şiddetin şiddeti engellemeyeceği ortada olan lakin tartışma yaratmak için uygun hamle örneği önermedir.
öncelikle valerie solanas radikal feminist ve cinsiyetçi bir yazardır. buna rağmen manifestosunun haksız olmayan tarafları yok değildir. manifestonun bütününü ele aldığımızda esasen ifade edilenin bir cinsin yok edilmesi değil bir sistemin yok edilmesi olduğunu anlayabiliriz. 'erillik' bir düşünce sistemidir, fiziksel cinsiyetin dışında bir kavramdır. eril düşünce para-güç-kölelik-savaş vb.gibi kavramların ortaya çıkışının öznesidir. doğranıp yok edilmesi gereken de erkek değil erillikdir. aradaki farkı anladığımızda eşitlikten söz etmeye başlayabiliriz her anlamda.
ağzına ağzına da vuralım (!) dedirten düşüncedir. arkadaşım şiddet şiddet ile engellenseydi bugün zaten bu durumda olmazdık.
kişi Allah'tan, kanundan, toplumun tepkisininden çekinmiyorsa, bir başkasına şiddet uygulamaktan zevk alıyorsa, bununla övünüyorsa kısacası hayvansa, kalkıp da eğitime, adalete ve kişilerin kendilerini geliştirmelerine önem vermek yerine bütün bir cinsiyete hayvan muamelesi yapmak da hayvanlıktır. al sana kısır döngü.
şiddeti engellemek için erkeğe şiddet değil ama şiddetin erkeğin doğası olduğu safsatasının yok edilmesi şarttır. yüzyıllardır kadına uygulanan şiddeti besleyen en önemli damar 'erkek güçlüdür güç şiddeti doğurur, kadın zayıftır korunmasızdır' zihniyetidir.
kadın seri katiller vardır ya erkeklerin pipisini keser veya başka bi olay iz bırakmak adına . her toplumda şart bunlardan .tabi türkiyemizde olmaz böyle şeyler .oturdukları yerden dayak yiyip buna ragmen hala ben onsuz naparım yerim dayagımı otururm denildigi sürece.
şiddet uygulayan erkeğe şiddet şart diyerek sınırları daha net belirlenebilir. bunu o erkeğe illa bir kadının yapmasına gerek yoktur. güçlü olan güçsüzü güç kullanarak ezebiliyorsa ondan güçlü birileri de mutlaka vardır.