hayatımda lise son sınıfta bir sene boyunca kahve içtim, şimdi bakıyorum da nasıl içebilmişim onca gün, hafta, ay. Kahve fanatikleri üzülecek ama ne kokusu, ne tadı, ne rengi, hiçbir şeyi hoşuma gitmiyor. ispanya'da salamanca'da tanıştığım bir adamın bana kahvenin derviş bir türk tarafından bulunduğunu söylemesi bile ilgimi çekmedi. sırf bazen uyunık kalmak için de içilmez ki...
insanların, genelde güzel duygularıyla eşleştirdiği içecek.
"sarsa kokusu odamı, alsam yanıma en sevdiğim kitabı. ben sayfaları çevirsem, onun kokusu da benim başımı döndürse. kitabımın karakterleri dile gelse, atılıversem kurgunun içine. sonra bir yudum alsam o kahveden ve tekrar bir sayfa daha çevirsem. dışarıda yağmur, içeride ben-kahvem-kitabım ve hayallerim. dışarıda toprak kokusu, içeride kahve kokusu. dışarıda yağmurun sesi, içeride keman sesi. dışarıda insanların telaşı, içeride benim dinginliğim."
anlayanı yoktur, içimi ve pişirilmesi ritüeldir. filtreden tutun da türk kahvesine ve espressoya kadar çok çeşitli türleri vardır. şaraptan nasıl herkes anlamazsa kahveden de herkes anlamaz. özellikle neskafe içip de kahve içtiğini sananlar en komik kahvecidirler.
Özellikle öğrencilerin vazgeçilmez kurtarıcısı konumuna erişmeye nail olmuş üründür kahve. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır. Eğer ki önemli bir derse, toplantıya, iş görüşmesine katılıyorsanız veya sınav hazırlığı içindeyseniz mutlaka 2 kritere dikkat etmeniz gerekir. 1. Kesinlikle kahveyi tok karnına içmeyin, uyuşukluk yaratır. "Tok karnına içmeyin"den kastım, kafeinin uyarıcı etkisini vücuda ve algıya sağlayabilmek için kahveyi içmeden önce ağır bir şekilde beslenmeyin kesinlikle hafif besin tüketin. Eğer belli bir beslenme programınız varsa onun dışına çıkmayın. 2. birinci kritere uymak koşuluyla abartıya kaçmaksızın kahve dozajını artırabilirsin, tabi bu öneri kardiovasküler sorunu olmayan ve 40 yaşının altında kişiler için geçerli.
kahve denince akla türk kahvesi ve türk kahvesinin en iyi yeri mehmet efendi gelir.
mısır çarşısının arka kapısından çıkınca o muhteşem kokusu mest eder insanı.
Kahve ağacının ilk bulunduğu yer olan Habeşistan'ın Kaffa yöresinin Arapça karşılığı "qahwah " dır. Araplar bugün bilinen kahveyi henüz tanımıyorken kelime keyif veren içki, şarap anlamında kullanmaktaydı. Bugünkü anlamını 14. yüzyıldakazanmaya başlamıştır. Bu Türkçe'de "kahve"ye dönüşmüş, buradan da Avrupa'da café, caffe, koffie, coffee, koffie, Kaffee şekline gelmiştir.
Bazı kahve ağaçlarının meyvesinden iki yerine bir tane çekirdek çıkar. Bu çekirdek (peaberry), diğerlerine göre çok daha yuvarlak bir şekle sahiptir. Tek olarak çıkan çekirdekler, diğerlerinden ayrılarak üretim sürecinden geçirilir. Genellikle fiyatları da normal kahveye göre çok daha pahalıdır.
Kahve içerdiği kafein maddesinin uyarıcı niteliği yüzünden dikkat artırıcı ve stimülan özelliğe sahiptir.Ağrı kesicilerin etkisini %40 arttırmaktadır.
Çeşitli söylenceler var kahveye dair. Biri bir çoban. Hayranların yeyince hareketlendiğini gören bu çoban bulmuştur kahveyi. En kadim hikaye bu. Bir diğeri bir sufi şeyhinin gece uyanık tutmada kahvenin etkili olduğunu bilmesi nedeniyle geceleri içmesinden geldiği. ilk içen odur denir. Bir diğeri bir hastalığa karşı cebrail meleğin vahyi üzerine hz. Süleymanın yemenden kahve getirtip, kavrulmasını sağlayıp suya katarak hastaya içirmesidir. Denilir ki bundan sonra kahve sevilen bir içecek olarak kabul görmüştür. *