Babası yavuz Sultan Selim in darbe yapıp babasını(dedesini) tahttan indirdiğine şahit olduğu için kendi evlatlarından kendisine darbe yapilabilecegini düşünüp o da bu yüzden korkup onları bogdurmustur bence.
Fransız kralının savaşta esir düşürülüp kanuni sultan süleyman'dan yardım istemesi üzerine.
Kanuni sultan süleymanın mektubu.
Ben ki, Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Azerbaycan’ın Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve Diyarbekir'in ve Kürdistan'ın ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd Hân'ın torunu, Sultan Selim Hân'ın oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım. Sen ki, Françe vilayetinin kralı Françesko (François, Fransuva)’sun. Sultanların sığınma yeri olan kapıma, adamın Frankipan ile mektup gönderip, memleketinizin düşman istilâsına uğradığını, hâlen hapiste olduğunuzu bildirip, kurtulmanız hususunda bu taraftan yardım ve medet istida etmişsiniz (istemişsiniz). Her ne ki demiş iseniz benim yüksek katıma arz olunup, teferruatıyla öğrendim. Padişahların mağlup olması ve hapsolması tuhaf değildir. Gönlünüzü hoş tutup, hatırınızı incitmeyiniz. Bizim ulu ecdadımız, daima düşmanı kovmak ve memleketler fethetmek için seferden geri kalmamıştır. Biz dahi onların yolundan yürüyüp, her zaman memleketler ve kuvvetli kaleler fetheyleyip gece, gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Allah hayırlar müyesser eyleyip meşiyyet ve iradatı neye müteallik olmuş ise vücuda gele. (Allah hayırlar versin ve iradesi neyse o olsun.) Bunun dışındaki vaziyet ve haberleri adamınızdan sorup öğrenesiniz. Böyle bilesiniz.
"muhteşem" süleyman olarak bilinir.
lakin pek de muhteşem değildir.
babası rahmetli başbuğ yavuz selim han'ın ağzına kadar doldurduğu hazineyi tam takır kuru bakır bırakmış, yetmemiş, yahudi bankerlerden tefe ile para almıştır.
bütün bunları bir kenara bırakacak olursak.
kendisi babası ile dayanışma içinde bu devlete en şaşaalı 8 senesini yaşatmıştır.
biliyorsunuz ki yavuz sultan selim iktidarı oğlu kanuni'nin de yardım etmesi ile ele geçirmiştir.
yani yavus sultan selim iktidarında baba ve oğul birbirine sırt sırta vermiş, osmanlı'yı büyük bir imparatorluk haline getirmişlerdir.
lakin kanuni, babasının gösterdiği bu feraseti gösterememiş, oğulları, evlatları ile dayanışma içinde olmak yerine, kendi, öz oğullarını kıskanmış, onları kendine rakip görerek öz be öz evlatlarını bertaraf etmiş/katletmiştir.
şehzade mustafa, şehzade beyazıt gibi yeniçerinin, sipahinin ve devlet erkanının pek sevdiği, kıymet verdiği iki güzide şehzadeyi katletmiş ve osmanlı'nın gerileme dönemini başlatan kişi olmuştur.
şu talihe bakın ki, şehzade mustafa ve şehzade beyazıt'ı katleden kanuni, bu iki kutlu hükümdar adayı yerine ardında sarı selim gibi oğlancı, cibilliyetsiz ve karaktersiz bir halef bırakmıştır.
büyük ihtimalle öldükten sonra, babasından "bre deyyus..." diye başlayan cümleler eşliğinde , öbür tarafta, gerçek bir "osmanlı tokadı" yemiş olması muhtemel bir sultan.
lakin...
"ben öldüğümde, sultan süleyman han´ ın, bir elini tabuttan dışarı sarkıtın, sarkıtın ki insanlar mihteşem süleyman bile bu dünyadan eli boş gidiyor; görsünler !!" deyişi...
gene de hepimize bir derstir ve ne olursa olsun, gene de muhteşem bir cümledir...
keşke bugünkü politikacılar da bu olgunluğa sahip olsaydılar.
çelebi mehmet'in isyanları bastırdığı, fatih'in destanlar yazdığı,2.bayezid'in*ekonomide ve dış politikada zirveye çıkardığı, yavuz'un 8 senede 80 senelik iş yaptığı bir temel almıştır.
bu temelin üzerine birçok askeri zafer eklemiştir ama onun dışında bu temeli mahvetmiştir.
osmanlı imparatorluğu'nun 10'uncu padişahı, 89'uncu islam halifesi.
padişah birinci Süleyman, 27 Nisan 1495 Pazartesi günü, Trabzon’da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa sultan’dır.
30 Eylül 1520’de, yirmi beş yaşındayken Osmanlı tahtına geçti. Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay ve çatışmasız oldu. Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi. iş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi. zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti.
Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı. 1520'den 1566'daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca padişahlık yapan ve 13 kez sefere çıkan padişah birinci Süleyman, saltanatının toplam 10 yıl 1 ayını seferlerde geçirmiştir. böylece imparatorluğun hem en uzun süre görev yapan, hem en çok sefere çıkan hem de en uzun süre sefer yapan Osmanlı hünkârı olmuştur.
. Süleyman padişah olduktan kısa bir süre sonra Şam Beylerbeyi Canberdi Gazali yeni padişahı tanımayarak isyan başlattı. 27 Ocak 1521 tarihinde Ferhad Paşa komutasındaki birlikler Şam yakınlarındaki bölgede Gazali’yi devirerek isyanı bastırdı. Bu olaydan sonra Şam Beylerbeyliğine Ayas Mehmed Paşa atandı.
Sultan Süleyman’ın ilk seferi Belgrad’a olmuştur. (18 Mayıs 1521) Belgrad çevresindeki şehirler alındıktan sonra, 1 Ağustos 1521’de kuşatılan şehir 29 Ağustos’ta teslim oldu.
Bundan bir sene sonra, Sultan Süleyman’ın seferi Akdeniz’deki Rodos’a, Hospitalier Şövalyeleri’nin üzerine oldu. Bu kuşatma için 1522 senesinin Haziran ayında suya inen Devlet-i Aliyye Donanması, 28 Temmuz’da Rodos’a vardı. Yaklaşık 100.000 asker ve 400 gemiden oluşan bu muazzam ordu, 6 ayı geçen kuşatmadan sonra Şövalyelerin teslim olmasıyla Rodos’u resmen almış bulunuyordu.
bazılarının; özellikle tarihi değerleri değersizleştirmeye çalışmasına, milleti millet yapanın geçmişiyle olan bağı olduğunu bilenlerin bilinçli bir şekilde günümüz neslini ecdadından soğutma çabasına girmesine meze olmuş padişahtır. bizi amerika' dan farklı yapan geçmişimizdir. iyisiyle kötüsüyle o geçmiş bizim.
iktidarın sürdürülebilmesi için bazı bedellerin ödenmesi, günümüzdeki hümanizm kavramının o gün için gerçeklenmesinin beklenmemesi gerekir. cem sultan vakası ortadayken. ki bu sadece o dönem osmanlı içinde geçerli değildir. birçok avrupa ülkesi de bu tür acımasız uygulamaları devamlılıkları için gerçekleştirmiştir.