bugün

Kara bir kurt gibi osman bey,
Heeeeeğğğeeyyyyyy.
yanlış yaptığını söylediğim birinin bile bile ateşe yürümesini hangi surat ifademle izlesem karar veremiyorum.

kızsam mı, üzülsem mi, tiksinsem mi? ağız dolusu küfürler edip arkasından bağırsam mı? ya da yalvara yalvara gitme mi desem?
sanırım hiçbiri değil. buz gibi olup geleceğini görmeyi dileyeceğim.

neyse fal bakayım.
Uçsuz bucaksız bir suyun içinde hapsolduğunuzu ve kafanızı nefes almak için o sudan dışarı yakıcı bir güneş yüzünden çıkaramadığınızı ve artık boğulmaya başladığınızı düşünün. Depresyon bu hâl.
Ölmeyi isterken ölmeye çalışacak kadar takatinin olmaması.
Yine gelmiyor sözlük. Ama biliyorum ki her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler; insana özgü bir yetenektir yaşayamamak. Ve insanın ruhunu yücelten acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir.
Acı geçiyor, acı elbette geçiyor.
"Acı çekmiş olmak" geçmiyor.
görsel
eskisi gibi mutlu değilim. keyif alamıyorum hayattan.
Bu gün keyifli uyandım. Çok şükür allah'ma ne istediysem verdi. Bu arada ben de isteklerim konusunda hem kanaatkar hem de ısrarciydim. Yalniz bir iki pürüz var o da belki imtihanimdir. Bu güne kadar ki kalp kırıklarını bir kenara koydum. Üstünü de örttüm. Önüme bakmak En Güzeli.
Ne zaman bir ilişkiden çıksam en az 8 flörtlü döneme giriyorum bazen adamları karıştırıyorum kime ne yazacağımı filan. Sanırım ömrüm boyunca böyle olacak alışacağım en sonunda bu duruma.
Kalırsa yazık olur.
Acılara yürüyooorrr korkmuyorum.
Cennetten çiçek falan topluyorum.
Artık biraz geliyor be sözlük. Yaşamak acı çekmek ise, hayatta kalıp bu acılardan bir anlam çıkarmalıyım. Aksi takdirde yaşamış olmak için yaşamaz mıyım?
“nasıl oluyor da insanı mutlu eden bir şey, aynı zamanda yıkımının da nedeni olabiliyor?” diye sormuştu goethe. bağlandığın, sevdiğin bir şeyi yitirmek yıkıcıdır. pavese’in dediği gibi; “bağlılıkların ölçülü olsun, yoksa yitirmekle kalırsın.”
Şu hayatta kendime acı çektirmekten başka hiç bir işe yaramadım. Bi olay olur sanki en kötüsü bana olmuş gibi büyütürüm. Biri kazık atar sanki herkes aynıymış gibi kendimi herkesten çekerim. Birine güvenim kırılırsa hayatta bi daha dönüp yüzüne bakmam. Birine bi laf söyledıgımde o lafı baskasından duyarsam o herifi direk hayatımdan çıkarırım. Böyle yapa yapa 1 gün içinde bazen 3 insanı kaybedebiliyorum. Ama bu duruma hala alışamadım. Hayır madem bi karar veriyosun arkasında dur da ağlama. Sanırım herkesten nefret ediyorum ama yalnızken de canım sıkılıyor.
Sahiden iyi mi geceler?
Feleğe zalimler anlatılmamış...
“ kendim ele aldım kendimi, yeniden iyileştirdim. Çünkü insan, ne zaman bir cennet kurmak isterse gerekli malzemeyi kendi cehenneminde bulur.”
Aylardır yalnızlığa ihtiyacım vardı, evdekiler tatile gitti koskoca evde yalnız kalınca sessizlik çöktü içime. Nasıl bir psikoloji bu..
söylersem rtük kanalı kapatır. çok ayıplı.
Sikimde değilmiş gibi davranmayı becersem de içim içimi yiyor engel olamıyorum.
Ah sözlük farkettim ki; en cesurumuz bile kendinden korkuyor, içimizdeki vahşeti yok etme mücadelesi, acıklı bir şekilde kendimizi reddetme şeklinde devam ediyor ve hayatımızı karartıyor. Boğmaya yeltendiğimiz her güdü zihnimizde bizi zehirliyor.
Ne yapıcaz bunla ya? Koparıp atıcam bir gün.
Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık.
görsel
görsel
Çoh romantik ilgilenmiyorsan numarasını bağa vir.