kendisi real madrid'in başına gelmeden önce real madrid, en son şampiyonlar ligi kupasını 2002 yılında kazanmış, üstelik son 6 yılda şampiyonlar ligi'nde gelebildiği en üst nokta son 16 turu olan, en çok şampiyonlar ligi kazanmış takım (9) ünvanına sahip olmasına rağmen çöküş dönemine girmiş, hiçbir takımın kendisiyle eşleşmekten korkmadığı, kendisi takımın başına gelmeden hemen önceki sezon kral kupası'nda alcorcon gibi bir 3.lig takımından 4 gol yiyerek 4.turda elenmiş, zayıf bir takımdı.
üstelik barcelona gibi 2009 yılında 6 kupayı birden kazanıp altın çağına giren, tarihin en güçlü takımı gibi söylentilerle konuşulan, gelmiş geçmiş en dominant takımlardan biri olan bir rakibi vardı. bir çok kişi o takımın yenilmez bir takım olduğunu ve uzun yıllar zirveden düşmeyeceğini söylüyordu.
mourinho geldikten sonra real madrid'in başarıları;
2010/2011 sezonu;
ispanya kral kupası (barcelona'yı yenerek kazandı)
la liga 2.liği
şampiyonlar ligi'nde yarı final (2003/2004 sezonundan sonra real madrid ilk defa yarı final seviyesi görmüştür)
2011/2012 sezonu;
la liga'da 38 hafta sonu 121 gol atarak (la liga gol rekoru) ve 100 puan toplayarak (la liga puan rekoru) rekorlarla dolu bir şampiyonluk kazanmak (real madrid'in 2007/2008 sezonundan sonra ilk lig şampiyonluğu)
şampiyonlar ligi yarı final (kendi evinde bayern maçında turu geçmeyi haketmelerine rağmen dramatik penaltı atışları sonucu kaybedilen maç)
2012/2013 sezonu;
la liga 2.liği
ispanya süper kupası şampiyonluğu (barcelona'yı yenerek kazandı)
şampiyonlar ligi yarı final (real'in ilk maçı dortmund'a karşı deplasmanda 4-1 kaybetmesine rağmen, rövanşta 88.dakikada skoru 2-0'a getirdiği, kalan dakikalarda çok net bir pozisyon kaçırıp yine son dakikalarda elendiği maç)
bunlarla birlikte kendisi, real'i yıllar sonra yeniden korkulan, tehlikeli, güçlü bir takım haline getirmiş, takıma kazanma ruhunu aşılamıştır. kendisi döneminde real madrid, yıllar sonra yeniden ait olduğu seviyelere geri dönmüş, şampiyonlar ligi'nde yarı finallerden, şampiyonluklardan düşmemeye başlamıştır.
ayrıca;
ramos'u tamamen stopere monte eden ilk teknik direktör olmuş, luka modric'i tottenham'dan, raphael varane'ı ise fransa 2.liginden transfer etmiş, ve günümüz real madrid'inin temellerini atmıştır.
kendisinden sonra gelen carlo ancelotti, mourinho'nun mevcut düzenini fazla değiştirmeden birkaç ekleme yaparak real madrid'in 10.şampiyonlar ligi zaferini elde etmiştir.
ve sonrasında ise, real madrid artık ait olduğu seviyeye, dünyanın zirvesine yeniden geçmiş, sahip olduğu şampiyonlar ligi kupalarının yanına 3 tane daha eklemiştir. ilk olarak mourinho'nun kullandığı sergio ramos-raphael varane stoper tandemiyle birlikte zinedine zidane, 3 kere üst üste şampiyonlar ligi kupası zaferini elde etmeyi başarmış, real madrid'in toplam şampiyonlar ligi kupası sayısını 13'e çıkarmış, mourinho'nun kadroya kattığı luka modric ise ballon-dor ödülünü elde etmiştir.
kısacası günümüz real madrid'inin çok şey borçlu olduğu adamdır kendisi. ki real madrid taraftarlarının çoğu da aynı şeyi düşünmektedir.
Manu, Spurs derken dünyanın en çöp takımlarını çalıştırmaya başlamış ve yavaş yavaş winner'lığı loser'lığa evrilen teknik adam. Pep balonundan daha çok severim o ayrı ama manu, Tottenham nedir be adam?
2011 yılında santiago bernabeu stadı'nda oynanan real madrid-sporting gijon maçında real madrid 79. dakika'da de las cuevas'ın golüyle 1-0 mağlup olana kadar; porto, chelsea, ınter, real madrid kariyeri dahil iç sahalarda 150'den fazla maçta tam 9 yılı aşkın süre mağlubiyet yüzü görmemiştir.
yanlış hatırlamıyorsam cristiano ronaldo sakatlığı sebebiyle oynamamıştı, 1-0 mağlup oldukları maç sonrası jose mourinho gri takım elbisesiyle sahaya çıkılan bölümün orda her oyuncusunu elinden sıkarak gösterdikleri mücadele için tebrik etmişti..
aynı şekilde maçtan sonra 9 yılı aşkın süredir devam eden seriyi sonlandıran sporting gijon oyuncularını da soyunma odasına giderek tek tek tebrik edip kutlamıştır..
sir alex ferguson ve jürgen klopp ile birlikte bence dünyanın en iyi, en özel manager'lerinden biridir..
jose mourinho kendisinin de belirttiği gibi '' special one '' yani, özel biridir. *
geçen senelerde diyordum ki bu adam eski futbol kafasında kaldı kendini yenileyemiyor, park the bus felsefesi artık işlemiyor ama adam kendi özeleştirisini yapıp tekrar döndü. ters köşe yaptı beni.
Canım tottenham kadrosunu iki sene de piç etmiş futbolculara bildiklerini unutturmuş hoca.
Jose kendini yenilemiyor. Oyunu sıkıcı.
Oyuncuların yaratıcılıklarını öldürüyor.
Elindeki forvet hattı müthiş lamela kane son bale moura
Sen kontra oynatıyorsun.
Kazanmanın en kolay yolu bu diye.
Tazminatı çok diye tahammül ediliyor başka bir numarası kalmadı.
tottenham ile yeni bir maceraya atılmış olan bu macerasında şu an tökezlemekte olan teknik direktördür. Sanılanın aksine takımı her maç savunma yapmamaktadır. Karşısındaki rakibe göre savunma veya atak futbolu oynatabilen taktikler geliştiren bir hocadır. Ancak takımdaki oyuncuların disiplinsizliği ve lider oyuncu eksikliğini hissetmektedir. Bununla birlikte takımdaki oyuncuların disiplinsiz davranışları, beklenmedik yenilen goller ve şanssızlıklar yaşamaktadır. Sezon başında da hedeflerinin ligde şampiyon olmak değil ilk 4 içinde kalmak olduğunu ifade etmiştir. bu son ayda fikstür gereği top 6 takımlarıyla mücadele etmiş ve bazı maçlarda şanssız hatalarla puan kayıpları yaşamıştır.
Bu yıl Morinho'nun hedefi ise şu şekildedir.
Lig'de ilk 4 içinde yer almak.
finale çıkılan kupayı kazanmak.
Avrupa liginde de kupayı almak hedefidir.
Bu adamın türkiye'ye gelmesi kendi sonunu hazırlamaktan başka bir işe yaramazdı. Çünkü kendisi eski lucesku gibi elindeki malzemeden maksimum verim alma tarzında değil kafasındaki plana göre istediği transferleri yaptırıp onları en verimli şekilde kullanma ekolünden. Türkiye'de bunu sağlayacak bir kulüp yok maalesef.
Ayrıca Türkiye'de ki hiçbir kulüp başkanı, yöneticisi vb.. gibi üst düzeyde olan kişilerin kendilerini popülaritesiyle ezecek ve aykırı davranacak bir karaktere tahammülü olduğunu düşünmüyorum.