Goebbels' in yanlarinda peygamber kadar dürüst kalacağı propagandacıların sürdürdüğü yalan.
Goebbels abi alman halkina güçlü almanya'yı anlatıyordu ki almanya gerçekten güçlüydü o zaman. Boru değil, 1 haftada modern avrupayı fethetti. Yani adamın alman halkını kandırabilecek doneleri mevcuttu.
Bizimkiler ise aynı propagandayi güçlü ekonomi üzerinden yapmaya çalıştı. Ama bu balondu ve patladı. Başlarda gaza gelen halk, madem ekonomi bu kadar iyi, neden Bize, cebimize yansimiyor demeye başladı. Zaten son dönemki fiyat vergi artışları, yabancı sermayenin yavaştan çekilmeye başlaması, dövizin götünün başının ayrı oynamasi, akpnin güçlü ekonomi yalanını inandiriciliktan epey uzaklaştırdı.
Tüm bunların üstüne bir de, baştan beri kullanılan magduriyet politikaları yara almaya başladı. yeni burjuva olan beyaz müslümalar fakir halkın iyice gözüne batıyor artık. Dini eğitim zırvaları kendi secmenide bile tepki uyandırdı. Geriye kalan tek yol, "biz madem iyi değiliz, değerlerini daha kötü gösterelim" taktigi idi. Chpyi 70 sene önceki icraatlerle eleştirmek, ense tokat göte parmak olunan kürt hareketini ortamlarda terörist olarak lanse etmek, mhpyi tek başına iktidar olmadığı halde, koalisyon hükümeti üzerinden kötülemek gibi eylemler bu politikanın (çaresizliğin) göstergsidir.
Gezi eylemleri başından beri hükümete yapılan en büyük başkaldırıydı. Ve hükümeti gerçekten korkuttu. Bu eylemleri karalamak adına, camide içki içilmesi, ayakkabiyla girilmesi ve turbanli bacı yalanlari kurgulandı. Havuz medyasi tarafından halka dayatılan bu yalanlar çok açık bir şekilde ortaya çıkarıldı. bundan sonra yapilacak en son şey geri adım atmaktı. Kendi yayın organlari tarafından devam ettirilme kararı alındı. Halbuki enver aysever o malum programda, yalancısınız yargılanacaksınız demeseydi, bu yalan unutulacaktı. Bu söz çok ağır geldi ve karşı savunmaya gecildi aciz bir halde. Gezi döneminde müttefik oldukları cemaati bile suçlar hale geldiler.
Halk sadece sabah okuyup atv seyretmiyor artık. Tahminim seçimlere kadar olan süreçte daha da çirkinleşcekler. Suikast planlari, lobiler havada uçuşacak. çomarlar derse ki, ulan bu, bizim zekamiza bile hakaret artık, seçimde sürpriz yasanabilir. Alternatif yokçular bilmeli ki, kılıçdaroğlu'nun a. Selvi'yi gömdüğü program veya Selahattin'in sempatik çıkışı en az gezi kadar korkutmaktadır iktidarı.
Çok yazmışım amk, editlemek için bile okumam ben bunu.
Bugünkü sabah gazetesinin manşetinden sonra bunlar kadar yalancı, arsız bir basın ömrü hayatımda göremem sanırım. bu yandaşları gördükçe çevremdeki akplilerle günlük konuşmalarımızda bile yalanmı söylüyor diye düşünmeye başlıyorum.
Bir takım kişilerin korkudan bunu söyleyen kişi yalan söylemiştir diyemediği yalandır. Yer mi lan çıkıp meydanlarda bunu söyleyen zat yalan söyledi diye haber yapmak.
erdoğan ailesi kontrolündeki sabah gazetesinin hala ısrarla sürdürdüğü yalandır. neymiş, fethullahcı kontrolündeki 10 kamera o gün bozuk denmiş. o zaman akpliler ile fetocular kanka idi. yalanınızı yesinler.
idonun kamerasını polis incelemiş ve anlatıyorlar. o kamera görüntülerini yayınlasanıza, biz de görelim.
mesela bir kadın çıkıpta recep tayyip erdoğan şu gün şu saatte gelip beni taciz etti dese bu beyana esas olarak hemen tutuklanacak olan recep tayyip erdoğan, o gün o saatte orada olmadığını ispatlarsa nasıl hemen beraat ederse, bu kadınımızın beni ve çocuğuma saldırdılar beyanı da kamera kayıtları ve yüzlerce kişinin dinlenmesiyle böyle birşey olmadığının kanıtlanması sonucu yalan bir beyan olduğu ortadır,kaldı ki bu olay tamamen iktidarın türbanlı bacılarını kullanarak ezileni oynama politikasıdır. hiçbirşey yapmadığı halde yüzüne karşı biber gazı sıkılan kırmızı elbiseli bacısı için konuşmayan dönemin başbakanının ikiyüzlülüğüdür.
"berkin elvan ekmek almaya gitmişti" yalanının yanında hiç kalıyormuş. maaşallah, ne güzel kafalarınız var sizin.
birincisi berkin elvan ne için gitmişti bilemiyorum. bu saçmalığı yazan arkadaşın da bildiğini sanmıyorum. velev ki eylemlere katıldı, velev ki yaptı bir cahillik ve polise taş attı. bunun karşılığı kafasına gaz bombası atıp oracıkta ağır yaralamak, komaya sokmak mıdır? bu kadar mı vicdansızsınız? ulan bebek katili bir .rospu çocuğuna "sayın" diye hitap eden insanlara oy veriyorsunuz siz. o şerefsizin beslenmesine, saygı görmesine ses çıkarmıyorsunuz da 14-15 yaşındaki çocuğun eyleme katılmasına mı yetiyor gücünüz? apo şerefsizi on binlerce insanımızı öldürdü ve karşılığında devlet eliyle besleniyor. berkin eyleme katıldı, karşılığında komaya sokuldu. ardından da öldü. bu adil sizce öyle mi? vicdanınızı s.keyim sizin.
berkin konusunda yalan söylenmiş olduğunu ispat edecek hiç bir şey görmedim şimdiye kadar. belki ailesine "ekmek almaya gidiyorum" deyip eylemlere katılmıştır. velev ki külliyen yalan olsun. bu yalanı söyleyenlere iki defa kızarım: 1- böyle bir yalanı söylemek toplumun öfkesini artırır. 2- böyle bir yalan söylemek anayasal bir hak olan eylem, gösteri ve yürüyüş yapma hakkının gayri meşrulaştırılması demektir. yani ortada bir yalan varsa eğer bunun mağdurları o süreçte çekirdek çitleyerek tv izleyen değil, canını hiçe sayarak meydanı dolduran eylemcilerdir.
her tarafından riyakarlık, her tarafından sahtelik, fitne ve fesat akıyor bu yalanın. amaçlanan şey apaçık ortada. gezicileri din düşmanı, hiç bir şeye saygısı olmayan, barbar ve zalim göstermek. camiye içkilerle girdiler dediler, müezzin yalanladı. müezzin korkuyor dediler, sonra da sürdüler. tabi, hükümet dururken iki tane çapulcudan! korktu müezzin değil mi? koskoca iktidar da güvence veremedi adama?
kabataşta başörtülü bacımızın üstüne işediler dediler, o da yalan çıktı. ulan gazetelerinizin sözümona muhabirleri gidip ağaçla röportaj yaptılar lan ağaçla! ve siz bu kafayı sıyırmış iddiaların çoğuna inandınız, inanmadığınızı da savundunuz. http://onedio.com/haber/g...0-fantastik-komplo-336421
karşı taraftan yalanlar gelmedi mi? geldi elbette. ama anlamadığınız şey şu, ekseriyeti bu eylemlerden rant sağlamaya çalışan bir kısım yerel siyasilerin attıkları bu yalanlar ortaya çıktığı zaman eylemciler de tepki gösterdi. işte aradaki fark bu.
alttaki yorumlara bakarsanız aradaki farkı görürsünüz.
neyse, bu tartışma anlamsız bir tartışma. sinirime hakim olamıyorum ve orada burada bu konu hakkında bildiğim ne varsa dökmeye çalışıyorum ortaya. çünkü eylemlere katıldığım dönemde bu iftira beni de etkilemiş, bazı akpli arkadaşlar bu yalanları gözüme gözüme sokmuşlardı o zamanlar. şimdi hiç birisi de çıkıp "kusura bakma, bir yalan yüzünden kalbini kırmışız" demedi.
toplumsal olaylarda karşıt tutumlarda olan kitleleri mobilize etmeye yönelik olarak ortaya atılan tüm asparagas haberleri eşit derecede yanlış bulan biri olarak bu durumu haber yapan gazetecilerin basiretsiz tutumunu kınıyorum.
bu durumun yalan olmasıyla ilgili açıklama, fidel isimli avukat kişi tarafından yapılmıştır.
edit: ayrıca bazı aklı evveller tarafından 'sizdö yolon söylödönöz' şeklinde savunulmaya çalışılan yalandır. bence bir başbakanın tvlerde yalan söylemesi hiç hoş değil. ha (bkz: ben yalan söyleme demiyorum hobi olarak yine söyle)
