dunku mactan once soyledigi "ben stamford bridge'de hic kaybetmedim" lafini bir kere daha tescilleyerek inter'i bir ust tura cikarmistir chelsea'yi her iki macta da maglup ederek.
simdi bu adamin karizmasi var, hazircevap, hirsli vs. felan diyor ve takdir ediyoruz da asil gozden kacan nokta bu adamin cok calismasi ve nedense cok gozardi ediliyor bu mevzu. yani kim hemen her mactan once takim oyuncularina karsi takimda karsi karsiya oynayacagi futbolcuya kadar detaylanan dosyalar gonderip hazirlar ki? tamam ukala felan ama alti bos degil kardesim. ben onun kadar iyi bilsem takim calistirmasini ve onun kdar basarili olsam hic susmam lan. az bile konusuyor.
ayriyeten ben abromovic'e daha beter ayar vermesini bekler ve isterdim ama o mutedil davranarak chelsea'ye ve seyircisine olan saygisini vurgulamak icin "ben turu gectigimiz, oyuncularim ve taraftar mutlu oldugu icin mutluyum bugun. chelsea mutsuz, chelsea taraftari evine uzgun gitti diye mutlu degilim, bir ust tura chelsea'yi gecerek ciktigimiz icin mutluyum" demistir.
portekizli teknik direktor. barca takiminin basina gecseydi nasil bir futbol oynatirdi gercekten cok merak ediyorum.
(bkz: fener takimi)
(bkz: sergen yalcin)
şu an dünyadaki en sevdiğim teknik direktördür kendisi. en iyisi değildir belki o kadar bilmem ama en azından diğerlerinden farklı bir adamdır, yorumları güldürür, klişe bir adam değildir. 'bu maça iyi hazırlandık hedefimiz üç puan'cılardan çok daha iyidir.
cech' in kendisi için ''onun akıl oyunları chelsea' ye sökmez'' dediği teknik direktör. bu akşam ki maç çok güzel geçecek sanki; (bkz: 24 şubat 2010 inter milan chelsea fc maçı)
bu ukalalığa rağmen 2003'te porto'nun denizlispor'u 6-1 yendiği maçtan sonra "kesinlikle sıradan bir takımı yenmedik. bu adımıza çok büyük bir zaferdir. denizlispor'u kutluyorum ve başarılar diliyorum" tarzı laflar etmişti. bugünse juventus bir yandan, chelsea bir yandan, önüne kim geldiyse makara yapıyor adam, sırf büyük oynadığı için seviyorum bu adamı. mazlumun yanında, tempra olanın da tam karşısında, tam bir halk çocuğu.*
zamanında barça'da sir bobby robson'ın yanında elinde not defteri tercümanlık ve asistanlık yapan jose kardeşimiz şu an tek lafıyla tüm avrupa futbolunu karıştırabiliyor. o zaman da büyük wonderkid'miş de biz görememişiz...
porto'da kazandığı şampiyonlar ligi ve süper kupadan sonra chelsea'nin başına geçmiş ancak orada kendisinden beklenen şampiyonlar ligi kupasını alamayınca inter ile anlaşan ve hala hazırda inter'in teknik direktörü olan gençlere önem veren (bkz: balotelli) (bkz: santon) , karizmasıylada yedek kulübede takımına ayrı bir cesaret aşılayan portekizli teknik direktör.
20 şubat 2010 inter sampdoria maçında takımı 9 kişi kalmasına rağmen yine iç sahada maç kaybetmeyen teknik direktör. ikinci yarı boyunca 9 kişiyken bile tek pozisyon vermeyen futbol dehası.
Tam bir orta yaş karizmatiği hayatında olmadığı kadar bu yaşlarda yakışıklıdır bu adamlar saçlarındaki beyazlık hem oyun bilgisini hemde karizmatikliğini gösterir bunların ayrıca yüz ve saç taramasıylada enfes bir orta yaş yakışıklısı sevilmemek için ideal bir insan.
seneye real madrid'in başına geçeceği söylenen başarılı,karizmatik ve zeki teknik direktör. real madrid'in her yönüyle komplike bir takım oluşturacak bir teknik adama ihtiyacı var hiç şüphesiz, ki mourinho da benim gözümde bu konuda dünyanın en iyisidir.
bendeniz gibi kendisini çok sevenler için gayet mutlu edici bir haber olsa gerek, tabi ki aslı var ise..
iç sahadaki yenilmemezlik serisi benim iddaa'da inter'e oynamama kadar sürecek karizmatik teknik direktör.. kendisini uyarıyorum akıllı olsun tek tık ile karizmayı çizerim..
"We showed everything. The only way we would have lost is if we'd gone down to six," Mourinho told Sky television. "With seven we'd have won the same."
Mourinho Sky televizyonu'na "Gereken her şeyi yaptık. Maçı sadece 6 kişi kalsaydık kaybederdik* "7 kişi dahi kalsak sonuç yine aynı olacaktı." diyen, sendeki özgüvenin yüzde biri bende olsa... dedirten bir adam.
24 ocak 2010 inter milan ac milan maçı'nın son 10 dakikasında milan yüklenmeye başladığı sıralarda adeta bir amigo gibi tüm tribünleri ayağa kaldırarak (insanüstü bir ses yükseldi tribünlerden o anda) rakibinin direncini nasıl bozabileceğini, olayın psikolojik yönünü nasıl aştığını göstermiş, futbol efsaneleri arasındaki yerini şimdiden almış teknik direktör.