doğru olan bir önermedir. insanın doğduğu topluluğa aile demek zaten mantıksızdır. anne, baba ve kardeşlerden oluşan topluluk aile değildir bana kalırsa. aile, insanın seçebildikleriyle, bilinçli olarak kurduğu bir yapıdır. kadının erkekle olan ilişkisi eşitsizlik olmamakla beraber kapsayan ve kapsanan ilişkisidir. kadının sığınma güdüsü ve erkeğin de koruma güdüsü birbirini tamamlayan niteliktedir. bu çeşitli şekillerde gerçekleşir. örneğin çırılçıplak yatarken kadın, erkeğin göğsüne yaslanır ve korunma bekler halde, sığınırcasına orada kalır. basit ama hepimizin yaşadığı bir durum olan gece çalınan kapıya erkeğin bakması da bir başka örnektir. bunlar eşitsizlik olarak görülmüyorsa kadının aile kurmak için seçip evlendiği erkekten aldığı soyadı da eşitsizlik olarak görülemez. ailenin temeli birlik olmaktan geliyorsa bir aile içinde farklı isimler olması asıl eşitsizlik olarak yorumlanması gereken durumdur. eşitlik, her şeyin aynı olması değil, türlü eşitsizliklerin aynı güce sahip olması durumu olarak ele alınmalıdır.
güçlü olmakla bağımsız olmak arasındaki farkı kavramış bir kadın için de ona sahip olan erkek içinde çok bir anlam ifade edeceğini sanmam. bu bir gelenektir.hoştur. isterim ki soyadımı kullansın.
kadının evlenince kocasının soyismini alması pekte mantıklı bir durum değildir. imzayla kağıt üzerinde insanların soyları değişmez.
kadın ın bu noktada seçme hakkının olması gerektiğini düşünmekteyiz. kadın evlenince geldiği soyun nişanesi soyismi değişmemeli. kızlık soyadı diye bir kavram biraz saçmalıklar içermektedir. insan evlenince genlerimi değişir ki soyisim değiştirilir.
iki soyisim uygulaması bu noktada ihtiyacı karşılayabilir. yanlız bazılarının yaptığı gibi göstermelik facebook vari tarzda değil yasal olarak nüfus kütüklerine işlenerek yapılmalı.
vesselam...
