Çünkü düzeltebilecekleri gibi gerizekalıca bir fikre kapılıyorlar. Ve kendilerini mücadeleci ilan ediyorlar. Bir de sevildiklerine inandiysalar dünyayı karşılarına alıyorlar fakat karşı tarafın umurunda olmadığını anlamaları zaman alıyor. Anladıklarındaysa durum hayal kırıklığı.
çünkü onları köpek muamelesi yapan cevap vermeyen , kullanıp atmaya çalışan erkekler ne kadar iğrenç tiksinç olurlarsa olsunlar kötü davrandığı için daha makbuldur .
(bkz: saçlarımdan tut beni)
erkek zamanla nasıl davranması gerektiğini öğreniyor, bu süreçte de kız ikna etme kabiliyeti artıyor. bu kabiliyet artınca gözü daha fazla dışarıda oluyor, istediğini elde ediyor falan. e o erkeği elde tutması da zor oluyor haliyle. hele evlen, 200 bin masraf yap, çocuk sahibi ol falan hiç gelemez öyle insan. kızların asıl hedefi keşfedilmemiş olanı keşfetmek, ağzı laf yapmayanı kapatmak falan olması gerekirken her türlü muhabbete girebilen, ortamın ağzı laf yapan kimselerini seçiyorlar. sonra yarı yolda bırakılıyorlar tabi.
Sevgiyi, yanlış insanda bulmak...
Her şey bunun altından çıkıyor.
Sevgiye aç olan kızımız, yanlış kişi tarafından seviliyor. Dolayısıyla, zoru seven kızlarımız ortaya çıkıyor. "Kızlar zor olanı seviyorsa, zor olmalıyım." kafasına sahip erkeklerimiz meydanda yerini alıyor ve doğru erkeklerin sayısı azalıyor. Bu durumda da yanlış erkek seçmek şart oluyor.
Gerçek anlamdaki sevgiyi, doğru insanlarda Tatmış olsaydık ortada ne orospu kadın, ne de piç erkek olurdu.
Soruyorum size;
Bu doğru insanlar nerede?
Not: umarım içinizden "burada" diye bağırıyorsunuzdur.
içgüdüsel olarak ulaşılması zor olan, daha fazla talep görenin peşinde oldukları için. o kişi her ne kadar karakter yoksunu, içi boş, kadın ruhundan anlamayan, egosu tavan yapmış biri olsa da; popüler olduğu için, yalnış da olsa tercih sebebi oluyor. sonuç: " mutsuz bir evlilik"