son filmde de gördüğümüz üzre jason bourne aslında clark kent'in hafızasını yitirmiş halidir,uçamaz,gözlerinden ışın çıkartamaz ama araba kazası geçirir hiçbişey olmamış gibi araçtan çıkar,10(belki daha fazla) katlı binadan denize atlar,attığını asla ıskalamaz,hangi ajanın nerde olduğunu bilir,cia binasına elini kolunu sallaya sallaya girer çıkar kimsenin ruhu duymaz.
bırakın gerçekçiliği adam resmen matrixtedir.ilk iki filmde james bond a basacak olan jason bourne son filmde abartmıştır işi.artık süpermen olduğundan ajanlığı james bond'a vermiştir.
ha aralarındaki en ciddi fark şudur;jason bourne silahlı bi adama girer,önce silahını elinden düşürür,sonra etkisiz hale getirir.james bond silahlı bi adamı direkt vurur
biri cia ajanıdır diğeri mi6. *
bond u oynayan tüm aktörler matt damon dan karizmatik ve yeteneklidir rol kabiliyeti açısından.
ama jason bourne, james bond gibi dört beş tane adamı aynı mekanda aynı zamanda alt edebilir. bourne ajanlık olarak bond dan çok daha gerçekçi ve üstündür, karıda kızda da pek gözü yoktur. daha delikanlıdır daha güzel bir hikayesi vardır.
biri kraliyet ailesinin en güvenilir ajanı; lakin son yıllardaki başarısız bond filmleri nedeniyle efsane unutulmaya yüz tutmuştur; diğeri ise hollwood un yeni fırtınası, bir adrenalin bombası bourne. bourne üçlemesini izleyen bir insanın bond filmlerini beğenmesine imkan yok. bir kere gerçekçilik desen gerçekçilik var, aksiyon desen allahı var, karizma desen sean amca hariç tüm bondları üçe bölüp 4 le çarpar. ayrıca bond gibi abidik gubidik pahalı aletleri de yok gencin yalnızca bilek gücü ve zeka. bir de bond un oyuncaklarından olsa neler yapar.
(bkz: bourne ultimatum izledikten sonra başlık açmak)
