sirf türk filmlerinin degil amerikan sinemasininda olmazsa olmazidir. degistirilemez bir senaryodur bu. hitlerin ss subaylari bu süre icerisinde bin tane yahudiyi öldürürken, kötü adam kendisi ölür sonunda.
"hemen öldürme önce süründür" mantığıyla hareket eder ama neticede toprak olan her zaman kendisi olur. bazı filmlerde de kötü adam salaklıkları görülür. ıssız bir göl kenarında elinde silahı varken vurmayıp, göle sallandırma yöntemiyle öldürmeye çalışanlar, bunun akabinde esas oğlanın su altında ellerini çözüp ortamı dağıtması gibi salaklıklar sıkça görülür.
-şimdi öleceksin johny hahah.
+öldür ozaman ne duruyoursun.
-son zamanlarının tadını çıkar hahaha.
+öldür beni lanet olasıca çek tetiği.
-hahaha burda bana yalvarmanı izlemek hoşuma gidiyor.
+hadi bitir şu işi.
-hayır!* hayır bu anı biraz daha izlemek istiyorum.
+ama arkandaki fbi ajanı bu duruma daha çok izin vermeyecek.
banggg! ve o sessizlik.
popüler film türünün en eski klişelerinden biri olup tarihi nerdeyse 1911 yılına kadar dayanır (filmin adını da yönetmeni de unuttum valla). son an kurtuluşu olarak da bilinen bu klişeye göre filmin iyi roldeki kahramanı, final sahnesine kadar heyecanı ve gerilimi yüksek tutmak amacıyla bir türlü sonuca gidemez. en sonunda da kötü adamın oyalanması sonucu mutlu sonla film biter.
en sıkıcı film klişelerinden biridir. sadece battal gazi serisine özgü değildir. hollywood'da da vardır aynı olay. efsane film iyi kötü çirkinde bu klişeye bir gönderme vardı. çirkin küvette yıkanırken onu öldürmek isteyen bir adam geliyordu. silahını çekiyordu ve başlıyordu konuşmaya. o sırada çirkin ateş edip adamı öldürüyordu ve ''konuşacağına tetiğe bassaydın'' diyordu.
film icabıdır. seni öldürdüm çünkü... (adam bütün hayat hikayesini anlatır, duygulanır) o kadar uzun zaman geçmiştir ki artık oralardan birisi geçmelidir yoksa mantık hatası olacaktır. ve kahramanımız kurtulur.
Türk filmlerinin olmazsa olmazlarındandır.Kötü adamın ağırdan alması gerekir ki esas oğlan kurtulsun, ölmesindir.
Bir de iyi adamın kötü adamı öldürürken ağırdan alması durumu vardır. "Öldürsem mi, öldürmesem mi" diye gidip gidip gelir iyi adam. Sanırım buna en güzel örnek se7en filminin final sahnesidir.
kara murat, malkoçoğlu gibi klasiklerde sıkça rastlanan durumdur. esas oğlanı yakalayan bizans kralı şahsı öldüreceğine zindana attırır ve olaylar gelişir.
yarabbim nasıl bir salaklıktır bu. yıllardır hep aynı terane. hep aynı hareketler, hep aynı sözler...
kötü adam, tum adamlari ekarte edip rehineyi kurtaran iyi adam * ile filmin sonunda karşılaşır, boğuşur eder sonunda iyi adamı zor duruma düşürüp tabancayı doğrultur ama tetiği çekmez. çeksene amına koyim tetiği ! yok. çekmez salak. kendinden emin hareketlerle sağa döner, sola döner, aşağı bakar, yukarı bakar, bir havalar bir havalar... en büyük benim gibisinden gülüşler, saçma sapan konuşmalar...
iyi adam zor durumda, artık son duasını etmektedir. o sırada silah patlar "hah şimdi koydu amına derken" kötü adamın suratı birden değişir. iyi adamın arkadaşı gelmiş, son anda yetişmiş, kötü adamın alnının çatından koymuştur çocuğu... *
işte böyle kendi hayatına mal olur salağın bu ağırdan alma.. siz siz olun sakın ağırdan almayın sıkın geçin kafasına...