahada gaza getirir abi yada ablaları.
söz konusu kardeş, ayakkabısını boyamaya üşeniyorsa, okulda giydiği bir çift ayakkabısı alınır, biri boyanır, diğeri bırakılır. netice olarak kardeş ayakkabısını boyamaya mecbur kalır.