başkalarının çocuklarına tüm günü ayırırken, çok sevilen yeğenin yüzüne hasret kalmaya sebeptir. sadece yeğenden ibaret de değildir durum. bazen aynaya bakmaya bile fırsat bulunmaz, kendi yüzüne bile hasret kalır insan. meh!
maskeli balo.
dışı başka içi başka olan insanlarla dolu.
hepsi kendini çakal sanar.
en alttaki günah keçisi, en üsttekine dokunan yanar.
hayat zor derken zorluğun büyük kısmı burdaki ali cengiz oyunlarından gelir.
iki elinde bir sürü top çevirip herşeyi dengede tutmak zorundasın.
zamanla öğrenirsin.
uyanık olman, lafı iyi çevirmen gerekir.
fevri olmak her zaman zararınadır.
açıkları lehine çevirirsen ilerlersin.
yok eğer dürüst, dobra olacağım diyorsan kendini kapı dışında bulursun.
darwinin evrim teorisi gibi güçlü olan, ortama uyum sağlayacak mekanizmaları geliştiren çalışan ayakta kalır. işte size iş hayatı. tam anlamıyla budur.
kendi paranı kazanmak güzeldir. ama bu durum ayın 1 ile 5 i arasında geçerlidir. kalan 25 gün ekonomiye, kapitalizme, şirkete, masaya, kalemin kapağına saydırmakla geçer.
iş hayatı diye bi şey yoktur, işte hayat yoktur çünkü.
bir nevi kurtlar sofrası heleki kadınlar için.her daim tetikte,ayık olmayı gerektiren, para kazanmaya çalışan insanları mekaniğe bağlayan hayattır.hobi olarak çalışıyorum kısımcılarınada bi anlayamıyorum yani, kimse kimseyi eğlensin diye çalıştırmıyor lan yok öyle bişi.
para kazananların, para kazanamaya çalışanlar üzerinde kurduğu hegemonyanın yutturmaca bir şekilde iki kelime ile ifade edilme biçimi. (bkz: sömürü düzeni)
yarın tekrar içinde olacağım hayat çeşidi. hayatın kendisi değil kesinlikle bir çeşididir. üniversiteyi bitirdiğimden beri baktımda 720 gün civarı çalışmışım ve hiç bir gün adapte olamamışım. hep şunu düşündüm iş hayatıyla ilgili, 'alışmak zorunda değilim ki!' bir rahatlama, bir huzur getiriyor bu cümle, herkese tavsiye ederim. üniversitenin rahatlığını görmüş bir insan iş hayatına zor adapte olur, ben artık vazgeçtim mesela...
kapitalist düzenin kollarına kendimi atmadan önce etrafa bakınıyorum, sanki son saatlerim yaşamdaki, kitap okuyayım diyorum, 'yarına kadar bu kitap bitmez ki' diyorum. yağlı boya yapayım diyorum, bitmeyen tablom iş yerinde aklımda kalır diye başlayamıyorum.. bi depresif hal, bi bilinmezlik.
iş hayatı, geri dönüşü olmayan ama kendinize - yeterince paranız ve cesaretiz varsa- yeni yollar açabileceğiniz bir hayattır. yeni yoldan kasıtım 'hayalinizdeki hayata giden yol' dur.
günde ortalama 9 saat, haftada ortalama 50 saat, ayda ortalama 225 saat, yılda ortalama 2700 saat insanın ömründen verdiği hayattır.
düşünsene, yılda 2700 saat!yani bir yılın yaklaşık 300 gününü senden alan bir şey bu!
eğer tatmin etmeyen bir maaşa çalışılıyorsa işte o zaman yazıktır. koca gününün en önemli saatlerini iş yerine gön, karşılığında üç otuza amele gibi çalış!
üniversite bittiğinden sonra başlayacağım bir hayat olduğunu düşündüğüm hayattı. taa ki üniversiteye başladığımda anladım ki 20 yaşından sonra hep içindesin bu hayatın az ya da çok.