+hayırdır kanka resmen ağzına sıçmışlar?
-yok bir şey oğlum, sadece gözüm biraz morardı ama ben de iyi patlattım onlara.
+yok yok. bayağı sıçmışlar ağzına senin.
-ufak bir morluk lan abartma.
+abartılmayacak kadar değil.
-ya bırak bir şeyim yok ya benim!
+lan yeter be yeter! ağzın leş gibi kokuyor. oh be.
-sıçmadılar ağzıma, mantıya hayır diyemedim.
k: hacı senin ağzın ne kokuyor böyle?
a: bilemedim ki hacı. kokuyor mu harbiden?
k çok pis la.
a: * senin ağız kokundur o.
k: yok la yeni fırçaladım dişlerimi.
a: he amk o zaman götün kokar mutlaka.
not: birisini kırmamaya çalışarak konuşursanız o kişiyi mutlaka kırarsınız. buna önem vermeden konuşursanız karşıda ki kişi kırılmaz, aksine daha saldırgan hâle gelebilir. veya kendinin haklı olduğunu bildiği için * deyip konuyu kapatabilir.
görevleri değiştirelim.
kokuyu alan ben: a
kokuyu salan: k
a: olum senin ağzın mı kokuyor?
k: he la dün sarımsaklı yoğurt yemiştim. fırçalamayı unutmuşum.
a: tamam la sorun yapma. bak bende naneli sakız var. buyur.
not: bu işi konuşmaya dökmeden direk naneli sakız ikram ederek çözebilirsiniz.
çok samimi olmadığınız bir insanın kalbini kırmadan bunu söylemenin pek imkanı yoktur. olsa olsa hızla topuklar, kokudan kurtulmak için kaçarsınız. ama gerçekten samimi olduğunuz sevdiğiniz ve hayatınızda yeri olan bir insan ise işte o zaman kibarca söylenebilir veya ne bileyim bir diş doktoruna görünmesi gerektiği, midesinde problem olup olmadığı, aç olup olmadığı vs. sorularak bunun bir sorun olabileceği anlatılabilir. belki biraz incinse ya da utansa bile çözüm arayacaktır.
dis hekimi bir arkadaş edinip önceden anlasmak, söz konusu ağız kokusu olan kişiyi muayene bahanesiyle götürüp hekim vasıtasıyla bunu ona soyletmektir (bkz: oral malodor)
-başın sağolsun.
-aaaaaaa. kim öldü? ne oldu?
-bilmem bir yakının ölmüş sanki.
-yoooo nerden çıktı şimdi ?
-ne bileyim sanki yakının ölmüş te sende yemişsin gibi.