bugün itibariyle tek başına ayhan ve barış'ın yapması gerekeni tek başına yapmıştır ve 1 gol ve bir asistle adeta galatasary'ı çökerten adam olmuştur. böyle bir adama helal olsun demekten başka bir şey yapılmaz.
bir bu adama bakıyorum bir de bizim takımdaki ayhan akman a. işte o zaman 'futbolcu' ile 'topçu' arasındaki farkı anlıyorum. lafta baksan bir tanesi 1 yaş daha genç ama* resmen oynadığı takıma zarar. ama bu karşılaştırmayı yapmam çok saçma çünkü gene bir tanesi* 'ben 30 yaşında oynamayı öğrendim futbolu.' diyor. evet futbolu öğrenmiş ama tersten.
Rijkaard'a sezon başında galatasaraya gelmek istiyorum haberleri yollayan, ama yüce galatasaray transfer komitesinin bedava olmasına rağmen beğenmeyip almadığı futbolcudur . Bu hafta da bize karşı 1 gol 1 asist ile yıldızlaştı.
sonuca direk etki edebilen yalnızca iyi değil büyük oyuncu. yanında oynayan oyuncular futboldan onun anladığının yarısı kadar anlasaydı beşiktaş çok farklı yerlerde olurdu.
her zaman kendisini övdüm, halada çok beğenirim ama arkadaşım sizde biraz realist olun lan.
adam bu maçta hiçte iyi oynamadı, asist ve gol dışında oyunda yoktu. gol penaltıdandı, asisttede bomboştu hem kendisi hem nobre. bırakında göndersin amk kafasına herifin.
nobre'ye attığı gol paslık, ligdeki pek futbolcuya ders olarak gösterilesidir. o ne teknik, o ne hesap-kitap, o ne isabet ulan.
ulan guti sen yok musun sen?
istediğiniz kadar konuşun bok atın; bunun tek gösterdiği asıl ibnenin sizler olduğudur. bu adam sizin türkiye liglerinde gördüğünüz en kaliteli 5 adamdan biridir. sizin lafınızla kral olmadı sizin boklarınızla kanalizasyona inmeyecek. biraz iyiyi takdir etmeyi bilin. anelka'yı da alkışladık, elano'yu da, roberto carlos'u da, ortega'sını, appiah'ını, ribery'sini de. bu da onların başında geliyor. kesin çamur politikasını da zevk almaya bakın.