Şimdi öyle mi bilmiyorum ama kişi başına düşen milli gelirin en fazla olduğu şehrimizdi bir ara. Yaşanılası, kendine özgü bir dokusu olan; memleketimden sonra en sevdiğim yer.
yürüyüş yolunda akşam 19.00'dan sonra yürümek cesaret ister. Çünkü bütün kuş cinsleri bir olup her m2 ye 250 kilo afedersiniz sıçarlar. Ama yenicuma camiisinin çay bahçesinde oturup taze çayınızı yudumlamak paha biçilemez.
fabrikalarıyla ünlü endüstri şehri. aynı zamanda türkiye'nin apaçi kaynağı bu şehirdedir. her güne lanet ederek 3 senemi geçirdim. tek avantajı istanbula 1 saat mesafede olması.
15 milyon nüfuslu istanbul ve 3 milyon nüfuslu bursa gibi iki büyük metropol'ün gölgesinde kalmış, 17 ağustos 1999'da olan büyük marmara depremiyle ağır yara almış, yinede gelişmeyi başarmış, ağır sanayisi ile türkiye'nin karnını doyuran küçücük toprağına rağmen 1,5 milyon insanın yaşadığı güzide bir marmara şehridir.
öğrenciyken, son sınavı verdiğim gün çekip gideceğim dediğim şehir... lakin gel gör ki, beni sevmiş olmasından mı, yoksa başka birşeyden mi bilemiyorum, kendisi beni bırakmamıştır. zamanla sevdim ben de. hikayeme, kendi rengini bulaştırmıştır, farkındayım. artık ben de bir parça bu şehre benziyorum, bu şehir de bir parça bana...
malajor...
hoşap...
istanbul...
bitlis...
ve izmit...
Merkez bölgelerinde yaşantının, herhangibir istanbul ilçesine oranla daha az stresli olan güzide şehirimizdir. Çevre düzenlemesi ve yol yapımlarına son derece önem veren bir belediyesi vardır.
Enes Cafe diye bir yer var terminalinde çok efendi çalışanları, ayrıca da ucuz ve kaliteli hem her zaman gidip çaylarını içebilirsiniz. Size "çay ısmarlarlar."