Çok sefere çıktı diye sevişmediği zannedilen kişi. Peki bu çocuklar nasıl oldu? Ki bunlar kabul edilen çocukları. Biliyoruz ki bazen cariyeler padişahtan hamile kaldıkları halde başkalarıyla evlendirilirlerdi.
* Şehzade Mahmud
* Şehzade Mustafa
* Şehzade Murat
* Şehzade Mehmet
* Şehzade Abdullah
* Mihrimah Sultan
* II. Selim
* Şehzade Bayezit
* Fatma Sultan
* Raziye Sultan
* Şehzade Cihangir
* Şehzade Orhan
hayatı almanya kralı şarlken ile savaşmakla geçmiş büyük osmanlı padişahı. fransa kral'ı fransuvaya yazdığı mektubatta kendi tanımını kendi yapıyor;
--spoiler--
"ben ki sultan-i salâtin-i zaman burhân-i havakın-i avân tâc-bahs-i husrevân-i cihan zillullâhi'1-meliki'l-mennân akdeniz'in ve karadeniz'in ve rumeli'nin ve anadolu'nun ve şam ve halep ve karaman ve rûm'un ve vilâyeti-i dulkadriye'nin ve diyârbekir'in ve azerbaycan ve van'ın ve budun ve tamisvar vilâyetlerinin ve mısır'ın ve mekke'nin ve medine'nin ve kudüs'ün ve halilü'r-rahmânin külliyen diyâr-i arab'ın ve yemen'in ve bağdad ve basra ve cezayir vilâyetlerinin ve dahi nice memleketlerin ki âbâ-i kiram ve ecdâd-i izamim -enârallâhü berâhinehüm- kuvvet-i kahire ile fetheyledikleri ve cenabı-i celalet-meâbim dahi tig-i âtes-bâr simsîr-i zafernigârim ile fetheyledigim nice diyarın sultanı ve pâdişâhı hazret-i sultan bâyezıd oğlu sultan selim hân oğlu sultan süleyman şah hân'ım,
sen ki fransa vilayetinin kralı fransuva'sın."
--spoiler--
babası sultan selim han'ın ekmeğinden yese de o da büyük padişahtır. osmanlı imparatorluğu'nun ihtişamının simgesidir. şanslıdır ki yavuz sultan selim han gibi tarihin gördüğü en büyük hükümdarlardan birinin oğludur, ondan eğitim almıştır, onun ordusuna, onun hazinesine, onun otoritesine konmuştur ama batılıların "muhteşem" sıfatını taktığı bir adam da cidden muhteşemdir. süleyman muhteşemse, babası selim muhteşemüstüdür.
en doğru zamanda gelmiş en ezik padişahtır. kılıbıklığın ve psikopatlığın kitabını yazmıştır.babasının yanında büyüklükten bahsetmek, övmek, kıyaslamak yavuz sultan selim hana büyük hakarettir.
-- tıklım tıklım dolu bir hazine,
-- hiçbir erkek kardeşi ve alternatifi olmaması.
-- babası tarafından güneyde kuzeyde doğuda bütün düşmanların imha edilmesi.
-- 46 yıl iktidarda yaşama sansı bulma.
-- rakip olabilecek tüm oğullarını öldürtmesi ölmesine neden olması, (şehzade mustafa, şehzade cihangir,şehzade mehmet, şehzade beyazıt ve bunların oğulları)
-- öğle bir zamanda padişah ol ki ordu dünyanın en güçlüsü hazine dünyanın en büyüğü olsun.
-- dönemin en büyük mimarları babasının döneminden ona kalsın.
-- korsan barbaros hayrettin ülkeler (cezayir ve diğerleri) fethetsin ve bunları osmanlıya hediye etsin.
-- sokullu gibi bir deha başvezir denk gelsin.
-- piri reis de bunun zamanına denk geldi.
beni getirseler bende aynı başarıyı sağlardım ulan.
kanuni sultan süleyman, seyhülislâm ebüssuud efendiden, manzum bir beyitle, topkapı sarayının bahçesindeki meyve agaçlarına zarar veren karıncaların yok edilmesinin dinen mümkün olup olmadıgını sorar.
beyit söyle:
dirahta ger ziyan etse karınca
günah var mıdır ânı kırınca?
(eger karınca agaca zarar verir, onu kurutursa onu yok etmenin bir günahı var mıdır?)
sairligi de bulunun ebüssuud efendi, manzum soruya manzum bir cevap verir:
yarın hakkın divanına varınca,
süleymandan hakkın alır karınca.
*****
kanuni sultan süleyman, kızı mihrimah sultanı; zekî, hırslı, gelecegi parlak bir devlet adamı olan rüstem pasaya vermek istiyormus. rüstem pasa bu sırada diyarbakır valisidir. saraya damat olacagı duyulunca hakkında bir sürü dedikodu üretilmis.
bunların en önemlisi, rüstem pasada cüzam hastalıgı bulundugu iddiasıymıs. kanuni, sarayın hekimbasını çagırarak cüzam hastalıgının en çok tanınan belirtisinin ne oldugunu sormus. hekimbası, cüzamlı bir kimsede bit barınamayacagını söylemis.
bunun üzerine diyarbakıra adamlar gönderilmis. bunlar gizlice rüstem pasanın çamasırlarını kontrol etmisler ve bu sırada bir bite rastlamıslar. böylece rüstem pasanın cüzamlı olmadıgı anlasılir.
bu olay üzerine devrin bir saîri su iki dizeyi yazar:
olacak bir kimsenin bahtı kavı, talihi yâr
kehlesi dahi mahallinde onun ise yarar.
(bir kimsenin bahtı açık, sansı da yaver olursa, onun biti bile yerinde, zamanında ise yarar, yükselmesine yardım eder.)
kendisi hakkındaki en derin bilgileri tarih kutbu halil inalcık'tan dinlediğim avrupalıların muhteşem süleyman lakabı taktığı osmanlı padişahı.
öncelikle inalcık hoca şöyle diyor: fatih sultan mehmet kendisine kayser-i rum derdi yani roma imparatoru. kendisinden sonra bu lakabı kanuni söylemiş ve ibrahim paşa ile birlikte avrupa krallığına uzanacak seferler hazırlamıştır. ibrahim paşa öncelikle viyana'yı almayı böylece avrupa ülkelerinin korkuyla baktığı alman imparatorluğuna da seferle darbeyi indirerek sultan süleyman'ın avrupa'nın tek hakimi olacağını dile getirmiş. hatta venedikte 115 bin altın ödenerek sultan süleyman krallık tacı ve tahtı yaptırır.
düşünebiliyor musun sözlük bir padişah avrupa'nın kralı olacağından emin bunu biliyor ve kendine yeni bir tac ve taht yaptırtıyor. bu atalarımızın kudretinin büyüklüğünü gösterir. öyle ki avusturya macar imparatorluğu ile yapılan anlaşma gereği avusturya-macar imparatoru osmanlı'da vezir'e denk geliyormuş. yani koskoca macar kralı osmanlı'nın veziriyle aynı şartlarda kabul görüyor. bir kez daha osmanlı ile gurur duyuyorum.
ayrıca kanuni en şanlı veliahtır. hiç bir erkek kardeşi yoktur hazine ağzına kadar altın doludur. böyle bir dönemde tahta geçmiş ve 46 yıl avrupa'yı titretmiş büyük dedesi fatih'in yapamadığını yapıp rodos'u almıştır.
osmanlı padişahlarının en büyüğü kabul edilen, hürrem'e olan tutkusu, şehzade mustafa nın yani öz oğlunun öldürülmesindeki rolü akla ilk gelenler.
batının muhteşem lakabıyla andığı, yetmiş küsür yaşında at üstünde seferde ölmüş, yaşadığı dönemde adı tüm dünyayı titretmiş, tarihe mal olmuş bir türk büyüğü.
aşk, şiddet, başarı, azamet, acı ve iktidar oyunları ile harmanlanmış sıradışı bir ömür.
günahıyla sevabıyla insan sonuç da.
fransa'Da 100 yıl dansı yasakladığı gayet güzel ve komik bir hikaye fakat hiçbir gerçekçiliği yok. *
abdulhamit * ile bir tutulamayacak kadar büyük bir padişahtır, avrupa'Da ne fatih ne yavuz kanuni kadar bilinir. yani kanuni avrupa'da en çok bilinen osmanlı padişahıdır.
batı dillerindeki lakabı "suleyman the magnificent" yani "muhteşem süleyman"'dır.
batılılar yalnızca iki lidere bu denli hayranlık dolu lakap takmışlardır. diğeri "alexander the great" yani büyük iskender'dir.
fransa'da dansı ahlaksızlık sebebiyle yasaklaması şimdikilr gibi giyim ve kuşamla güçlü olunamayacağını bildiğinden dolayıdır.
Salak salak durup, "dansı yasakladı avrupa'nın gözünde küçük düştük ehhuu" diye ağlayanlar Türk'ün o dönemki kudretini görmekten aciz şahsiyetlerdir. Sen şimdi yapmadığın soykırımı savunmaya kalkınca posta yiyorsun ama ataların zamanında tek ferman ile karşısındakini titretmiş.
Bir de onu boğdurtmuş, bunu boğdurtmuş gibi ilkokulda osmanlı'yı kötüleyen kitaplardan bilgi vermeye çalışan andravallara selam ederim. Sanki orada bulunmuş gibi yazması daha da etkileyici.
belki yavuz,fatih ve sultan abdülhamitten daha büyük değildi ama devraldığı mirasın ve üzerine kattıklarının neticesinde yeryüzünde tüm bilenen tarih boyunca en azametli ve en güçlü olmuş bir kaç insanoğlundan biri.hiçbir kral,şah ve padişah kendisine denk değildir ancak baş vezirine denktir.rivayet edilir ki ahlaka mugayir olduğu gerekçesiyle pariste raksı(dans) yasak etmiştir.
aslında viyana önünde büyük bir mağlubiyet alan, ama geri çekilmesini bildiği için bu mağlubiyeti hezimete dönüştürmeyen sultan. merzifonlu da adam gibi geri çekilebilseydi ikinci viyana kuşatması basit bir mağlubiyet olurdu.
neyse, genelde türk tarihçiler avrupa seferlerindeki rakiplerini korkak gösterirler. ama belgrad, rodos, viyana, malta ve zigetvar kuşatmalarında hristiyanlar inanılmaz direniş göstermişlerdir. zigetvar da düşman hepi topu 600 kişiyle, son neferine kadar savaşarak ölmüştür. hatta kale komutanı, cephaneliği ateşleyip yüzlerce yeniçeriyi yanında götürmüştür.
Çocukluğundan beri yakın dostu olan ibrahim Paşa'yı hürrem sultan'ın fesatlığı yüzünden bir akşam yemeğinde ne idüğü belirsiz bir şekilde öldürmüş-öldürtmüş osmanlı padişahıdır, adaletlidir ama bu adaleti bazen hızlı bir şekilde işin özünü anlamadan uygulamıştır. 72 yaşında ölmüş, dönemine göre oldukça uzun yaşamıştır. Yaşamı, insani boyutu, özel hayatı ile ilgili ayrıntılı bilgilere national geographic dergisinin ekim 2001 sayısından ulaşılabilir.