diyette olup canı iskender adlı nefis türk mutfağı ürününden çeken kızların bu tabağın biraz daha küçüğü olsaydı diyerekten düşledikleri bir çeyrek porsiyon hayal ürünüdür Mamafih sonunda ortada iki kız varsa bir porsiyon alınır ve paylaşılır.
bu aralar çok populer olmuş, aşmış şiir ve roman yazarıdır. ayrıca çok sayıdada deneme kitapları da bulunmaktadır. emo gençler arasında pek revaçtadır şu aralar kendisi. inşallah iki üç ay sonra unuturlarda ele ayağa düşmez.
(bkz: flu'es)
--spoiler--
Hata'nın muhteşemi nasıl olur ben de anlamadım ? Ya da hata kaç kere yapılır ? Kaç kere hoş görülür ? Hata bilerek mi yapılır,yoksa kızmayacak olanın farketmesi ile mi adına HATA'ydı denir ? Bir defa hata yapan hatasını farkettiğinde aynı türden bir hatayı bir daha yapar mı yapmaz mı ? SEVGi HATAYI AFFEDER Mi ?
--spoiler--
yapmayın böyle şarkılar.. sıçmayın ağzıma.. daha hava kararmadı.. yine sarhoşum.. basıp gelsem diyorum.. çıksam karşına.. yeter dön artık desem..ölüyorum orospu çocuğu dön artık desem.
Bir seri katil yetiştirmekle bir şair adayına öğüt vermek arasındaki fark, hayat manzarasını seyretmek için otuduğunuz masanın pencereye olan mesafesine bağlıdır. Camı kırıp dışarı çıkanınsa katil mi, şair mi olduğu her zaman tartışılacak.
''Her pamuk şeker yediğimde, aynanın karşısına geçip dilimin pespembe olmasını seyrediyorum büyük bi hazla... Sonra sen geliyorsun aklıma. Acaba senin dilin ne renk oluyordu? Benim ömrümü yedikten sonra..?''
bir organ nakli gibi sevmiştim seni,
çürük gözlerine bağışlanan ellerim
yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim
darmadağın kadınların darmadağın ettiği erkekler gibi
çok tehlikeli bir sırrı saklar gibi sevmiştim seni!
çok eskimiş bir aşkın hatırlanılması
sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması...
aslında işin açıkçası
rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi
fırtınanın camı çerçeveyi indirmesi gibi
hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi
geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi sevmiştim ben seni!
ruhum kan kaybederken nasıl tutarım şimdi seni deniz gibi!
neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi
ortalık yerde durup dururken sevmiştim seni!
atlara kalırsa, çoktan kaybettik savaşı!
mızraklar kırıldı, kalkanlar delindi, ganimet paylaşıldı!
kasaba meydanında birbirini dövmekten yorulan iki kovboy gibi
bir tabancanın namlusuyla tetiği gibi
bir tabancanın kabzasıyla ibiği gibi
kendisinden farklı, kendisinden ayrı
bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi
aynı bedene sıkılacak iki el kurşun gibi
katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşta sevmiştim seni!
Bana yalan söylemiş olman değil
Sana bir daha inanmayacak olmam üzüyor beni...
bu satırları yazabilen bi bünyeye kötü bi laf etmek imkansız bence. tercihleriyle ilgili laf yapan arkadaşlara sesleniyorum, gelsin en delikanlı benim diyen yazsın böyle şiirler. bizde onu okuyalım (:
toy güruhun ''duygulara tercüman olmak'' işini hakkıyla yerine getiren adam. gün geçmez ki bir ergen tarafından bir yerlerde paylaşılmasın. acep hüzünbaz duygusal kız çocukları tarafından bu denli sahip çıkılmak adamı nasıl hissettiriyor.
bir melek tıraş edecek saçlarımı
bir cin yıkayacak beni özsuyuyla
tertemiz entarilerimi giydirecekler sonra
gitmeme izin verme!
vals bitiyor
çiftler öpüşüyorlar usulca
usulca pelerinini açıyor sis
usulca dönüyor baş
zehirli içkimi uzatıyorum karşımdaki
satranç ustasına.
bir tarot destesinde buluyorum vesikalık resmimi
hangi kaderle çıkıyorsun karşıma
-karşım: nedir ki ellerim-
nasıl bir mutluluk mutluluğun
nedir senin sevdalarının kılavuzu
ödüllü bir hanımefendi gibi giriyorsun düşüme
talan ediyorsun
yakıyorsun
rüyalarım yanıyor
o zaman
ben de düşürüp kırıyorum cam makasımı
-"yüzünün yarısını bana vereceksin!"
yüzümün bir yarısı intihar eden sevgilimin peşinden gitti. öte yarısı film artisti olmak için evden kaçtı.
--"ellerinden biri benim olsun!"
ellerimden biri en büyük aşkımın saçları arasında kayboldu. ötekisi hapse girdi.
--"çocukluğunun en güzel günlerini bana armağan et!"
çocukluğumun en güzel günlerinden bazılarını kurtlar yedi. geri kalan kısmını ise çocuk esirgeme kurumuna bağışladım.
--"umutlarının aynısından bana da ısmarla!"
umutlarımın bir kısmından hüznüme şahane bir sos hazırladım. arta kalan kısmını evlatlıktan reddettim.
--"hiç kimsenin bilmediği yerlere gidelim!"
hiç kimsenin bilmediği yerlerin bir bölümü düşler altında kaldı. diğer bölümlerin inşası sürmekte.
--"herşeyini bana anlat!"
herşeyimin bir parçasından trajedi imal ettiler. boşta kalanlarını da sucuk yaptılar.
--"kalbinin temizliği için gündelikçi olabilirim!"
kalbimin temizliğinin bir katıyla uzayın sonsuzluğu ilgileniyor. öte katlarında zaten belalı yalnızlıklar yaşamakta.
--"hiç ayrılmayalım!"
ayrılıkların çoğunluğu ruhun iklim şartlarından: sen karasalsın, ben ılıman. ayrılıkların azınlığı bitki örtüsünden: sende kaktüsler var, bende plastik vazo çiçekleri.
--"saçmalıyorsun artık!"
saçmalıklarımdan kimisini hayattan aldım. kimisini alkol sanıp içtim.
sen iyisi mi üstüne basacağın bir mayın bul ve beni unut!