Yaptığınız iyiliği kendinize yaparsınız, karşınızdaki yetimi beslerken aslında kendi kendinizi besliyorsunuzdur. Söylenmeyen iyiliklerin, başarıların insanı nasıl güçlü kıldığını yaşadığınızda anlarsınız.
birincisi, gösteriş için yapılandır. iyilikler arasında en manasızı, en değersiz olanıdır.
ikincisi kendini iyi hissetmek için yapılır. bir dilenciye sadaka verdiğinizde bunu kendinizi iyi hissetmek için yapabilirsiniz örneğin. bence günümüzde çoğu iyilik bu sınıfa girer.
üçüncüsü ise mutlak hakikat için yapılandır. iyilik yaptığınızı ne kimse bilir ne kimse duyar. siz bile bununla kendi kendinize böbürlenmezsiniz. sizinle yaratan arasındadır. iyiliklerin en gerçeği budur.
bir yerde mi okudum yoksa kendim mi kurguladım hatırlamıyorum.
insan olmak ne kadar da zor bu dünyada, insanları kırmamak için kendin kırılmak zorunda kalıyorsun başkaları üzülmesin diye uzuluyosun ama gene elde var sıfır, ne yani adam yerine konmak için kötü mü olalım illa, uzelim mi insanları, kıralım mı kalpleri, iyi biri olarak unutulmaktansa kötü biri olarak hatırlanmakmıdır güzel olan, hayatı nasıl yaşamalı, nasıl hem iyi hem kazanan olunur var mı bi yolu yada gerçekten iyiler hep kazanır mı....
iyilik yapmayı bir lütuf olarak gören insanların içinde olmadığı durumdur.
iyilik aslında karşındakine yaptığın bir lütuf değil, kendine yaptığın yatırımdır. iyi insan etrafındakileri mutlu eder. dolayısıyla onlar tarafından sevilir, sayılır ve dolayısıyla kendisi de mutlu olur. ayrıca hiç bir şey olmasa bile bir insan iyilik yapabildiği için mutlu olabilir kendi kendine.
Iyilik kotuluk karsisinda gucsuzdur cunku kotuluk, su goturmez bir sekilde gucu icerir. Zaten guc icermeyen kotuluk acizlikten baska bir sey degildir. Kotu insan iyi insandan her zaman daha gucludur...