ya olum bu aşk denilen şey bahsettiğiniz kadar baştan çıkarıcı, toz pembe, ayakları yerden kesici, dengesizleştirici bişey değil ya. aşık olduğunuz ya da aşık olduğunuzu sandığınız durumlardaki bu afra tafra nedir allasen. ulan ben de aşığım sana görmüyor musun, bunu belli etmek için hergünün mecnun tadında yaşamam mı lazım? nazım hikmet miyim, turgut uyar mıyım lan ben hı? sürekli romantizm beklemek, sürekli görüşmek istemek, sürekli konuşmak istemek. bir erkeğin ilahlaştırılan o evre en büyük hatadır.
Olayları, olabilcekleri detaylı düşünmeleri ilişkide daha duygusal ve kırılgan yapıyor kadınları. Sonra üzülen kadınlar, buna anlam veremeyen erkekler kalıyor geriye.
cinselliği partnerine karşı bir araç veya koz olarak kullanmaları en sık yaptıkları hatalardan biridir. işe yarıyorsa, o adam cinsellik için vardır hayatında. işe yaramıyorsa, o adamı bu tavrınla kaybedersin. yani, her iki durumun da sonucu kayıptır kadın için.
çifte standartcılık. işine geldiğinde kadın olmanın avantajını kullanmak, işine gelmediğinde kadın-erkek eşitliğini öne sürmek.
kaprisi ve trip atmayı doğal ve kadınsı özellikler olarak görmek. kapris, trip kadın veya erkek olmakla ilgili değildir halbuki. aptal olup olmamakla ilgilidir. ya da olgun bir kişiliğe sahip olup olmamakla. bunları kadınsı özellikler saymak, kadınları aptal görmekle aynı şeydir.
bir sorun olduğu zaman direk olarak karşı tarafa sormamaları. kendi kafalarında kurdukları sanal gerçeklik içinde yaşamayı tercih etmelerinin sonucu kız whatsapp gruplarından gelen akıllara uymaları. çevrelerini çok fazla örnek almaları '' bak falancanın sevgilisi ne yapmış. ''
ilişkilerde iyi kötü dönemler olabiliyor, kötü dönemlerde iki yanında bulunuyorsa karşı taraftan 20 katı bekliyorlar ondan sonra gene trip. bana hiç değer vermiyorsun tribi.
heyecan sorunsalı herşey iyi hoş güzel adam içiyor muhabbeti güzel sosyal bir insan başlarda hiç problem değil, oda ne ilişkinin 6 aylık periyodu tamamlandıktan sonra '' ya sen çok içiyorsun. '' ee ne oldu amk hani iyidik içiyoruz diye heyecanlı mutluluk yapıyordun sende sözde rakı seviyordun.
ilişkinin uzunluğunun artmasından sonra bütün ilişkiyi karşı tarafa itmeleri, gri eşortmanını göbeklerine kadar çekerek ilgi beklemeleri. bütün sorunları erkeğe yıkmaları bir ee de buna gider '' hani her şey eşitti. ''
aşırı kıskanç davranışlar ya amına koyim her gördüğümüz her konuştuğumuz kızla yatmıyoruz bizim normal arkadaşımız olamayacak mı. ama sen yıllardır var dediğin sana aşık olan arkadaşınla konuşabilirsin neden diye sorunca gene suçlu biz amk.
ilişkiler karşılıklı yaşanır hanımlar, bir taraf bir tarafa baskın olmaya başladığı zaman ya harbiden kezbansın. bırak şu marjinalim ayaklarını iki kitap okuyup marjinal olunmaz. bakın kadınlar hayatı beraber yaşayalım diyoruz ama eninde sonunda karşı tarafa yıkmaya çalışıyorsunuz herşeyi ondan sonra olmadı diyip terk ediyorsunuz. yapmayın etmeyin kaç tane adamın çiğeri yandı sizin yüzünüzden belki ailesi ile kötü oldu belki arkadaşlarını sırt çevirdi sizinle iki güzel zaman geçirebilmek için.
not: aklıma geldi birde inanın kimse kimseye muhtaç değil bırakın şu iki abazan tayfanın sizleri şımartması sonrasında oluşan saçma özgüveni.
her kadın birlikte olduğu erkeğin onu mutlu etmesini haklı olarak ister. bizde elimizden geleni yapmaya çalışır dururuz. ama kadınların bir çoğu kendi mutluluğuna düşman insanlar olduğu için bu çalışmalar başarıyla oluşan mutluluktan ziyade korkunç bir ayrılıkla sonuçlanır. o nedenle hanımlar, sizin için tasarlanmış içinde mutluluğunda olduğu pürüzsüz olan ilişki zeminini engebeli hala getirmeye çalışmayın lütfen.
Kadınlar ikiye ayrılır namuslu olanı ve namussuz olanı. Diğer tüm saydığınız şeyleri her kadın yapıyor. Tüm bu tripler, kıskanmalar, kavgalar, sorgular ve diğer herkezi beğenmeme hep sahiplenme ve benimsediğinden oluyor.
Zaten ne kasıyoruz arkadaşlar, evlendikten sonra ruhen ölüyoruz...