kaldırıma araç parkeden insan olamaz.
insan değildir yani.
'insan niye insanların yolunu kapatsın ?' değil mi ?
hatalı başlık efendim.
Not: gerçi bir türkiye 'gerçeği' olarak "yayalar yolda, araçlar kaldırımda" ilerliyor. lakin her gerçek doğru olmak zorunda değildir. şekil birbuçuk x'te gözüktüğü gibi. bu sebeple kaldırama araç parkeden bir insan olamaz. olmamalı. insan sıfatı taşıyorsa üzülürüm.
özellikle engeller için bir başbelasıdır bu adamlar efenim. zaten adam görmüyor, bi de senin ibne arabanla uğraşmak zorunda. sağa gidiyor olmuyor, sola gidiyor olmuyor. en sonunda iniyor yola çağresiz. sonra çıkıyor başka bir densiz diyor ki beyefendi-hanımefendi yoldan gidiyorsunuz. lan mal! adam onun farkında. sen bir yanlış yapan arıyorsan kaldırıma baksana beyin fukarası...
nedense hep ters tarafından bakılan olaylardan bir tanesidir. hiç düşündünüz mü acaba neden öyle parkediyor ? belki hastaneye yetişmesi lazım, belki fatura yatırması lazım. yoksa faiz binecek. tam kapanmak üzere yetişiyor. yada herhangi bir acil işi çıktı. her neyse işte... malesef ki insanoğlu başına gelmeden anlayamıyor. hep olaylara ters tarafından bakıyor. polyannacılık oynayın da demiyorum ama bu kadar kötümser olmayın. direk kötü düşünüp çiziliyor arabalar. her arabaya binişimde, o çiziği görüp görüp anıyorum çizen şahsiteyi. tam benim koltuğumun olduğu kapıyı çizmiş.
Geçişi neredeyse tamamen kapatmışsa anahtar ile araca "Park yapılmaz" levhası çizilebilecek , biraz olsun geçiş varsa Yedik göbek sülale anılarak yoluna devam edilebilecek bir durum. *
park edecek yer yoksa asıl suçlu belediyedir efenim. arabası olan adam park edecek yer bulamayınca ne yapsındır. arabayı dükkanlardan birine bile sokabilir sinirden hiç belli olmaz.
ha etrafta otopark vs. varsa hayvandır bu insan, o ayrı.
edit: aramızda belediye başkanları varmış suç her zaman şoförün tamam.
araç geçişi engelleyecek kadar dar yollarda, özellikle o yol evinizin önüyse ve binanın otopark benzeri tahsis edilmiş alanı yoksa mecburen yapılan, fakat hoş olmayan durumdur.
şehri planlayanlar ve altyapının yetersiz olmasına rağmen, yani yol yokken araç ithalini çılgınca teşvik eden hükümetler utansın.
olur mu arkadaş, araba itahali kısıtlamak neymiş diyenler olabilir.
fakat bu yanlıştır. kaynak israfına vurgu yapan teori pareto optimumu ' na aykırılık teşkil ettiği için yanlıştır.
optimuma aykırılık ise şöyledir; karayolu yerine, demiryolu * yapımına ağırlık vermek, sosyal maliyetleri ve refahı arttırıcı yönüyle, bir ülke için rasyonel olan davranıştır.
fakat otomobil lobilerine ,teslim olan hükümetler bunun yerine karayolu yapımına ve vatandaşı oto alımına teşvik eder.
yayalar için yapılmış olan kaldırımları arabasıyla işgal eden araç sahibidir. kaldırımda hiç yer bırakmayıp, yoldan yürümenize sebep olanlar ise en nefret edilen tiplerdir. bugüne kadar hiç çizmedim ama geçenlerde belediye otobüsünün bir tanesinin aynasını alıp götürdüğünü gördükten sonra bir nebze rahatladım.
Memlekette adam gibi bir planlama olmadığı için başka çaresi bulunmayan insandır. Eğer arabasını yola parketse zaten dar olan yurdum yollarından araba geçmesi imkansız bir hal alacağından ötürü böyle bir yola başvurmuştur.
o neyse de bütün araçlar yola park etmiştir bu sümsük 'arabamı çizin lütfen' der gibi kaldırımı bir santim boş bırakmayacak şekilde arabası ile doldurmuştur,50 kuruşla çizilmesi an meselesidir.
yaya 2 adımlık kaldırımda yürümek ister ancak bu çok zordur çümkü kaldırımın tam ortasında eğri bir ağaç diğer yarısında park etmiş bir arabanın yarısı vardır geçmek oldukça güçtür efenim.
ama araç sahibi de kendini savunur park edecek yer yok mecburuz diye iş belediyeye kalır onunda onca işi varken aslında en önemli sorun olan bu durumla uzaktan yakından ilgilenmezler.*