haklar haricinde eşit değiliz apaçık ortada. abi neden gücümün zor yettiği bi işte kadın erkek eşittir erkek yapıyorsa ben de yaparım diye zorlanayım ki. erkeğin yapısı fiziki olarak bir çok zorluğu kaldıracak biçimdedir. bırakın yapsın erkekler kadınlar keyfine baksın.
Madem kadın erkek eşitliği diye bir şey var.O zaman neden tüm kadınlar köle doğuyor.Ya herkes eşit olacak yada eşitlik diye bi kavran kimse için uygulanmayacaktır.
kadın-erkek eşitliği tartışmalı konulardan biridir. bu konuya dair, pek çok yaklaşım vardır. kadın erkek eşit midir sorusuna verilecek yanıt; toplumsal olarak böyle bir eşitliği kadınlar henüz elde edemedi olacaktır. topluma yansıyan bu adaletsiz görüntü, kadının aciz bir varlık olduğunu da göstermez. zaten toplumda erkeği yücelten, ataerkil aile yapısının geleneksel tutumudur. kadının sosyal hayatta tekrar yerini almasıyla, bu geleneksel tutum kırılma sancıları yaşamıştır.
kadın ve erkeğin eşitliği konusunda: kadın ve erkek doğaları gereği farklıdır; fakat bu fark onları birbirinden üstün kılmaz. aralarında iktidar mücadelesinin yaşanmasının da gereği yoktur. olaya biraz insani yönden bakılmalı! cinsiyetlerinin farklı olması onlara sadece farklı özellikler katıyor.
yaradanın uygun gördüğü eşitliktir.erkeğin sol kaburga kemiğinden yaratılmış.neden? erkeğeine yakın olsun birazda kalbın alt kısmındakikemikten yaratılmış ki korunsun diye.ayaklarından değil, ayaklar altına alınmasın diye.baş kısmındeğil baş üstünde olmasın diye .eşit olsun istemiş yaradan .bunun ötesi yok .
hak ve hürriyetler bakımından eşit olmadır. fakat anatomi, sosyal yaşam vb. istisnai durumlarda isteselerde eşit olamazlar. adaletli olmak daha doğru bir kelime olucaktır. mesela at ile eşeğe sırf eşit olcam diye 100 er kilo yük yüklersen eşeğe yazık etmiş olursun. fakat eşeğe 50 ata 100 kilo yüklersen adaletli olmuş olursun. eşitlikle adalet aynı şey değildir. ve bence kadınların istediği eşitlik değil adalettir.
aslında içten içe tüm kadınlar, kendini erkekten üstün görür.
hepsi, hele erkek doğuran kadınlar, karnında taşıdığı, süt verdiği, gelişiminin her anına tanık olduğu erkeği gayet iyi tanır. onun bütün zayıflıklarının ve tepkilerinin en yakın gözlemcisi ve yönlendiricisidir. bu konuda o kadar gelişmiştir ki karnında taşıdığı bebeğin cinsiyetini, bir kaç haftada onun davranışlarından tanır.kadın en büyük gücünü buradan alır.
tüm erkekleri annnesi eğitir sonuç da ve kendine bir ömür boyu bağlı kalmasını da sağlar sonuç da.
bu yüzden kadın erkeği anlamakta hiç zorluk çekmez.
ve altını değiştirdiği bir bebeğin büyüdüğünde ki hali ne kadar iri olursa olsun, onu asla üstün görmesi mkün değildir.bu, işin doğasına aykırıdır.
eşi olacak erkeği çoğu kadın, eğitilecek bir biri gibi değerlendirir.
kadın için eş adayının mükemmeli yoktur. eğitilmeye uygun olup olmayanı vardır veya eğitimini hızlı tamamlayan ya da daha geç öğrenen diye sınıflandırır.
hiç eğitilemeyecek kategosrisindeki adama ise mecbursa sadece ve sadece para için katlanır ama mutlaka terkedecektir vakti gelince, bu kaçınılmazdır.
erkeğin zayıf noktalarını bilir, annesi ninni söylerken kulağının birine, diğerine bu bilgileri söylemiştir çünkü.
her erkek modelinin uyacağı birden fazla eğitim modeli vardır ki, kadın bunlardan en uygunu seçer ve işe koyulur.
ana argümanları basittir.
yemek yap, çocuk doğur, güzel görün ve arada bir ağrı kesici bir ilaç al şeklindedir.
en entelinin bile en az % 70 oranında geleceği oltadır.
erkek anlar bunu zaman zaman, eser savurur, kurtulmak için üstüne atılan ağdan çabalar durur. kadın hemen etrafa adamın huysuz olduğu söylentisini yayar. başta çocuklarına. devam ederse adam ağdan kurtulma çabalarına, çocuklarının gözünde bir canavara dönüşür.
kadın genetik olarak güçlü, duygusal olarak zengindir ve en aptalı bile bunu bilir.
estetik yönü gelişmiştir, bunların hepsini silah olarak kullanır yeri geldikçe, şaşırtır karşıyı.
ama ilerleyen zamanlarda en büyük silahı erkeğe karşı, çocukları olacaktır. özellikle de erkek çocuk, eşe karşı geliştirilen en büyük silahtır kadın için.
onun için mutlak erkek çocuk doğurmak isteyecektir her kadın.
çünkü onun daha kolay elde tutulacağını ve gerektiğin de babasına karşı kullanılacağını bilir. kızı kendi gibidir, anlar neyin ne olduğunu. asla atılmaz anneesinin dolduruşuyla babasının üstüne. tersine, babasını bazan o kullanır anneye karşı silah olarak, bu da vakidir.
uzun süreli bir evlilik esnasında bile adamı şaşırtacak çok sayıda yöntem bilgisine sahiptir kadın hala.
"kadın aklıyla hareket eder, erkek ise hormon güdümlü kaba kuvvetiyle. iki cins arasında ki en temel fark budur".
zekaya gelince, onun ölçülen en yükseğinin bir kadında olduğu da malum ki, bu bilim dünyasındaki en modern erkeklerin bile içini kor gibi yakan bir gerçektir.
zekanın anneden kalıtılan bir özellik olduğunu bilmek de olayın ayrı bir boyutudur. annemiz kadar zekiyiz, ya da değiliz yani.
çok önemli birinin baddy gardı olur misali, ya da çok değerli bir mücevherin saklandığı bir kutu, bu canlının korunması da gerekir tabiki, her şekilde.
çünkü erkeğide o doğuracak, yaşamı o dizayn edecektir.
o söylecektir mesela bir çamaşır makinasına ihtiyaç olduğunu, diğeri icat edecektir, sevine sevine.
malum kontrolsüz güç güç değildir.
o yüzden o kaba gücü kontrol edecektir. işleri organize edecek, diğerine yapması için iş icad edecektir. bu onun temel yaşam felsefesidir, o yüzden hiç memnun olmayacak, daha ileri bir hedef için erkeği zorlayacaktır.
ama kadının koruması kendini efendi sanırsa düzen bozulur ve dünya kaosların yaşandığı bir cehennem olur.
herkes rolünü doğru oynamak zorunda. yoksa, kadını ne yasa korur ne de kaba güç durdurur.
budur işte kadın gözünden eşitlik gerçeği.
hem de adem'le havva'dan beri.
istenilmesine rağmen olmayan eşitliktir. her gece erkekleri rahatlatan varlıklar olarak kadınları elbet kendimize eşit görmek isteriz; ancak nafiledir. iq testlerinin sonuçları ortada; fiziksel eşitsizliğe ek olarak, zeka seviyesindede maalesef bayanlar sınıfta kalmaktadır.
internette savunulmaz; ama bir kızdan nasiplenmek isteyen gencin savunduğu eşitliktir.