az önce aramızda çöyle bir yazışmanın geçtiği, sabırlı varlık.
ben:+
kanka:-
+seni çok seviyom.
-bil mukavemet
+bil mukabele olmasın o.
-bayılıyorsun boş konuşmaya , mukadderat dediysem mukadderattır.
+yok canım, musadere.
-muharebe mi?
+hayır muhallebi.
-tamam kes ettin muhabbetin içine.
+muhammed olmasın o.
-yapma allah aşkına sus artık!
+hehehe, tamam tamam sustum.
kahkalara gark oldum yeminle. ama küçük şeylerden mutlu olaydın sevgili kankam daha mutlu olurdum.*
Kan kardeşin kısaltılmasıyla ortaya çıkmıştır. dostun en halidir. Bir zamanlar Ruhsar dizisiyle baya revaçtaydı fakat hafızam beni yanıltmıyorsa şâyet, efsane dizi süper baba'da sümer tilmaç*şevket altuğ'a* bu şekilde sesleniyordu ve kankanın çıkış noktası da bu dizidir büyük ihtimal.
bu dunyada bulunca birakmamaniz gereken, siki siki tutunmaniz icap eden tek sey. Kolay kolay bulunmaz cunku kendileri, hem de orjinal olani. Kanka sevgiliye bile tercih edilir cogu zaman, edilmelide zaten. Sevgiliyle yapamadigin seyleri kankanla yaparsin, utanma kaygisi yoktur yaninda. Oz kardesin gibidir.
Dünyanın en güzel kelimesi. Birbirleri için canını bile verecek kadar iyi bir arkadaşlık. Ben 28 yaşındayım Kankam 14. Herkes garip karşılıyor çocuk yaştaymış diye ama ben alıştım yaşasın kankalık. Seni çok ama çok seviyorum kanka. EKiN MUSTAFA KISA YALÇIN SALiM ÖZTÜRK
'kankardeş' birleşik isminin, konuşma dilinde bizzat halk tarafından budanması ile oluşmuş ve büyük itibar görerek dilimize yerleşmiştir. şu sıralar, argo 'pampa' sözcüğü de aynı yolun yolcusu gibidir.
- bazen olur öyle!
dil, aynı afacan çocuklara benzer. kimi zaman, uzmanlarının eline-avcuna sığmaz olur. siz kendine yakışanı giydirmeye çabaladıkça o, kendince yakışanı giymek ister üzerine.
örneğin, 'bedeni' yerine 'tensel' dersiniz tutar, ruhi yerine 'tinsel' dersiniz tutmaz. üstüne üstlük, arapça-türkçe karışımı 'ruhsal' sözcüğü dile karasakız gibi yapışır kalır.
bir başka örnek, söylenmesi o denli güç olmasına rağmen 'mevzilendirmek' sözcüğü yerine 'konuşlandırmak' dersiniz tutar da koşma ile yürüme arasındaki hızı ifade etmek için 'kılırtmak' dersiniz tutmaz. bunun nasıl olabildiğine dilbilimciler bile hayret eder. zira, çoğunun mantıklı bir açıklaması dahi olmayan bir dünya unsur, bu durumun gelişiminde etkindir.
kulağıma iğrenç gelen, kullanmak zorunda kaldığım durumlarda kendimden tiksindiğim hitap biçimidir. "hafız", "hacı", "başkan", "ciğerim", "brüder" gibi kalıplar daha tercih edilesidir. abi adamla ilkokulda bahçede "kardeşim" diye kol kola gezmişiz, okul bitmiş, 7 senedir "merhaba, merhaba" dışında görüşmemişiz, en sonunda belki de işi düşmüş mesaj atmış "kanka naber" diye, mecbur "iyidir kanka senden"* diyecez ne diyelim yani... adam arabesk rap dinliyor artık. "başkan" desem kendini reis sanacak. işte o ikilemde kalmak çok kötü bir durumdur.