aşk acısından kaçmak için aşka yok demek. aşkın sefasını süreceksen cefasını da çekeceksin.o zaman kutsal olacak işte yaşadığın. o zaman adı aşk olacak!
--spoiler--
-işler yoluna girmeye başlamıştı biliyor musun?
- acelen ne? telaşın ne? niye geriliyon?
- yani görünüşte ne olacağı bilinmez tabii. zaten bilirsin, işler yoluna girmeye başladı mı insan için için bir kuşku duyar. ha, öyle değil mi? tekrar kötüye döner mi filan gibi... insan sezer ya... hani...
- hele bi de kolayına kolayına olursa biliyon mu? beleş gibi de geliverirse insan daha bi guşkulanıyo dee mi? emme sen dakma kafana. allah böyük. insan da böyük. aşk da böyük.
- aşk mı büyük? neresi büyük kuşçu? bozgun...
- aşkın yarısı bozgundur be yusufum. hem şarabı iççen hem başın dönmeycek. vaa mı öyle bolluk?
--spoiler--
peri masalı gibi aşk yaşamaları gerektiğini düşünmeleridir. halbuki aşk meşk hikayedir aslolan sevgidir bin sene de bitmeyecek olan şeydir sevgi çünkü. Gelin görünki sevgi onları kesmez onlar aşk yok gerekçesiyle bitirirler güzelim ilişkilerini , hem de aşkın ne olduğunu bilmeden.
kadın ve erkek gözüyle değerlendirildiğinde farklı yorumların yapılacağı yanılgılardır.
mesela, kadın güvendiği için hata ettiğini düşünürken erkek çabuk vazgeçmesini ya da kendisine kapris yaptığıni düşündüğü için tavırlarını hata olarak görür.
ilişkinin en başındaki "reklam kampanyaları" ya da bir çeşit "balayı", ya da başka başka bir deyişle "canım cicim dönemi"nin hep süreceğini sanmaları. sonra bittiğinde hayal kırıklığı ile dönüp "sen eskiden böyle değildin"ler... pembe panjurla yeşil çitin çatırdaması...
erkeğin kendisinden birşey koparıp gideceğini düşünmeleri. artık bu cinsellik mi olur, umut mu, mutluluk mu bilemem. fakat ilişkiyi bu "cimrilik" üzerine kuran kadın ancak bir ilişkiden "az zararla" çıkabilir. çünkü ilişki üretilmesi gereken birşeydir, bu da ortaya yeni birşey koymakla mümkündür.
ask varsa eger, erkeklerinin onlara olan asklarini yitirecegi dusuncesi. asik erkek ne olursa olsun askini birakmaz, asik degilse ne olursa olsun gider.
biri kendinden hoşlanıyorsa onu kölesi sanırlar. direkt egolarını zıplatıyor sonra saçmalıyorlar. ha erkeklerde de bu durum var ama yansıması böyle olmuyor. özünde ikisi de salakça olmasına rağmen erkek tarafı olarak hiç tasvip etmediğimiz hareketler bunlar. işte bunun kaynağı da gençlik dizileri. ulan hıyar bi kere şu olayı savaş alanına çevirmeyin yahu. ikincisi sen zeki olabilirsin, güzel olabilirsin vs. olabilirsin ama tek değilsin ya?
mesela her şey ortadadır hatta söylenecekler söylenmiştir. ne gelir bunun peşine? ne evet ne de hayır. bir belirsizlik silsilesi. sen o arada başkası ile beraber olursun bu sefer de vay efendim nasıl öyle yaparmışsın. ulan siktir git be senin kahrını ailen çekmiyor bir yaştan sonra. lavuk mudur nedir.
çok kızdım arkadaş. hayır, daha yeni başıma geldi. sinirim tepemde. bıktım ulan sikindirik egolarla muhattap olmaktan. nerede o akıllı uslu kadınlar ulan.
not: birde demez mi "ben senden hoşlanıyordum ama gittin o kızla beraber oldun cık cık" diye. ben sana ne diyeyim sen bunu hakediyorsun be. zaten 35 yaşına kadar varsın varsın. ona da az kaldı. sen git böyle salak oyunlar oyna, oynamadığın zamanlarda da labda inekle. 35 olduğunda iki seçeneğin var; ya bir salak bulup evleneceksin ya da ortalıkta senin gibi 40'a dayanmış biri ile beraber olmaya istekli ergen bulacaksın. efendim, bir yaştan sonra kendini de yırtsan seninle yatacak insan sayısı bile düşecek. ama ben 50'ye kadar tam randımanlı koşuyor olacağım. ego öyle olmaz, böyle olur. kıt kafalı ya!
