bir barney stinson geleneğidir yanılmıyosam hep yüzde 82 gibi bir oran kullanır, abartılmadığı sürece hep inandırıcıdır hatta o kadar çok kullanılınca söyleyen bile inanır.
misal - 1
- Kanka yarım saattir seni bekliyorum geç kaldın yine
- işin ne bekliycen tabi.
misal - 2
- kanka 13 dakikadır seni bekliyorum geç kaldın yine
- özür dilerim ya trafik sıkışıktı.
+Kanka bu kız sana bakmaz
-Hadi len atlar üstüme oolum atlar
fakat küsüratlar devreye girer
+Kanka bak bu kızın sana bakma ihtimali %80 beğenme ihtimali %6.12 sevgili olma ihtimaliniz %0.2 o'da senin milli piyangoyu kazanma ihtimaline bağlı olarak 0,00054'e kadar gider.
-Yapma ya off.
küsüratsız sayı verince yalancı olmak durumu doguyor bu durumda. E madem öyle kim kimi kandırıyor. o kadar il ve ilçeden geçtim hiç bir tabelada nufusu 51.131 göremedim yada 61.019. vb. vb.
mantıklıdır. insanımız kafadan attığı bir şey olduğunda küsüratlar diline dolanmasın diye direk aklına ilk gelen standart rakamlardan birini verir.
örneğin:
+lan uğur sen bu pantolonu kaça aldın oğlum çok güzel?
-200 milyona aldım, çok dikkat çekici değil mi ?
*sallıyor lan inanma.
+bir kere de atmadığını görmedim.
tabi bu kişinin güvenilirliği ile de alakalı.
+merhaba abi domatesin kilosu ne kadar?
-10 milyon.
+sen bir tane ver abi hediyelik pakette olsun.
-olum çok korkuyoum lan.
+len bırak şimdi.
-harbi lan. götüm üç buçuk atıyo
+korkam be kardeşim. bişey olmaz. bak küsüratlı sayı vermesen dalga geçiyosun sanıyodum.
çoğu zaman boyut değiştirip "küsuratlı sayı verince inandırıcı olacağını sanmak" halini alan olay. en komik ve dalga geçilesi örneklerinden biri de kfc restoranlarında uygulanmaktadır. sipariş verirsiniz ve şöyle bir yanıt alırsınız: "siparişiniz 11 dakikada hazır olacaktır beyefendi/hanımefendi." ilk duyduğumda görevlinin yüzüne karşı gülesim gelmişti, inandırıcı olmaya çalışıyordu ama gülünç duruma düştüğünün farkında değildi. şüphesiz ki böyle bir talimat aldığından, "emir kulu" sıfatıyla yapıyordu bunu. bense yılların tecrübesiyle bunun bir strateji olduğunu anlamakta gecikmemiştim. halbuki "10 dakikaya hazır" dese, ben ona yaren olurdum, dertlerini paylaşırdım, soğanın cücüğünü ona vermekten imtina etmezdim. fakat kör talih bunu bana çok görmüştü, nitekim siparişler de hazır olduğunda saatim yaklaşık 15 dakikanın geçmiş olduğunu söylüyordu.
Öncelikle "sallamaya gerek olup olmadığı" düzleminde tartışılması gereken stratejidir.
"sigarayı bırakalı ne kadar oldu" sorusunun mantıklı yanıtı "3-4 ay falan" gibi bir şeydir; buna "3 ay 21 gün" diye yanıt veren biri aslında sigarayı bırakamamıştır. veya "kıymanın kilosu ne kadardır sence" diye sorduğunuz arkadaşınız "17,75 ile 18,50 arasında değişiyor" derse bu kişinin fazla hesapçı olduğuna kanaat getirirsiniz. yolda size "afedersiniz market nerede" diye soran birine "125 metre ileride" demeniz o insanda güvenden çok güvensizlik uyandırır. yani sayılar söz konusu olduğunda beklenen yanıtlar çoğunlukla yaklaşık tahminlerdir.
ortada bir soru olmadan sayı veriyorsanız bile, örneğin "geçen gün bir yerde insanların yüzde 23'ünün uyurgezer olduğunu okudum" , bu iddia karşıdakinde "bu kadar net bir bulgu imkansız" hissiyatını uyandırır. oysa "insanların yüzde 20'si falan uyurgezermiş" ortada aşırı bir iddia olmadığı için akla daha yakın gelecektir. "dünyada her gün ortalama 8952 bebeğin öldüğünü biliyor muydun" demeniz bile, bu daha hesaplanabilir bir bilgi olsa da, "neredeyse 9000 bebek ölüyormuş" ifadesiyle kıyaslandığında fazla didaktik ve ukalaca bulunur.
dolayısıyla tahminde bulunduğunuzu açıkça belirtmek, net bir sayı bilgisine sahip olduğunuzu iddia etmekten çoğu zaman daha hayırlıdır. sayının net bir şekilde verilmesinin gerekli olduğu durumlarda da ne kadar küsürat verirseniz, sayının yanlış olduğu ortaya çıktığında o kadar zevzek durumuna düşersiniz.
not: bu yazıdaki bütün sayılar sallamadır; gerçek sayılarla ilgisi yoktur. sallama sırasında hiçbir küsürat zarar görmemiştir.