Türk insanına göre az fren yapan, vites geçişlerinde arabayı sarsmayan ve konfordan ödün vermeyendir.
Bana göre ise arabanın çevresine 360 derece hakim olan, gelebilecek tehlikeleri önceden sezebilen, manevra kabiliyeti yüksek olan, arabanın limitlerini bilen, araç virajda kaysa bile kontra verip hakimiyeti bulan, nerede hızlanıp nerede yavaşlaması gerektiğini bilen, kırmızı ışığı görmesine rağmen gazı köklemeyen şofördür.
Not: bu ülkede trafik kurallarına uyan kaza yapar cin gibi olmalısınız arkanızdan araba gelirken yaya geçidinde yayaya yol vermek isterseniz öküzün biri gelir toslar. Şoförlük kural değil zeka işidir.
Dikkatli ve akıllıca araba kullanandır. Ben her şeyi mükemmel yapsam bile gerizekalının biri önüme atlayabilir tetikliğiyle kullanmak gerekiyor arabayı.
-yükü karoser içinde dengeli yüklemek, büyük parçalar tabana ve kupaya yakın koymak, sabit duramayan şeyleri kayışlarla sabitlemek.
Çünkü şoför, trafikte ticari amaçla seyr eden, yük, eşya veya yolcu taşıyan kişidir. Binek aracı sevk ve idare edenlere şoför değil sürücü denir. Önce bi terminolojiye hakim olalım amk!