çoğu insana sempatik gelmese de hakkını teslim etmek gerekir ki dünyanın en iyi teknik direktörü, en önemli taktik dehası.
sanırım böyle giderse, bu adamın yönettiği bir takımı avrupa kupalarında ancak bir türk takımı dumura uğratabilir. herşeye, her taktiğe karşı bir çaresi, bir düşüncesi, bir b-c-d-e-f-g planı olabilir bu adamın, made in turkey damgalı kaos futbolu dışında.
Son Madrid-Barcelona maçıyla dünyaya teknik direktör olmak için geldiğini bir kez daha kanıtlamış olan, biraz burnu havada birazda egoist ama müthiş zeki antrenör. Hayattaki en büyük gayesi Alex Ferguson'un yerini almak olduğu da su getirmez bir gerçektir.
Dünya'nın tartışılmaz en iyi teknik direktörlerinden biridir. Fakat bazen yaptıkları taktik ya da rakibi okumaktan ziyade, kazanmak için elinden ne geliyosa yap biçimine dönüşüyor. ilk el classico maçından sonra içi fena yanmış olacak ki, çanakkale geçilmez sistemine dönüş yaptı. Ama elindeki takım Real Madrid, sahip olduğu yıldızlar belli. Barcelona'nın oyununu kabul edip, açıklarından yararlanacağına, kendi oyununu rakibe kabul ettirip sahayı dar etsen, yenilsen ya da elensen bile seni o stadda seni ayakta alkışlamayacak biri çıkmaz.
Bu kadar büyük bir teknik adama, kedi-fare yi yakıştıramıyorum.
porto için büyük bir hayal olan şampiyonlar ligini kazandırdı.
chelsea'yi 50 yıl sonra premier lig şampiyonu yaptı.
inter'i 48 yıl sonra şampiyonlar ligi şampiyonu yaptı.
real madrid'e 20 yıl sonra kral kupasını getirdi.
galatasaray'ın başına gelse uefa kupası garanti, fenerin başına türkiye kupası garanti.
en iyi teknik direktör. barcelonaya karşı defans oynarsa bugün kazanacaktır eğer risk almaya değer deyip bastırırsa maç yine farka gidebilir çünkü real savunma yaparsa barçaya karşı kazanabilir sadece. bence tur için tek şansları defans yapmaları ve di maria ya top atmaları çünkü hızlı ve öfkeli o adam.
kontra futbol oynatarak ronaldo gibi bir yeteneğin ağzına sıçmayı başarabilen teknik direktör. nerede manchester'da izlediğimiz kanat akıncısı ronaldo, nerede madrid'in her maç götünü kurtarır diye beklenip serbest oynatılan ronaldo.
dünyanın en iyi teknikdrektörünün ferguson üstad olduğunu kanıtlayan teknik adam. ne alaka lan derseniz, c.ronaldo gibi bir adamın taktikleriyle amına koymasıyla, hatta son barcelona maçıyla tamamen yok etmesiyle kanıtlanmıştır. ryan giggs, scholes, maldini, cantona ve gerrard gibi oyuncuların neden takımları için ve dünya için efsane haline gelmişlerdir, çünkü onlar, kendileri için neresinin doğru yer olduğunu biliyorlar, eğer ronaldo bugün hala manchester united takımında ve ferguson'un emrinde olsaydı şu vakit itibariyle büyük finalde messi, ronaldo kapışması gibi başlıklarda adı geçecek, şu dakikada ki gibi messi ve diğerleri kalıbında, diğerleri başlığı altında olmayacaktı.
edit: ferguson üstad emekliye ayrıldıktan sonra yerine kesinlikle morinho geçmelidir, orasıda ayrı.
futbolu çözümlemiş bir teknik direktör. iyi bir ekipten çok inançlı ekip, kendilerine güvenleri tam bir ekiple neler yapılabilir göstermiştir bu vakte kadar fakat şimdi real madrid'e baktığımzda, mourinho zamanındaki inter'e kıyasla, defansif anlamda 2,3 gömlek aşağıda olduğu ortada. bugün messi messi dendi evet fantastik bir bücür olabilir ama ya defansın yediği çalımlar? izin verseler çekilseler bu kadar göze batmazdı. e şimdi mourinho ne yapabilir ki? 'adam messi, tabiki durduramıyorlar' demesin hiç kimse, chivu gibi uzun boylu defansif adamla bal gibi durdurmayı başarmıştır bu adam. egoist olarak görmüyorum kendisini, kendisini deha olarak görüyorum sadece adam bunu saklamıyor, mütevazilikten uzak duruşu da sanırım futbol dışı faktörlerle uğraşırken oldukça işine yarıyor ve bu yüzden böyle gözüküp davranıyor. sonuç olarak, alex fergusonun yerine mutlaka onun geçmesi gerektiği kanaatindeyim. istikrar abidesi bir takım, kulüp. mourinho'dan daha iyi birini bulabileceklerini de sanmıyorum.
artık zerre kadar saygı duymadığım adam. maç sonunda guardiola'yla ilgili "ben 2 şampiyonlar ligi kupası kazandım sen bi tane onu da hakem hatasıyla aldın. bu seferkini alırsan yine aynısı olacak, tarih böyle yazacak" demiş, kibiri ve egosu sevimsizlik seviyesini fazlasıyla aşmıştır. kendi adamlarını kasaplıkla eğittiği için hakemleri suçlaması, hatta guardiola'ya kendi emeğiyle kazanmadı şeklinde son derece aşağılık sözler sarfetmesi benim gözümde kendisini tamamen bitirdi (onun da çok sikindeydi diyenleri duyar gibiyim şimdiden). eğer hakemler kendisine düşman olsaydı geçen yıl tren çektiği barcelona serisinde 1.5 metre ofsayttan gol atamazdı. kıskançlığını belden aşağı vurmakla ifade eden birisi asla büyük değildir. önce adam olacaksın! adamlık da öyle alınan kupalarla ölçülmez. karakter meselesidir.
adam, 5-0 yenilgiyle biten barcelona maçında, yediği gol başı, bacakları 30 derece açmıştı. maçın sonunda 150 derece ayrık oturuyordu. bugünde benzer bir enstantene vardı, fakat 60 derece ayrıkla kurtardı geceyi, hadi gene iyisin hacı.
bugünkü r.madrid-barcelona maçında gözlemlediğim üzere tribune gönderilince normalden daha bi puslu bakıyor. (bkz: puslu bakmak) belki de "rövanşta götünden kan alıcam guardiola" bakışıydı bu puslu bakış.
