amcam hollanda’da yaşıyordu ben hollanda’nın uzakta başka bir ülke olduğunu biliyordum. evimiz yüksekteydi (ankaranın yüksek tepelerinde oturuyorduk, ankara ayağımızın altındaydı) balkondan ileriye bakınca şehrin ışıkları görünüyordu orası bana çok uzak geliyordu ve ben orayı hollanda sanıyordum.
küçükken bazı geceler hava kararmayabiliyor sanardım. meğer erken yatıp geç kalktığım bir gün beni kandırmışlar. epey zaman bekledim havanın kararmadığı bir gece yakalamak için ama hep hava karardı.
Televizyonda çıkan insanların hiç tuvalete gitmediğini işeyip sıçmadıklarını falan sanardım.nası lan nasıl yani derdim.sonra hande ataizinin tuvalet penceresinden kaçarken sıkıştığı bir haber gördüm.heee dedim, aydınlandım. Hiç bişey göründüğü gibi değilmişi öğrendiğim gündür.
uyku yarım ölümdür sözünü duymuştum küçükken. bu sebepten tükürük boğaza kaçabileceği için uyurken gözlerimi kapatınca nefesini kontrollü alırdım, kontrollü almazsam öleceğimi sanırdım. aslında sanılacak kadar da yanlış bir şey değilmiş ya işte.
Televizyon dizilerindeki ailelerin gerçek olduğunu, bizim evimizin duvarlarından başka insanların bizi izlediğini düşünüyodum, yaşım 5 falandı heralde lol
ilk okulun hiç bitmeyeceğini, bitince ise her şeyin güzel olacağını sanırdım. büyüyünce ödev yapmayınca ertesi hafta içi bir günü için kafamın hiçbir şey düşünmeden gideceğini sanırdım. ne çok psikolojik düşünen manyakmışım öyle.