--spoiler--
insanlar kahramanları oynuyorlar; çünkü korkaklar. Azizleri oynuyorlar; çünkü kötü ruhlular. Suikastçiyi oynuyorlar; çünkü yanıbaşlarındaki komşularını öldürmek için yanıp tutuşuyorlar. insanlar oynuyorlar; çünkü doğuştan yalancılar...
--spoiler--
''Bu mantıklı, keyifli seslerin ortasında yapayalnızım. Tüm bu yaratıklar zamanlarını açıklamalar yaparak ve birbirleriyle hemfikir olmanın mutluluğunu yaşayarak geçiriyor. Tanrı aşkına, hep birlikte aynı şeyi düşünebilmek neden bu kadar önemli?
''Bu sevinçli, akıllı uslu insan sesleri arasında yalnızım. Bütün bu adamlar, vakitlerini dertleşmekle, aynı fikirde olduklarını anlayıp mutluluk duymakla geçiriyorlar. Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar önem veriyorlar''
varlık ve hiçlik gibi devasa bir şaheseri kaleme alan düşünür, sanatçı. Varlık ve hiçlik'ten bir alıntı:
"Ölüm yaşamı yazgıya dönüştürür. Ölüm anı geldiğinde zarların artık atılmış olduğunu, oynayacak tek bir kartı bile kalmadığını dehşet içinde fark eden inançlı kişiyi yıkan şey de yine budur. Ölüm bizi bize ulaştırır, ebediyet bizi neysek ona dönüştürür. Ölüm anında varız, yani başkasının yargıları karşısında savunmasızız; ne olduğumuz hakkında gerçekten karar verilebilir, her şeyi bilen bir zekânın yapabileceği muhasebeden kurtulma şansımız kalmamıştır
"topluluk içinde yaşayanlar, kendilerini, arkadaşlarına nasıl görünüyorlarsa aynalarda tıpkı öyle görmeyi öğrenmişlerdir. benim arkadaşım yok. tenimin bunca çıplak olması acaba bu yüzden mi? buna insansız doğa denebilir."
tanrıtanımaz varoluşçu (atheist existentialism) fransız filozof, yazar ve düşünürdür. felsefesine göre ''varlık öz'den önce gelir''. yani insan önce dünyaya atılır ve kendisini nasıl yaparsa öyle olur. insan, özünü tecrübeleri ile oluşturur.
kierkegaard, heidegger, karl jespers gibi varoluşçu filozoflardan farkı, insanın bir tanrı tarafından yaratılmadığını söylemesidir. sartre'a göre insan, yaratık değil varlıktır. yani insan yaratılmamış, varolmuştur.
en çarpıcı eserlerinin başlıcaları; özgürlük yolları üçlemesi, bulantı, aydınlar üzerine'dir.
tanrıtanımaz varoluşçu (atheist existentialism) fransız filozof, yazar ve düşünürdür. felsefesine göre ''varlık öz'den önce gelir''. yani insan önce dünyaya atılır ve kendisini nasıl yaparsa öyle olur. insan, özünü tecrübeleri ile oluşturur.
kierkegaard, heidegger, karl jespers gibi varoluşçu filozoflardan farkı, insanın bir tanrı tarafından yaratılmadığını söylemesidir. Sartre'a göre insan, yaratık değil varlıktır. yani insan yaratılmamış, varolmuştur.
varoluşçuluğun neredeyse özdeşleştiği filozof abimizdir. insanı bir tasarım olarak görüyor bu adam. yani kişi, kendisini ne şekilde tasarlarsa o şekli alıyor. sorumluluklarla birlikte ortaya "seçim" diye bir şey atar. tut tutabilirsen ağabeyi.
insan hep iyiyi veya iyi sandığı şeyi seçer der. insan hem kendisini hem de diğer insanları seçiyor ki kendi varoluşunu da gerçekleştirebilsin. diğer insanlar olmadan biz bir bok olamayacağız yani. buradan bu çıkarılabilir.
tutku ve duygulara da bir el atmadan olmaz demiş. bunların ikisi de kişinin yapacakları için uydurduğu kılıftır. her eylem bilinçli olarak yapılacağından tutkulardan, arzulardan; her şeyden sorumluyuz yani. öyle çıkıp hiçbir şey olmamış gibi kötü şeyler yapamaz insan. aldatamaz, yalan söyleyemez. bunlara hep bir kılıf uydurur. sanırım bundan bahsetmiş.
yine seçimlere dönüyoruz. çoğu şey için olmasa da bazı seçimlerimizde bir bunaltı hissederiz. işte o hep olacak. çünkü kendimize olduğu kadar başkalarına karşı da sorumluluğumuz olabilir. bu bunalımlar hep olsa da biz eylemsizliği, hiçbir şey yapmamayı seçmeyeceğiz. sürekli devam edecek olsak da şunu unutmamak da fayda var ki "insan, insanın geleceğidir".
hiçbir ahlak yasası, insana ne yapacağını söyleyemez. insan, kendi ahlağını kendisi seçer. yani en azından böyle bir seçimi istemese de oluşturur gibi. bu seçtiği de aslında kendisidir. insan kendi yazgısını kendi belirler çünkü özgürdür. tanrı yoktur, insan özgürlüğe mahkumdur. ne güzel söylemiş.
kişi bu topluma bir şey olarak gelmiyor. yani bizi katil, doktor, mühendis eden yine bizleriz bi nevi. insan "bir şey" olabilmek için savaş verir, mücadele eder. bu savaş, çok uzun bir sürede de olabilir ama bir şekilde o varoluşu yakalamamız lazım. yoksa olmaz. insan bu dünyada kendisine ve topluma yabancılaşır. adeta bir nesne olur. kişi, toplum içinde bunalır ve yalnızlaşır. kendi konumunun farkına varamazsa giderek nedensiz ve anlamsız bir varlık haline gelir. toplum için de bir zorbalık olsa bile buna insan başkaldırabilir. kendisini gerçekleştirebilir.
özgür iradeyi fazla abartmış filozof.
kendisinden önce schopenhauer, spinoza gibi irade konusunda yardırmış filozoflar varken nasıl olmuş da "özgürlüğe mahkum edildik" diyebilmiş şaşırıyorum.
benim için sartre'ın büyüklüğü, bireyciliği nihilizmin katılığından kurtarmasıdır. pos bıyıklıya göre eğitimsiz, zincirlerini kıramamış insanlar ayak takımıyken, sartre, varoluşçuluğu hümanizme yaklaştırarak bireyciliği bir nebze olsun yumuşatmıştır.