erkeği tarafından verilmiş bir hediye olduğu gerçeği herkesçe bilindiğinden hazımsıklıklara yol açan durum.
kadın ve güç ilişkisiyle alakalı bu. sindirimeyenlerin çoğu erkek. ve bu durum hiç hoşlarına gitmiyor. emek sarfetmeden, sadece zengin biriyle evlenmenin getirdiği avantajdan yararlanarak kazanılmış bir güç olarak bakıyorlar buna ve tüm bu olumsuz düşünceler de burda başlıyor.
lakin meseleye şurdan da bir göz atmak lazım. güçlü olmanın, güçlü görünmenin sırrı çok pahalı kıyafetlerin içine girip, ultra lüks bir jeep'e binmek midir bir kadın için?
ya da başkasının ona sunduğu zenginlikle kendini güçlü hisseden kadın gerçekten güçlü olabilir mi?
bence her ikisi de yanlış cevap. ikisinde de kadın çuvallamıştır demektir..
varoş mahallesinde yaşayan, her gün koca dayağı yiyen kadından hiçbir farkı yoktur burdaki kadın tasvirinin.
hatta sıradan kadının ruhu çok daha özgürdür bile diyebilirim ona nazaran.
o hiç olmazsa çocukları için dayak yemeyi göze almış, kendini bu yola feda etmiştir.
ama diğeri paramız olduğunda herhangi birimizin koynuna girebileceği türden, ruhunu kaybetmiş, esaret altında, kaybedeceği çok şeyi olduğu için tüm bunlara, hatta kocasının metreslerine bile göz yummakta.
lakin biz onu bir yerde otururken, aradan indiği minisiyle görürken çok farkı tahayyül ederiz, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını unutarak.
peşin edit: bu yazı yüksek derecede genellemelerden ve subjektiflikten oluşmaktadır.