Son sınıfta zorunlu olarak aldığım bir işletme dersi sayesinde tanıştım bu kafayla. O kadar yüzeysel bir kafa ki düşünme özelliği en aza indirgenmiş. Bu noktaya vardığğm dialoglar ise şöyle;
hoca: çocuklar düşünün ki işçilerinizin iq ortalaması 191..
öğrenci: kaç üzerinden hocam?
h: ...
ö: ...?
H: çocuklar hastanede input nedir?
ö: doktor!
h: hayır...
ö: o zaman hemşire!
H: ..... Hayır.....
ö: .....
h: hasta çocuklar, hasta..
ö: haaaaaa
h: .......
Tartışılır fakat işletme bölümündeki herkes ceo olacağını sandığı için düşünme yetileri kullanılmaz hale gelmiş çoğu kişinin.
Dipnot: mezun olur olmaz ceo olamayacaksınız bu arada kötü haber, mıhahaha.
mavi veya kırmızı bir döner koltukta oturup, excel'in her bir hücresi için kafayı yercesine hesaplamalar yapıp, gerektiğinde gece yarılarına kadar monitöre yumulup, durmaksızın kahve/pizza/kebap tüketmeye hazırlanan insan kafası.
sizlere bir kötü bir de kötü haberim var gençler:
stratejik kararların alınması aşaması?
sizinle alakası bile yok!
siz yardımcı oyuncu bile değilsiniz...
siz alınan kararların uygulanması hususunda birbirinden farklı roller verilmiş küçük ayrıntılar olacaksınız...
hazırlık sınıfıyla birlikte 5 sene, en kazığından tüm işletme stratejilerini, franchising'ini, piyasanın kaymağını almayı öğren. sonra da git bankada gişeye otur, para say, onun bunun hesabına para yatır, yeni hesap aç, likit fon al ver...
eh...
suç sende değil ki.
suç tamamiyle sana gül bahçesi vaadedende...
