sıcağına espresso,türk kahvesi,latte vb. dendiği soğuguna frappe dendiği genelde starbuck gibi cafelerde içildiğinde kendini sanki daha tatlı geldiğine inanılan bir tür içecektir.
ne içiyosun mahmut
-kahve ama starbucks canım.
fazla tüketildiğinde zararlı olabilecek içecek. iyi olan her şey zararlı mı? Yoksa birileri bizi fena halde kekliyor da farkında mı değiliz. para verip tükettiğimiz şeylerin zararlı olması, büyük sektörler olması çok garip sözlük. kolanın zerre faydası yok mesela. düşününce bütün üretim bunun üzerine kurulu lan.
(bkz: paranla rezil olmak)
her türlüsü sevilir kahvenin; ancak türk kahvesi'nin tadı, kokusu ayrıdır. rakı gibidir ya iyi dostlarla, sevilen insanla muhabette içilir ya da yalnızlığın dibe vurmuş halinde tek başına dertleşilir kahveyle. yağmurlu, serin akşamlarda kitap kokusuyla karışır, kahve kokusu. yardımseverdir, akşamdan kalma bir bedeni kendine getirir, uykusuz bakan gözleri canlandırır. bazen sevgiye, bazen acıya, bazen dostluğa, sohbete, bazen de en uçsuz yalnızlığa ortak olur, bir sevgilinin yerini alır kahve.
en nefret ettiğim içecektir. kokusu bile midemi bulandırır. bunu içenler nasıl içiyorlar şaşıyorum doğrusu. bazı resmi durumlarda geri çeviremediğim için içmek zorunda kalıyorum. o küçücük fincan bana nasıl eziyet veriyor anlatamam, ki onun da yarısını içebiliyorum sadece.
sütlüsünü severim ama türk kahvesini asla ama asla içmem. Allah içmek zorunda bırakmasın.
sadece kokusu hoş olan içecektir. bir tanesinin 40 yıl hatrının olduğu söylenmektedir. çay benim için daha hatırı sayılır bir içecektir hatta su bile ondan daha hatırlıdır kanımca.
kokusu ve tadıyla insanı cezbeden, günlük tüketilebilen içeceklerden. düzenli içildiği zaman daha bir güzel oluyor. kişi kendini hem daha zinde hissediyor hemde rahatlıyor.
şu soğuk günlerde ise her zamankinden fazla içesi geliyor insanın, sanırım öyle de oluyor...
sıkıntılı günlerde sıcak sıcak içildiği zaman; insanın içindeki karamsarlığı götüren bir çeşit ilaç. her sabah kahve içmek aslında saç dökülmesi gibi konulara da oldukça yararlıdır.
Efem ben bu yaşıma kadar kahve denince tiksinen ve kaçacak yer aran biriydim, bir keresinde ders çalışırken arkadaş hatırına içeyim dedim, kendisine de bana da bir bardak getirmişti, kafa kafaya ders çalışıyorduk da hani... daha önce de denememiş değildim fakat 3'ü 1 aradayı ilk defa deniyordum, tadı en başında yine rahatsız etti ve beni baydı fakat içtikçe içesim geldi, bir süre sonra manyak gibi soru çözdüğümü fark ettim... Şimdi hev gece iki bavdak içiyovum deli gibi sovu çözüyovum...
Edit: Gün geçtikçe tadından hoşlanmaya başladım fakat beraberinde etkisinin azaldığını da hissediyorum... Bünye alıştı tabi.
iyi ki ülkemize gelmiştir.
güney amerika'dan gelmeseydi şayet çoğu ilişki başlayamazdı.
bi düşünün lan "kahve içelim" demiyorsun "oralet içelim" diyorsun.
olmazdı olamazdı hep bir şeyler eksik kalırdı.
Bitter çikolatanıb anlam bulmasıı. Şekerli şekersiz orta köpüklü diye ayrımlaaar. Kahve muhabbetleri... Kahveyi bahane etmek dedikodu yapmak bunun yerinee..
içilmeden gidilen sınavda Eksi beş net yaptırtır. tecrübeyle Sabit.
su böreği göze çarpınca e yanında çay iyi gider.
kahve yok, konsantrasyon yok. mide çalışınca da beyin daha az çalışır.
yaz bunu bir kenara genç. sınava aç karnına veya çok az yiyerek ve kahve içerek git.
"her gün en az 2 fincan sade kahve içmeden duramıyorum."
"yarın benimle kahve içmeye ne dersin güzelim?"
"kahveye o kadar bağımlıyım ki kendime french press aldım." gibi replikleriyle tanınan bu şahıslar ortamın en kuğulu olma çabalarıyla da dikkat çekerler.
kahve sevenler için yeni bir platformun müjdelendiği harika içecektir. küçüklüğümde kahveyi bir türlü sevememiş, sürekli burun kıvırmıştım. bunun tadında garip bir şeyler var diyordum. tüm mesele bana kahveyi verirken içine şeker katmaları imiş. şeker ortadan kalktıktan sonra kimse beni tutamadı. sanıyorum iyi bir kahve meftunu oldum.