sokakta kız arkadaşınızla içiniz rahat bir şeklilde dolaşamayacağınız, geceleri kapının üzerindeki bütün kilitleri çevirmeden yatamayacağınız, hava kararınca sokak aralarında ürkek ceylan gibi yürüyeceğiniz şehirlerdir. şu an için en güzel örnekleri: bodrum, istanbul, marmaris, izmir'dir
kültürel olarak zenginleşmiştir bu şehirler. maddi açıdan bilemeyeceğim, siyasi açıdan ise bataklığa sürüklenmektedir. her gün bir yeni kürt bdp'li olmakta ve bdp'nin faşist zihniyetine kendini kaptırmakta, türklere düşman kesilmektedir. bu da halkın sabrını zorlayan ve kürtlere karşı zenofilik bir tavır takınan bir millet olmaya başlayan türk halkını ortaya çıkartmakta.
yani siyasi olarak faşoağa'yı oynayan eski türk yönetimleriydi, şimdi kürt yönetimi ve insanı.
ama kültür ah o kültür ne güzeldir. iki kültürün kaynaşmasından ortaya şahane şeyler çıkabiliyor hem.
öyle bir şehir yoktur.
ne maddi ve manevi anlamda kürt kültürü ve sosyal yapısı buna yetmez.
bir hanede 30 kişi yaşamak kültürel zenginlik değildir.
kan davası kültürel zenginlik değildir.
berdel kültürel zenginlik değildir.
gecekonduculuk kültürel zenginlik değildir.
yasadışı işler kültürel zenginlik değildir.( bir kilo toz bir otobos işleri veya otopark değnekçiliği )
daha sayalım saydıkçada bitmez.
istanbul, bursa, izmir, antalya gibi güzel şehirlerimizin nüfusları bunların sayesinde ikiye katlanmıştır ama ne yazıkki bu kentlerin içinede zıçılmıştır.
gece üşümüş insan rüyasıdır.
zaten uyanık olupta akıl sağlığı yerinde olan kişi böyle bir düşünceye sahip olamaz.
şehirleri güzel yapan kültürü ve kollektif davranış şekilleridir.
medeni, kültürlü insanların yaşadığı şehirler her daim güzeldir.
zaten kültür seviyesi estetik güzelliği düzey olarak belirler.
farkındalığı yüksek olduktan sonra yaşayanlarının; şehir hiç çirkin olabilirmi?
demekki ırksal bağlamda şehre güzellik katmak saçmadır.
heleki bu saçmalığı faşizan amaçlı yapıyorsan iş aptallığıda aşacaktır.
yaşadıkları yerden göç edip ne iş olsa yaparım abi yeterki karnımız doysun felsefesiyle * şehirlerde en düşük ücretlerin alındığı çoğu zaman sigortasız fakat ihtiyaç duyulan ara eleman, işçilik ya da herhangi bir enformel sektörde çalışmaktan çekinmemelrinden kaynaklanmaktadır. göç eden toplumlara bir yere kadar gecekondulaşmada göz yumulmasının nedeni de şehirlere kattıkları bu artı değerdir zaten. aynı şeyi almanya'ya göç eden türklerin almanya'nın zenginleşmesindeki rolünde de görebiliriz. yani keramet kökende değil enformel sektördedir.
