işçi düşmanı liboş kadınlar geberdiğinde üzülmek

entry2 galeri0
    1.
  1. türkiye, fas, cezayir, zimbabwe, nijerya, somali gibi sömürge imparatorluğuna dönüşmüş memleketlerde herhangi bir iç karışıklıkta şu satırları sarf edip de linç girişimine ve daha feci teşebbüslere maruz kalan liboş kadınların bir tanesi için dahi gözyaşı dökmedim.

    dökmeyeceğim.

    aşağıdaki satırlar ekşi sözlük iblisinden alıntıdır.

    "özel sektörde hiçbir beyaz yakalının sahip olmadığı bir hak olarak ekstra mesai ücretleri almaları, yaka ayırmaksızın herkesle birlikte yedikleri yemeği beğenmemek suretiyle ortalığı ayağa kaldırmaları hatta ve hatta grev yapmaları, yemekleri ziyan etmeleri, ekstra ücret için mesai saatleri ve ekstralarda işleri iyice yaymaları, şu kadar saat çalıştım diyip o saatleri aslında emekle falan değil ıvır zıvırla geçirip haksız bir kazanç elde etmeleri gibi sebeplerle, çalışan gruplarında en şerefsiz, en rezil, en güvenilmez gruptur işçi sınıfı.

    idare etmenin yegane yolu güleryüz ve iyi niyet göstermemektir. işçidir, emekçidir diyip ekstra hiçbir güzellik yapmamalısınız. fazla kıyak bu fırsatçı ve uyanık kesimi bozar. her fırsatta sizin yetkinliğinizi sorgulayıp, sizi kandırmanın yollarını arayacaklardır. bu tip adamlara kesinlikle pabuç bırakmamak gerekiyor. yok tatlıdır şudur budur, çalışmayacak adam bir gün tatlı verdiniz diye çalışmaya başlamaz. üstelik tatlı yemekhaneden de çıkıyor. gitsin orada yesin, gereksiz bunlar. motivasyonu yüksek tutmak için türlü şirinlikler yapmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin. bu adamlara şirinlik yapmak sizin işiniz değil. motivasyon için yaptığı iş karşılığında aldığı para var. aldığı paranın karşılığında size verdiği ise kötü işçilik. bunu ödüllendirmenin manası yok. yemek beğenmedi mi, özellikle kurumsal olmayan şirketler için ver multinet'i sodexo'yu ne halt yerse yesin. bu kadar basit. beğenmiyorsa yemesin, götüne soksun dilerse. yularını sıkı tutmak zorundasınız. 2 saat içerisinde şunu şunu yapacaksın diyip belli aralıklarla kontrol edeceksiniz. aksi takdirde hiçbir şey zamanında yetişmez. bu adamlara iyilik falan yaramaz. iyilik edene saygı da duymazlar, bilakis az önce söylediğim üzere, en fazla enayi olursunuz.

    gelişmiş ülkelerdeki işçi haklarını, sendikaları ıvır zıvırları hiç karşılaştırmayın bile. avrupa'da çoğu şirket yemeği işçiye parayla satıyor. para ödemek istemeyen evinden getiriyor. böyle abuk subuk mesaiye kalmalar falan, böyle bir dünya yok. maaşı neyse onu alıyor. böyle uzun uzadıya molaları, ibadet izinleri falan, hiçbir şeyleri yok. kapıdan girdin mi girdin, hasta değilsen, gerçekten acil, ölüm kalım meselesi bir durum yoksa çıkmıyorsun. boşa harcayacakları bir dakikaları yok özetle. işçi sınıfına imtiyaz tanındıkça gevşiyorlar. şerefsizler çünkü. iyilikten güzellikten kesinlikle anlamazlar. vasıflısından vasıfsızına, maaş yarıştırmak, yok bazısı beyaz yakadan çok maaş alır demek falan hiçbir şeyi değiştirmez. şerefsiz insanlara “emekçi” etiketiyle sempati toplamayın. mavi yaka, mavi yakadır ve sınıf ayrımı olmasının da bir sebebi vardır. mavi yakaya uygulanan iş esnasında oturmamak, telefon kullanmanın yasak olması gibi diğer her katı kuralın bir sebebi var. çünkü her şeyin bokunu çıkarmaya, her açığı suistimal etmeye meyilliler. bu da hiç değişmiyor. işçileri idare etmenin tek yolu işçilerin nefret ettiği o kişi olmaktır özetle. bir fabrikada işçiler sizin dostunuz değildir. "
    0 ...
  2. 2.
  3. şimdi biri bana söylesin, bu feminik, işçi düşmanı ucubeler tacize uğradığında, otobüsün altında kalıp geberdiğinde, linç edilip sakatlandığında ne diye polisi, hastaneleri meşgul edelim.

    yaban domuzu leşi gibi boş bir bok çukuruna atsınlar leşlerini.

    bu azgın piyasa müdavimleri, azınlıkta olduğunun farkında.

    en çok da emek hırsızlığıyla köşeyi dönen patronlarıyla aynı akıbeti paylaşacaklarının farkındalar.

    ama sakın unutmayın! su testisi gibi su yolunda kırılacaksınız her biriniz! dilan polatla aynı kodesi boylamak için yalvaracağınız günler de gelecek!
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük