Sarı dolmuşlar,rıhtım,fenerbahçe burnu,kalamış,moda çay bahçeleri,opera pasajı,zihni müzik,barlar sokağı,dalyan,suadiye,fb1,aksi kocakarılar,terk etme,kavuşma,bağdat caddesi,fenerbahçe lisesi ve her karesinde yaşanmışlıklarımın olduğu ilçe.
kurtarılmış bölge gibi. insanı nezih, popülasyonu hala istanbul'a göre çok bozulmamış durumda. hatta bozulmamış durumda denilebilir, emekli amcalar, teyzeler, hayat telaşesinde gençler, hippiler, pembe saçlılar, moda, caferağa. nefes almak için güzide bir istanbul semti. umarım bozulmaz.
tamam çok güzel, sokakları, içenler için barlar sokağı, hele moda sahili falan ama nedir bu cennet benzetmesi arkadaşım...
bi kere çok kalabalık abi kafayı yersin, çok gürültülü, ne bileyim böyle insanlar üstüne üstüne geliyor. birde kadıköye inerken bok kokmasa etraf daha iyi olacak ama neyse.
Moda'daki Sevimli kafeleriyle kendinizi huzurlu hissedeceğiniz sıcak istanbul semtidir.
Çaydanlık
Fuaye
180 bakery
Benim ilk üçüm. (Çaydanlıktaki kurabiyeler mmm yummy).
Aklıma her zaman çok sevdiğim ve ölene kadar aklımda kalacak olan birini getiren semttir.
Bu nedenle boş zamanlarımda bir kafeye oturur, boş zamanım bitene kadar özlem gideririm kadıköy vasıtasıyla ki bunu üniversitem bitinceye kadar yapmayı planlıyorum diyebilirim.
Öyle işte, kadıköy sevilen ama karşılık beklenmeyen bir semttir.
ergenliğim, gençliğim, geçmişim, hayat elverirse belki de geleceğim. istanbul'un en sevdiğim, kendimi en rahat hissettiğim, sokaklarında boş boş gezmeye bayıldığım, benim için dostluk kokan yer. bir ilçeden fazlasıdır yani benim gibiler için.
önemli bir şey var mıdır bilemiyorum ancak kadıköy, taksimin pisliğinin akmaya başladığı gibi bir his yarattı bende son 2-3 haftadır. tramvay'ın arkasına tutunup salak salak bağıran çocuklar, orda burda yol kesip para isteyen, çorba alır mısın diyen tipler, pek denk gelmediğim olaylardı 1 aya kadar. şurası bozulmasın bari be.
Taksim, beyoğlu boka sarınca kadıköy de bozulmaya başladı. Çünkü herkes oraya gelmeye başladı. Eski kalabalığı daha canlıydı daha güzeldi ve daha kaliteliydi. Ve popüler kültürün yarattığı bir de "kadıköye akıyoruz, kadınları öğrendiğimiz sokaklara" tarzı kaybedenler kulübü çakması gereksiz bir güruh. Eski günlerini özlüyorum. Üzülmemek için haftasonları asla gitmiyorum. Genelde kimseler yokken pazartesi akarım. Kadıköyün en güzel akşamıdır.
istanbulun sanki,hani böyle kuytu köşesinde kalmış güzellikte olan kurtarılmış bölgesi,herkesin özgürce gezdiği dolaştığı kimsenin kimseye höst demediği güzel ilçesi.
gözlerimizin önünde kötü olarak değişim gösteren ilçe. cumartesi yeminimi bugün bozdum ve bir iki bira içmek için kadıköye indim. inmez olaydım. semt herkesin, zaten herkesin olduğu için bu kadar kötüleşiyor. bu kadar kötüleşmesini de son kale olarak kalmasına bağlıyorum. semt artık kalabalığını kaldırmıyor. bir de en işlek sokaklara şu sarı beton barikatları koymamışlar mı, çıldırırsın.