kocaeli'nin şehir merkezine verilen isim.
toplamda yarım saate gezebileceğiniz büyüklüktedir. yani pekte bir şey yoktur. fakat istanbul veya ankara'ya göre daha samimi bir ortamı vardır. gezerken nedense yabancılık çekmezsiniz. sanki evinizde geziyormuşsunuz hissine kapılırsınız.
ayrıca insanları, esnafı da gayet güler yüzlü iyi insanlardır.
Fransızca ya da ingilizce ders vermek, fransızca çeviri yapabilmek için bir kişi bile bulamadığım evimi içinde bi yerlere sığdırmış ama sindirememiş ilçe. *
aslında güzel bir kenttir. olanakları çoktur ancak insanlarından uzak durun çoğuzüppedir. bunun nedeni yerli nüfusunun az olup sürekli göç almasıdır. ellerinde son model telefonlarla her gittiği yerde durum güncellemesi yaparlar, kitap olarak elif şafak'ı beğenirler, kitaplarını resmini çekip facebook'a atarlar, kafelerden çıkmazlar, ısmarladığı waffle'ı kesinlikle facebook'a atarlar, müzik ile ilgisi olmayan saçma amerikan şarkıcılarının şarkılarını dinlerler, amerikan dizileri ile filmlerini izlerler, o filmlere özenirler, türkiye'yi beğenmezler.
ahalisi çok kötü araba kullanır. ehliyeti texas'tan falan alıyorlar sanırsam. hatta istanbul'da bile 41 plakalı araç gördüğünüzde izleyin şaka gibiler. 41 plakalı en az 100 kişiyle kavga etmişimdir.
belsa plaza içinde bulunan internet kafelerinde inanılmaz mp3 arşivi bulunan şehir. gidince uğrayıp usb belleğinize muhakkak birkaç şarkı atın buradan.
Sabahtan beri yagmuru dinmeyen sehir. Tamam ben yagmur yagmasin demiyorum ama gok gurlemesin artik. Kulaklarimi kapayip bagira bagira sarki soyluyorum ama yine duyuyorum su sesi. Gercekten cok korkunc olmaya basladi.