kadın olayları kafasına fazlasıyla takar, erkek ise pek oralı olmaz. kadın çözüm arar veeee hepsinden önemlisi kadın inanılmaz bir savaşçıdır. dünyaları kaybedeceğini bilse bile gözünü kırpmadan dökeceği gözyaşlarına aldırış etmeden savaşır.
kadın: saçımı boyattım, bu saç rengi sana hiç yakışmamış dedi. her şeyi eleştirir zaten kendisi. erkek: saçını boyatmış, fazla bi değişiklik olmadığından bunu mu yaptın dedim.
şu diyalog direkt kadın erkek ilişkisini özetlemekte bence. * not: evim şahane programındaki bir çiftin arasında geçen diyalog.
kadın ilk randevuya asgari 3 saatte hazırlanır (makyaj, saç, kıyafet , ıvır zıvır...), erkek sadece 3 dakikada (mesajları silip , telefonu sessize almak).
kadın ince düşünür naziktir, erkek ince düşünemeyebilir, serttir.kadın ürkebilir ama erkek soğukkanlıdır, değilse bile olmak zorundadır. erkek ağlamamak için kendini tutmak zorunda kalabilir, kadın ise hüngür hüngür ağlayabilir. ek olarak duygular birbirine yakındır, ama ince çizgiler vardır, hepimiz insanız nihayetinde. olmak zorunda olduklarımız, ya da olması gerekenler vardır.
kadın olayın en başından tüm ayrıntıları süzgecinden geçirir , erkek sadece sonuca bakar . kadın ben duygusunu özgürlük olarak görür , erkek kadının bazı durumlarda bir adım geride durmasını , muhtaç hissedilmeyi , egosunun pohpohlanmasını ister .
fizyolojik farklar dışında bir fark yoktur.çünkü, centilmenlik, kibarlık, sempatiklik numaralarıyla bütün erkekler yumuşatılmış büro erkeği denen bir kalıba sokulmuş ve kadınsılaşmışlardır. kadınlar feministlik, kabalık, dik başlılık, çenebazlıkla bu duruma çok iyi yardımcı olmuşlardır. ah, doğunun pili bitmiş erkekleri. telefonunuzun şarjı hiç bitmiyor değil mi*
erkek taştır, kayadır. bir yerlere saplanıp kalır.
ağırdır, serttir.
bir şey çarptığında sadece o kısım zedelenir.
kadın sıvıdır, sudur.
sarıp sarmalar, kendi yolunu bulur.
en küçük gözeneğe kadar girer.
suya ne çarparsa kaybolur derinliğinde.
neden hayat gezegenler arasında sadece dünyada var? çünkü burda su var. yani su hayattır.
evet su hayattır. ne güzel bi benzetme di mi? kadın aslında hayatın ta kendisidir. annedir, eştir, kız evlattır, kardeştir. onlarsız olmaz ki.
şu şekildedir: iki kadın arasındaki saç kestirme diyaloğu:
1.k: ayy şekerim saçını mı kestirdin? çok güzel olmuşsuuuaann.
2.k: ay ciddi misin? bilmiyoruuaam ya acaba çok mu kısa oldu ki?
1.k: yok canım olur mu, bana yakışcağını bilsem hemen şimdi gidip kestiririm. cesaret edemiyorum yeni modele. hem yüzüm de kilolu benim olmaz.
2.k: aa daha neler. ne varmış sanki yüzünde, bak perçem bıraksan yanlardan güzel olur. benim de boynum uzun olmasa seniki gibi bişe kullanırdım.
1.k: ay şekerim keşke benim boynum seninki gibi olsaydı, şu omuzlarımın çökük görüntüsü olmazdı en azından.
2.k: ayol bişe yok senin omuzlarında. hem öyle omzu olsun isteyen bi sürü kadın vardır. sen şu benim kollarıma bak asıl, kısacık. üstümde emanet duruyor her giydiğim.
....bu böyle akşama kadar sürebilir. bi de erkeklere bakalım:
1.e: saçını mı kestirdin?
2.e: evet.
1.e: sıhhatler olsun abi.
2.e: sağ ol.
bitti.
işte kadınla erkeğin farkı budur. kadınlar artık çok konuştuklarını kabul etmeliler. *
Bir çok fark vardır . Kadın ve erkeğin kim yada kimler , hangi düşüncelere sahip olduguna göre degişir en belirgin fark ise cinsiyet farkı olarak görülür . (bkz: Girintili çıkıntılı bir fark).
