nağme yapmayı biliyor ilgi duyduğu kesim bayanlar olsaydı çok şey kazanırdı.
'' şiddetle ihtiyacım var beni öpmene , dudakların dudaklarımı hacze gelsin . '' der bir satırında.
--spoiler--
.........Büyük marifettir ihanet ; sorumluluk ister. Katakullinin ihtişamı , başdöndürücüdür. Onu aldattıktan sonra şöför mahaline geçer , arabayı çalıştırırsın. Artık iş , gaza basmaya kalmıştır. Gözlerinde masum bir ifade , dudaklarında lakayit ama müstehzi bir telaş , direksiyonu kavrayan parmaklarında acemi bir titreyiş , kendi kendine ; yok birşeyim deyiş , dikiz aynasından onun oracıkta öyle viran , öyle korumasız , öyle ayakta yıkılıverdiğini görmen , geri dönsem mi , dönemem ki , dönsem de asla eskisi gibi olamayız diye düşünüşün ve ilk virajı alınca bütün bu yaşanılanları bir çırpıda unutuverişin !
Ne birlikte keşfedilmiş iskambil oyunları , ne bir aşk şiirini dinlerken birbirine tutkuyla yapışıveren gözleriniz , ne bir bardak içkiyi paylaşmak , ne tektekçi bir şarapevinde ayışığı gibi dikilip içmek , ne onun odasında garip bir hazla kıvrılıverdiğin yatağı ( ki o seni bir daha orada o şekilde göremeyeceğini bildiğinden , o görüntüyü hafızasında tutabilmek için uzun uzun sana bakmıştır da mutlaka ) , ne avare dolaşmalar savruluşlar ne de uyanır uyanmaz edilen telefonlar ... Bunların şimdi senin açından hiçbir önemi yoktur. Yan koltukta oturan yeni sevgilinin elini tutarsın uzanıp. Arkaya düşenin içine sis düşer. Arkaya düşenin kurt iner içine. Oysa sen gururlu , mutlu ve olabildiğince sakinsindir.
Çünkü babayiğit bir hainsindir sen. En kaliteli adiliği yapmış olmanın zafer sarhoşluğuyla hoş bir maceraydı , eğlenceliydi , çok eğlendim ben , beni hiç sıkmadı , hatta ondan bayağı bir şey kaptım , onunla boş vakitlerimi değerlendirdim benzeri iltifat ve hakikat cümleleri kurarsın. Lay lay lom ! Sen şarkılar söylerken , O bok gibidir. O , neyin boku gibidir ? Bir karanfilin , bir basgitarın , bir krepin , bir yanılgının bir ahmaklığın boku gibidir. Sevdaları güle güle kirlenen , kalbi geçmiş olsun!lu , hassasiyeti ve gerizekalılığı günaydın!lı olan O , flushroyaline güvendiği halde blöfü yemiş ve partidışına itilmiştir.
Bazı duygular ehliyetsizdir. Bazı durumlar ruhsatsızdır. Bazı yaradılışlar kimliksizdir. Bazı intiharlar işgal edilmiştir. Bazı fotoğraflar hep tek kişiliktir. Bazı bedenlerde ten velinimettir. Bazı doğumgünleri kötü geçer. Bazı aşklar bitmesi için yaşanır. Bazı aşıklar sadakati hiç tatmamışlardır. Bazı Romeolar Romeoları severler. Yine başka Romeolar Romeolarını terkederek Julietlerine giderler. Julietler Romeolarına mm ve meme verirler. Romeolar karınlarını doyururlar. Süt ve reglden oluşan kokteyllerini yudumlarlar. Bazı Romeolar , Julietlerinin esiridirler. Julietler Romeolarını kuyularıyla tavlarlar. O halde , maçoluğu temsil eden Papaz ( Rua ) ile dişiliği temsil eden Kız ( Dam ) bu denli önemliyse , piştide neden genç ve güzel delikanlılar ( Vale ) oyunun kaderini bir anda değiştirirler? Bazı Romeolar bazı Romeoların sevgilerine katlanamazlar. Dayanamazlar. Kolay olanı kabullenirler. Yokuşaşağı inerken arabayı boşa alırlar. Benzin harcamazlar. Yaşarken hayatlarını boşa alırlar. Emek harcamazlar. Dudak bükerler , omuz silkerler. Bir anlamsızlığını eskizi olarak dolaşırlar. Büyük marifettir ihanet ; sorumluluk ister. Gün gelir tüm bedeller ödenir...
--spoiler--
ecel olur gelirim sana artik adressiz bir zarf gibi
zarfi yalayip kapatirken dudaklarimi kagitla keser gibi
çünkü ben orda celladim, biraz katil
seri haldeyim sana, paralel haldeyim
bütün suçlar üstüme yikildi, hatalarin altinda kaldim
...hayatim hayatina düsüp patlamayan
hayali bir bomba gibi!
Onlar love derler bizim sevdamıza
olsun!
Lavdır her iki dilde de aşk!
onlar yapabilmeyi can arkasına saklar
bizler
...ruh doldururuz canla maharetlerimize!ustaca!
Elbette iskender de sevebilir/eğer can varsa lavında!
erkek bir arkadaşımın bir gece onun evinde kaldığını öğrendiğimiz üzerine sorduğumuz sorulara yok canım yok olur mu öyle bana yaklaşmadı ev arkadaşlarına yan gözle bakmıyormuş zaten arkadaş dediği; buna ek olarak kitaplarını büyük bir beğeniyle okuduğum özellikle flues adlı kitabını önerebileceğim yazar.
Öyle demeyin.. Yalnız kalsanız kesin hepiniz bunu hissedersiniz..
Bileklerinizi ağlaya ağlaya keserken,nede olsa sizlerde birer küçük iskendersiniz...!
Nehirlere karışan zehirli atıklar gibi
ağır ağır akarak kanıma karışmakta
yokluğun!
Hiç sormadım, neydi başka elbiseler içinde bulduğun
aynı askıyla dolaba kaldırılan iki güzel yelektik biz
güveye benzer bir şey oldu suskunluğun!.. anladım ki:
aşk naftalinlenmiyormuş meğer, eğer kanıtlanmıyorsa suçun!
insan Telefon Defterini Temize Çekerken Bazı isimleri Eski Defterinde Bırakır
Onlar artık birdaha asla aranmayacaktır.Garip bir hüznü barındıran bu
silik isimlere bakılır bakılır.Kimi okuldan sınıf arkadaşınızdır, kimi
çok çabuk unutuverdiğiniz bir sevgili, kimi bir cafede aylarca herşeyi
ama herşeyi paylaştığınız birisi; yada istifa ettiğiniz bir yerden bir
arkadaşınız! Soyadları sorulmamış birsürü hatırlanmayan isimde vardır
defterde; ve şüphesiz üstünde isim olmayan telefon numaraları korkunç
bir operasyonla onlarca hayat, onlarca güzellik bir çırpıda ortadan
kaldırılır.
iNSAN TELEFON DEFTERiNi TEMiZE ÇEKERKEN BAZI iSiMLER ÜZERiNDE DURUR.
Onca zaman sonra birkez arasanız, sesini duysanız... Ona edilebilecek
bir çift sözünüz yoktur! Birlikte gittiğiniz filmler, meyhaneler, evler
birbirinizi yıllar sonra özlemenizi sağlayacak sevgiyi aşılamamıştır
size.Yalnızca bir isimdir şimdi o.Temize çekerken atlarsınız
hemen.Derhal çevirirsiniz sayfayı telaşla, alalacele.Oh, isim geçmişte
kalmıştır.
iNSAN TELEFON DEFTERiNi TEMiZE ÇEKERKEN HAYATINIDA SORGULAR!
Hangisi ihanet etmiştir, hangisi yalvarmıştır kendisini bırakmamanız
için; hangisinin birsüre sonra arkanızdan konuştuğunu duymuşsunuzdur;
hangisi sizi en güzel öpmüştür; hangisi rüyalarınıza girmiştir, hangisinin
ayak parmakları ilginizi çekmiştir, hangisine hediye alırken zorlanmışsınızdır, hangisiyle en hararetli tartışmalara girip kavga etmişsinizdir, hangisi için
sabahlara kadar içip içip ağlamışsınızdır? ! ...
Doğrular, yanlışlar, hatalar, tutkular!
Birlikte EDiP CANSEVER okuduğunuz o insanlar, solmuşlardır.
iNSAN TELEFON DEFTERiNi TEMiZE ÇEKERKEN YALNIZLIĞINIDA KANITLAR.
Bütün bu insanlar şimdi nerede, ne yapmaktadırlar? Saat elbette
dört'tür! Paradoks, labirent, koni, tüm bilimsel ifadeler ve mentalite tersine
dönmüştür. Ters dönmüşüzdür. Bu tekbaşınalık ve bu isim katliamı
aslında size ters gelir... Çalan telefona bakarsınız.Acaba? Acaba telefon
defterini temize çeken bir arkadaşınızın son anda kurtarma çabası mıdır?
Bir iki kırık sözcük, yarım yamalak bir buluşma, belki...
Bilemezsiniz...
LÜTFEN, AMA LÜTFEN TELEFON DEFTERLERiNiZi KAYBETMEYiNiZ...