kendisiyle sohbet etmek istediğinizde sizi asla geri çevirmeyen saatlerce muhabbet edilebilecek sempatik kişi.Türkiye'nin en iyi basketbol yorumcularından biri.*
murat murathanoğlu ile büyüdüm, seninle olgunlaştım. ağzına sağlık, üslubuna kuvvet.* *bakınız 'üslup' diyorum, basketbol yorumculuğunu sanat mertebesinde yaptığını düşündüğüm için bu kelimeyi üstada layık görüyorum. dinleyeni kendi seviyesine çekecek bir anlatım gücüne sahip bir hitabet yeteneği onunkisi. ayrıca fast break ile dergicilik nasıl yapılır dersi vermişliği de vardır zamanında.
detroit-cleveland serisinin 5. maçında lebron james'in destansı performansını yorumlama şansını yiğiter uluğ'a kaptıran yorumcu. tarihte ender görülecek bireysel performanslardan birinin hakkını tam veremedi yiğiter abimiz. yerinde kaan kural olsaydı noel baba kahkahaları eşliğinde çok ilginç benzetmeler bizleri bekliyor olurdu.
hayatta gorebileceginiz en seker insanlardan. top ne zaman lebrona geldiginde "inanilmaz bir fizigi var" repligi ile kendine hayran birakan yurt di$indada ustad olarak gorunen yorumcu.
ilk kez 6. adam'daki " lakers mi boston mı? " yazısıyla dikkatimi çeken boston celtics fanatiği, one on one oyununda vazgeçilmez bir şekilde Larry Bird seçicisi, basketbolu tüm yönleriyle-oyuncuların kronikleşmiş sakatlıkarından eşleriyle olan sorunlara kadar- bilen, bütün yönleiyle nba'i, basketbolu yutmuş bir insan * günde içitiği litrelerce kola yüzünden günün birinde eriyip gideceğinden korkmaktayım, şöye ki böyle bir yorumcu yazar insan gelmedi gelmezde.
bir yorumunda minnesota taraftarının yapısıyla ilgili bir yorumda bulunup bilgisine olan hayranlığımı tavana vurdurmuş değerli insandır. yani dünya basketboluna, nba'ye o kadar hakimdir ki minnesota taraftarının yapısını bile bilmektedir. pes doğrusu!
(minnesota'dan başka bir takım da olabilir. yüzde yüz emin değilim.)
hayatı boyunca tek bir turnike bile atmı$ olma ihtimali olmadan ekran kar$ısında fütursuzca ele$tiri yapmaktan ve verip veri$tirmekten geri kalmayan dugong.
hani murat kosova'yı anlarım; adam okuyor, izliyor, oynuyor yani bir yerde. ölçüleri de uygun, giyer $ortunu alır $ebnem'i de gider maçka parkı'nda oynar.
ya sen kaan, sen basketbol adına ne yaptın bu zamana kadar da bu i$ için yaratılmı$ ya da bu i$ için seçilmi$ profesyonllere geçiriyorsun her lâfında? sen profiterol yerken koltukaltı kıllarını kesmeme pahasına basketbola bağlanmı$ bo outlaw affeder mi lan seni $u fizyolojini görse?
250$'a sıvet$ört sipari$ etmeye benzemez koçum öyle basketbol dediğin $ey. ruh lazım ulan ruh!
ayar üzerine zorunlu gelen edit editi: ulan yağ tabakası herif kaptanmı$ anasını satayım. seni bir göreyim anuna koyacam kaan. asansöre binme bir daha benle.
bu sene nba maçlarını anlatırken hafızasında problem başladığına kanaat getirdiğim üstadımız. anlattığı maçları hiç bu kadar sık unutmazdı önceden, dakikası dakikasına da söylerdi, ya yorulmaya başladı , ya da hayatı çok hızlandı nba maçlarını umursamıyor. ama herşeye rağmen seviyoruz kendisini.
artık basketbol maçlarında görmeye aşina olduğumuz, gözlerimizin aradığı yorumcudur kendileri. uğursuzluğu ve şom ağızlılığı amerikaya kadar gitmiştir.