kusursuz dost ararsan dostsuz kalırsın demiş bir büyüğümüz. o yüzden insanları bazen hataları ile kabul etmek gerekir. başkalarına göre bizde karaktersiz olabiliriz kim bile bilirki.
insanın güvendiği dağlara karlar yağdığında, kalbinin donması sonucu yapacağı eylemdir. önce güvendiği dağlardan kaçar sonra tabiri caizse güven orucu tutar. kimseyle bağ kurmamaya çalışır, kimseye güvenmemek için direnir. haliyle içine kapanıp kendi dünyasında mutluluğu yakalar. dışarıdaki insanların karaktersiz veyahut onu yaralayıcı olacağından korkarak insanlardan mümkün mertebe kaçar. lakin hayat böyle geçmeyecektir. insanoğlu su misali her kaba girmelidir, girmedikçe yaşam zorlaşacaktır. kusursuz dost yoktur gerçeğinden ziyade, düzene ayak uydurup herkesin yüzüne gülüp geçmeyi kendine düstur edinmelidir kişi.
kirliydi insanlar onların arasında kaldıkça onlara benziyordu tertemiz insanlar. işte böyle bir ortama girip kirlenmek yerine daha çok kendi içinde iç savaş verme durumudur. mantıklı mıdır? asosyal olmak tabii zordur, ama mantık dışı olduğunu iddia edemeyiz. şair demiş ya "....ben sende kendimi temize çektim..." diye işte temize çekecek insan biz olalım.
kaç kaç nereye kadar amk. kaçarken kendini matah bişey zanneder ancak o karaktersiz dediği insanlarla oturup iki muhabbet çevirince yanıldığını anlar. kısmen de olsa.
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak denilen eylemin gerçekleşmesine sebep olan durumdur. Asosyallik, kontrol altına alınamadığı durumda çeşitli psikolojik rahatsızlıklara sebep olabilecek bir şeydir.