ruhsal problemleri olan adamı sevgisiyle iyileştirebileceğine inanıp kendi ruh sağlığını da bozmak. karşısındaki insanın değişmesini istemek, değiştirmeye çalışmak. istediğini elde edemeyince de trip yapmak.
iplerin kendinde olacağı düşüncesinden hareketle bir başka kadını oynamak zorunda kalmaları. Ve bunun onlara yüklediği ağırlık.
Başka kılıklara bürünmek veya burünmenin gereğine inanmak çoğu erkeğin temelde birbirlerine benzedikleri yanılgısına dayanır.
Erkeği elde tutma aracı diye düşünülen şeylere güvenmek.
Bence sıra arkadaşı doğallı lazım bizlere. iliskiyi bir çıkmaza sokmamak lazımdır. Sentetik, eğreti duran tavırlar, tepkiler, daha çok ilgi görmek adına yapılan gereksiz şeylerdir. Daha fazla bağlilık ve sevgi için planlı değil tam samimiyetle hareket etmek faydali olabilir.
Çünkü bir kiside rolcülük bir kez sezildiğinde bundan sonra hep itici görünebilir insanın gözüne.
istemli veya kisinin kendi isteğinin dışında gelisen artik bir refleks halini almış davranışlar da söz konusudur. Adeta nasırlasmış olan ve kişiyi var eden rolcülük de diyebiliriz buna. Aslında insan bu garipliğin, ikililiğin farkına varıp %100 doğal, organik bir halde bütün yapayliklardan kendisini kurtararak yaşamalıdır. En çok da kendisi için iyi olur bu.
Tabi pek çok kadından bu yanlarını alırsanız diyeceği şey şu olurdu.
'Bana, kendimden vazgeçmemi söylüyorsun.' Bana benden ne kalır o halde?
insanlar kurdukları ve kuracakları ilişkilerde kendilerinin çok uzağinda var etmişlerdir kendilerini... bu var edişin/ saklanışın temelleri, insanların bazı şeyleri anlayacak olmasından korkmakla ilgilidir benim düşünceme göre. Aile haricindeki insanlarla kurulan ilk ilişkilere ve utanç duygusuna kadar gider hikayesi...ve biz buradan başlarız örmeye giysilerimizi. Sonuçta giyimlerinizden sıyrılın dediğinizde kendisi olarak adım atmaya isteksiz yaklaşacaklardır kişi. Çünkü bundan öncesinde kurduğu ilişkileri başka bir kimliğin üzerinden geliştirmiştir. Davranışlarının kalıbı, iletişim kurma becerisi o ikinci benle biçimlenmiştir.
Her neyse. Kafa patlatmaya gerek yok daha fazla. Az buçuk anlatabildiysem yeterlidir benim için.
erkeği kuzuya çevirmeye çalışılırlar. adam da az meğilliyse sünepe olur çıkar. Sonra da ben sünepe erkek sevmiyorum deyip yeniden Aslan avına çıkar. döngü bu. Hep böyle devam ediyor.
karşı cins için de söylenebilecek hatalardır. ama konumuz kadınların hataları.
biliyorsunuz ki bir erkek, sosyal medyayı, mesajlaşmayı sevmeyen biri dahi olsa ilişkinin ilk evresinde ve daha öncesi olan flört döneminde bu huyundan çok taviz verir. karşı tarafla kurulabilecek tüm temaslar için yoğun bir itki duyar. bu da normalde eve gelir gelmez evin bir köşesine koyulup, gün sonunda nerede olduğu unutulan telefonun hiç elinden düşmemesi gibi çelişkili hal ve hareketlere sokabiliyor insanı. bu anlaşılabilir bir değişimdir çünkü içgüdüsel olarak karşı tarafı tanıma ve onun ilgisini çekebilme arzusunu gerçekleştirebilecek teknolojiler varken insan -gündelik hayatında çok yoğun kullanmıyor dahi olsa- bunlardan olabildiğince faydalanır.
fakat erkek kişisi, ilişkileri daha düzenli bir hale geldiğinde yani flört ve sonrası 'canım cicim zamanları' geride bırakıldığında, normal yaşantısındaki haline geri bürünmek ister. kişisel uğraşlarına aynı enerjiyi aktarmak ister. tek gerçekliğinin ilişki içerisindeki kadın olmasından kaçınır.
kadının buradaki hatası -evet erkeğin de hataları var ama sonra değineceğiz- ilişkinin ilk dönemlerindeki yoğun -süreklilik arz etmesi iki kişinin de özel hayatını olumsuz etkileyecek olan- iletişimin kesilmeye başlamasından dolayı rahatsızlık duymaya başlar ve karşı tarafa bu konuda sürekli ikazlarda bulunur ve ilişkisindeki duygu durumunu sorgulamaya başlar.
erkeğin buradaki hatası da bu tür suçlamalar ya da sorgulamalar karşısında mantıklı açıklamalarda bulunarak karşı tarafı ikna edemeyişidir. çoğunlukla kadından gelen suçlamaları kendince haklı bularak suçluluk duyan da çoktur. bu da erkeğin karşı taraftan gelen suçlamaları aza indirgeyebilmek için yapmacık bir iletişim içerisine girmesine sebebiyet verir. artık tek taraflı yapay bir durum söz konusu ve bu erkeği normalden daha çabuk ilişkiye karşı soğutmakta, daraltmaktadır. sonuç olarak; erkek kişisinin hasret kaldığı özel yaşantısına ve kişisel uğraşlarına sevgilisinden daha çok özlem duyması, arzulaması durumunu yaratarak ilişkiyi tek taraflı bir bıkkınlığa sürükler.
konumuz kadınlar olduğu için özet geçecek olursak;
teknolojik imkanlar el veriyor diye sürekli iletişim halinde olmak bir zorunluluk değildir. karşı tarafın sürekli sizinle iletişimde oluşu ya da olmayışı sizi sevme derecesini değil karşı tarafın işsizliğiyle ilgili bilgi verir.
erkekler için ise, bunun önlemini baştan alarak iletişimin ilk kurulduğu dönemlerde ve sonrasındaki ilişkinin 'canım cicim' dönemlerinde kendi özel alanlarınızdayken ve kişisel uğraşlarınızla vakit harcıyorken karşı tarafla iletişim kurma itkisini bastırın ya da kontrol altında tutun derim.
sevgiliye odaklanmak, hep onu düşünmek, o beğensin diye yaşamak...
halbuki insan kendisi içinde yaşamalı. çünkü insanlar er geç gidiyor. gittiklerinde koca bir boşlukla başbaşa kalmamak için dostları, hobileri, idealleri unutmamak lazım.