filme kötü demek herkesin haddi değildir. zira cannes'da yarışmış ve altın palmiye gibi gayet kaliteli filmlerin yer aldığı bir festivalden ödül almıştır.
--spoiler--
Filmdeki bütün oyunculuklar harika. zaten haluk bilginer yardırmış gitmiş. Oyunculuğun hakkını vermiş. ismail, ismail'in çocuğu, hamdi, necla, nihal, suavi, japon turist bile iyiydi.
Filmde aydın karakteri gibi kendimde yalnız kalmak istemesini, bencilliği, işine geldiği gibi davranmayı gördüm. Aydın'ın etrafındaki kişilerin bu davranışlara tepkisi gayet iyi aktarılmış.
sevgilimle birlikte izledik. şahsen ben onunla karşılaştırıldığımda 5'e 10 kalasımdır. sanatsal yönü beni ezer geçer. kaldı ki kendisi festival filmlerinin hastasıdır.
film ile ilgili detay veya içeriğine dair, akışına dair herhangi bir şey yazmayacağım. sadece şöyle bir yaklaşımda bulunayım. biz oturup izledik. ve bir cumartesi akşamımızı ayırdık bu filme. ikimizde çalışan insanlarız ve boş vakitlerimiz inanılmaz kıymetlidir.
şu kadarını söylemeliyim. biz filmin akışından sıkılmadık. film bizi kendisinden koparmadı, sürekli hikayeyi takip eder durumdaydık. ve uzun süren bir film. bunu da göz ardı etmemek lazım. biz açıkçası sorana tavsiye ediyoruz. izledik, kopmadan izledik, ön yargısız izledik ve beğendik. uzun süreli olmasına rağmen dediğim gibi keyifli izledik biz.
nejat işler' parayı ateşe attığı sahnede ki tiradı takdire şayandı. ayrıca adam az süre almış olmasına rağmen çok çok iyi oynamış. keşke daha fazla süre alsaydı. ama yukarıdaki yazarın da dediği gibi sanki kadıköy'den gelmiş bir havası vardı. bir kaybedenler kulübü havası hissettik yani.
haluk bilginer'e gelince, adama çok hayranım, ama bu onun en iyi oyunculuğu değildi. masumiyet'te ki oyunculuğu bana göre bundan daha iyiydi. tabi kış uykusunda da iyiydi ama dediğim gibi en iyisi değildi.
hoca efendi'yi baya beğendim. mahçup, ezilmiş adam rolünün hakkını vermiş.
demet akbağ'ı görmek de mutlu ediciydi. filme renk katmış.
ismail'in oğlu ilyas bana sivas filminde ki aslan'I hatırlattı.
dekor ve ışık gerçekten çok iyiydi.
eyyorlamam bu kadar. altın palmiye alan bir filmimizin olması sevindirici. keşke daha fazla kişi izlese. izlediğim internet sitesindeki yorumlardan birisi şuydu;
"iNANIN BiZiM EViN TEMPOSU BU FiLMDEN DAHA YÜKSEK.BU ÖDÜLLÜ FiLMLER NEDEN BÖYLE SIKICIDIR BiR TÜRLÜ ANLAYAMADIM.NEYi ANLATIYOR,NEYiN KAFASINI YAPIYORLAR.OYUNCULARIN HEPSi ÇOK KALiTE.BEN ONLARDAN BiRi OLSAYDIM BU FiLM YERiNE RECEP iVEDiK 5 DE OYNAMAYI TERCiH EDERDiM."
nejat işler tam bir "egreti gelin "gibi duruyor hikayede...Cezaevinden çıkan bir maden işçisi degil de, entel bardan çıkıp gelmiş bir eleman gibi sanki...O kadar parayı ateşe atacak yigit-hem de işsiz, hem de anadolum delikanlısı, hem de böyle ilik gibi karı getirmiş parayı- görmedim ben, göt ister...Şaka degil, hayatın kurtulacak ülen...kime tafra yapıyorsun...?
Avladıgı tavşan bir çeşit metafordu ama, düşündüm bulamadım. olmasa da olurdu.
hoca iyiydi. ama o kadar fakir hoca da görmedim, işini bilir benim bildigim hocalar...enteliz ya, izledik ama sıkıcıydı biraz.
Kesilmemiş olanı 4 saatin üstündedir, sanırım hint filmlerinin rekorunu kırdık(+ onlar sıkılmayalım diye dans falan koyuyordu filmlere, bu kış uykusunda uykum geldi, ağır sanatsal drama her bünye kaldıramaz).
beğenemediğim film. olmamış diyecek cürreti kendimde bulmuyorum tabii ki. ama olmamış aq. olmamış lan. bir uzak değil, bir bir zamanlar anadolu'da değil. nasıl ya. çok büyük hayal kırıklığına uğradım. nejat işler'in ilk sahnesindeki yapmacıklığı, imama haddinden fazla bindirilen yük, oğlunun sikik tavırları, haluk bilginer'in vasatlığı. ah ulan. burun kıvırdım resmen filmin sonunda. koskoca haluk bilginer lan. o bile kötü bu filmde, düşünün artık. eleştirmenler neresini bu kadar çok beğendi, o ödülleri nasıl aldı ben anlamadım.
dekorlar ve ışık şahaneydi ama, o ayrı.
oscar adayı olmuş nuri bilge ceylan filmidir. aynı zaman da en çok izlenen nuri bilge ceylan filmidir. eşiyle beraber yazdıkları bu film kendisine dünyanın en prestijli ödülünü getirmiştir.
(bkz: Sony f65) döngüsü, FRANSIZ Yapımcı, Fransızca altyazı. Mardin Havası'na getirilen ağır entelektüel birikim ve yaklaşım. yalnız bir şey var ki o da filmin renkleri mükemmel derecede kullanılan pastel tonları ve Desature, yumuşak hatlardır.
bu kadar uzun filmi neden bu kadar fazla kişi izlemiştir şaşırtıcıdır. filmi izledikten sonra kafanız açılır. izleyin. dayanamayacak olan girmesin şimdiden söyleyelim.
edit: filmi izledikten sonra şunu okuyup çehov okumak isteyeceksiniz.
görsel olarak çok üzerinde durulmuş, fotografik etkisi ön planda bir film. ancak senaryo/dil sinema tadında değildi. çok başarılı tiyatrocu kadrosuyla, çok başarılı bir tiyatro sahnelenmiş. bence daha kırık, daha rahat bir dil için çabalamalı yönetmen.
filmin yaz başında vizyona girmesi de iyi olmuş. kar iyice bastırmadan izleyici evine dönebildi.
Çarpıcı film. Kendi dünyalarını korumaya çalışan birbirinden farklı insanların çatışması, kendilerine karşı verdikleri savaş anlatılmıştır. Birbirinden bağımsız ancak aynı zincire bağlı karakterlerin Domino taşları tarzı yüzleşmesidir.