herşeyden önce başörtüsü ve türbanı ayırmak lazımdır. biz kurtuluş savaşı'nda annelerin taktığı şeyin başörtüsü, bugün kullanılanın ise siyasi simge olan türban olduğunu hepimiz biliyoruz. başörtüsü değil türban kullanımı bizim karşı olduğumuzdur.
bir de uzun ve ojeli tırnakların altındaki 'şeytan'dan bahsedilmiş, hijyenik olmazmış bilmem neymiş. afedersiniz ama yaz sıcağının altında yerleri süpüren eteklerle gezip, o sıcakta kafasında ve vücudunda kapalı olmaktan dolayı oluşan bakterilerle yaşayan insan ne kadar hijyeniktir?! o eteklerle evine giren, çocuklarına bakan bir kadın ne kadar iyi anne olabilir diye de ben sorarım size? öncelikle bunu bir sorgulayın isterseniz, şeytanlar sizi daha fazla esir almadan!!!
insanları başörtülü-başörtüsüz diye ayıran insanlar, önce kendi zihinlerindeki örtülerden kurtulmaya çalışsınlar. anne her durumda annedir, insan hep insan...
bu arada başörtülülerde ne kadar inançlıdır ayrı bir konu. Her kapalı tam müslüman her açık ateist diyemeyiz. olaya böyle bakanlar aşırı uçlarda yaşıyan gerzeklerdir.
saçmalıktan ibarettir!!! söyleyen her kim ise haddini aşmıştır bilsin! böyle çirkin ve saçma başlıklarla gelinmesin buraya.gelen varsa da illaki ağzının payı itinayla verilir.
annelik de sorgulanıyor artık. benim annemin tırnağı uzun. tırnaklarının altında şeytan yuvaları var. hatta ayak tırnaklarıda uzun orada bile yuva yapmışlar. şeytanın işi yok annemin tırnaklarının içine gidiyor. pis misiniz ya. törpü diye bir şey var bozarsınız yuvalarını. ya da oje sürün görünmez.
--spoiler--
uzun tırnakların altına şeytan yuva yapar.
--spoiler--
ben buna 5 yaşımdayken inanıyordum... hala daha inanan varmış ya... vay be! ben bunu söyleyenin zeka yaşını sorgularım arkadaş.
cemaatinden alığı gazla fena halde saçmalayan yazar tespitidir.
(bkz: örneğine s.çam)
--spoiler--
siz hiç kurtuluş savaşında tırnağı ojeli, saçları boyalı ve küt kesilmiş bir kadın tipolojisi ile karşılaştınız mı? tabii ki hayır.
--spoiler--
anne aynı zamanda bir kadındır, hatta anne olmadan önceleri de bir kadındı. toplum içinde birden fazla görevi vardır herkesin ama başlık olsun diye başlık açılıyor işte.
bu önermeye göre, sokak aralarındaki banklarda, parklarda sevgilisiyle yiyişen başı kapalı hanımevlatlarından çok güzel anne olur. hatta öyle bir anne olur ki, 18 yaşını bile doldurmadan. doğurduğu çocuk ise 3 aylık falan olur muhtemelen.
not: bu entry'de dinini özgürce yaşayan başörtülü annelerimize laf atılmamıştır. yazarın sorunu, başörtüsünü aksesuar olarak kullanan irezil insanlarladır.
anne nin kutsallığına laf uzatanların kutsiyet diye başörtüsüne sarıldığını gösterir tesbittir.
bu tip yaratıklar önce anne kavramından haberdar olsunlar sonrasından allah-din-kitap başörtüsü desinler haa anne'nin anlamını bilmiyorlarsa onların tüm kutsalları da yalandır komiktir.
burda önce bir höööööööööööössssssssssssst derim ben. tepemin tası atar. ulan ben 18 ay gece gündüz uyumadan bebeğimi emzirip , ateşlendiği zaman sabahlara kadar başında bekleyip , çocuğumun üstüne titrerken, sırf onu kimselere emanet edemediğim için işimi gücümü bırakıp evde otururken , kuşbeyinli bir tespitçinin mıçtığı tespite bak. başı açık diye bir kadının anneliğine laf edenin alnını karışlarım. hödük!
ağzımla bile gülemeyeceğim gerçeklik anlayışı.."ülkede nice tecavüzcü var hırsız var,dolandırıcı var,katil var..bunların annelerinin hepsinin mi başı açık ?" diye sormadan edemeyeceğim yargı cümlesi..
(bkz: Yok artık ya.)
Kurtuluş savaşı dönemiyle şimdiki dönem aynı olabilir mi adı üzerinde savaş zamanı.
böyle şeyleri görünce gerçekten inanamıyorum başörtüsü ile bağdaştırmadığınız bir annelik vardı bunu da başardınız bravo!
annelik kutsaldır evet bu yüzden dil uzatmayın.