bu arada başörtülülerde ne kadar inançlıdır ayrı bir konu. Her kapalı tam müslüman her açık ateist diyemeyiz. olaya böyle bakanlar aşırı uçlarda yaşıyan gerzeklerdir.
insanları başörtülü-başörtüsüz diye ayıran insanlar, önce kendi zihinlerindeki örtülerden kurtulmaya çalışsınlar. anne her durumda annedir, insan hep insan...
herşeyden önce başörtüsü ve türbanı ayırmak lazımdır. biz kurtuluş savaşı'nda annelerin taktığı şeyin başörtüsü, bugün kullanılanın ise siyasi simge olan türban olduğunu hepimiz biliyoruz. başörtüsü değil türban kullanımı bizim karşı olduğumuzdur.
bir de uzun ve ojeli tırnakların altındaki 'şeytan'dan bahsedilmiş, hijyenik olmazmış bilmem neymiş. afedersiniz ama yaz sıcağının altında yerleri süpüren eteklerle gezip, o sıcakta kafasında ve vücudunda kapalı olmaktan dolayı oluşan bakterilerle yaşayan insan ne kadar hijyeniktir?! o eteklerle evine giren, çocuklarına bakan bir kadın ne kadar iyi anne olabilir diye de ben sorarım size? öncelikle bunu bir sorgulayın isterseniz, şeytanlar sizi daha fazla esir almadan!!!
saçma bir düşüncedir. ama başörtüsüz kadınların çalışan kadın veya feminist kadın gözüyle bakılması insanlara bu bir gerçek gibi geliyor. başı kapalı analarımızın ise anadolunun bağrından gelen analar olduğu düşünülür ki genelleme haricinde doğru bir tespittir.
aslında buna başörtüsüz değil de çalışan annelerin iyi anne olamadığı gerçeği diyelim. zira hem annesi hem babası çalışan çocuklarda ciddi kişilik bozuklukları gözlemleniyor. anne ve baba sevgisinden mahrum kalan çocuklar bunun zorluklarını ilerde çekmek durumunda kalıyorlar.
bu yüzden iyi anne olamayan çalışan annelerdir. çalışacaksan doğurmayacaksın arkadaşım.
sabahın bu saatinde beni acı acı güldüren tespittir.
başörtüm yok ve çalışıyorum. oldukça sağlıklı bir ruha sahip ve son derece mutlu genç bir delikanlı annesiyim.
iyi anne sizin gibi çürük kafaları yetiştirenlerse eğer, evet ben o iyi annelerden değilim ve bununla gurur duyuyorum.
iyi bir kadın,anne ,müslüman olmaz,herşey beklenir ondan.Neden çünkü başı açık.
Ülkemizde yapılan en adaletsiz kıyaslama halbuki biliyoruz başı kapalı bayanlarında ne haltlar yediklerini.insanları kılık kıyafetiyle hele de dinimize göre hüküm ifade eden başörtüsüne göre yargılamak tamamen saçmalık.
Ve yine ülkemizde yapılan bir adaletsizlikte insanların sürekli olarak eski dönem ile bu dönemi kıyaslaması nasıl bir bakış açısıdır bu anlayamıyorum.Misal verilen kurtuluş savası tutup 1920'li yıllar ile 2010 yılını kıyaslıyorsunuz o dönem ile bu dönemin şartları aynı mı ?
Bir de şu süslenip püslenme,vücut hatlarını belirgin gösterme olayı sanki sadece başı açık bayanlarda var.Maşşallah bir kapalı görüyoruz açıklardan daha çok dikkat çekiyor.Rengarenk giymiş,makyajını belirgin bir şekilde yapmış, daracık pantolonu da giymiş ama kalçasını örtmüş, hiçç belli olmuyor...
Eğer kıyaslama yapılacaksa o kurtuluş savaşı dönemindeki başı örtülü analarımızla bu dönemdeki sözde başını kapatan arkadaşları kıyaslayın...
annelik vicdanlı ve merhametli olmakla ilgilidir. vicdan ve merhamette başımızdaki saçta değil, kalpte olduğu için, anneliğin türban veya eşarpla hiç alakası yoktur.
öncelikle bir insanın birini sevmesi için başının örtülü olması gerekmez.
hele hele bir annenin evladını sevmesi, ona bakması, her durumda kendinden önce evladını düşünmesi başını örtmesi veya örtmemesi ile alakalı değildir.
sevgi koşulsuzdur.
anne, evlat sevgisi ise tüm sevgilerin içinde en çok mubarek olanıdır.
küçük memeli kadınların iyi anne olamayacağı önermesi kadar saçmadır.
yazarın notu: siktirin gidin ya çay bile koymayın siz, ona bile layık değilsiniz. anne her yerde her şekilde kutsaldır, bari ona laf etmeyin.
o zaman ben niye sokakta çocuğunu her döven anneleri başörtülü görüyorum, diye soru sorulması gereken yargı. ben kalkıp da, başörtü takanlar iyi anne olamaz, arkasında durulacak "gerçek" diyor muyum? demiyorum. niye demiyorum? çünkü, annelik giyim tarzına bağlanmayacak kadar karmaşık bir olgudur. ha o dövenleri de, allah ıslah etsin. benim içim sızlıyor be kadın, senin hiç mi sızlamıyor.
