kınadığım mahkemelerdir. lan madem fırsat elinize geçmiş vaktiyle asaydınız ya şu çerkesleri? yok illaha ülkede bir miktar gavat nüfusu bulunsun zihniyeti hep bunlar!
istiklal mahkemelerini sadece 1920lerde var olarak gören dangözlere bakmamak kaidesiyle,
istiklal mahkemeleri tamamen bağımlıydı, bağımsız diyenler var bir de , ulan bir şahıs tarafından belirli bir amaca hizmet için kurdurulan bir mahkemenin bağımsız olmasının imkanı var mıdır?
sadece asma" kararını kolaylaştırmak için yapılan bir eylemdir.
günümüzde yargının bağımsızlığına müdahale edenler tarafından eleştirilen mahkemelerdir.
her tarafınızdan ironi akıyor, nasıl bir zeka, ahlak, dünya görüşüne sahipsiniz siz anlamak mümkün değil.
bir tarafta 1920'li yıllar ve yeni kurulan cumhuriyetin tesisi için gerekli görülenler, bir tarafta 2000'li yılların çağdaş türkiye'si.
hangisi daha anti-demokratik?
edit: lan 7 tane genci göz göre göre yargısız infaz ettiniz 2013 yılında. sizin gibilere demokrasi zaten fazla. demokrasiye inancınız yok ki. neyin kavgasını veriyorsunuz.
Atatürk'ü severim.
Yalnız bunu da söylemeliyim ki, çoğu kişinin haksız yere öldürüldüğü mahkemelerdir bunlar. Sisteme muhalif herkesi kesmiştir. Bunun bir benzeri de sovyet döneminde yaşandı. Komünist sistemi yerleştirirken muhalif olan herkes kesildi. Milliyetçiler sovyete (haklı şekilde) lanet okuyup da -işte sol böyledir- derken istiklal mahkemelerine göz yummak beni rahatsız ediyor.
Mustafa kemal'in de yanlışları var demek bu kadar mı zor türkiye'de ?
10 bin muhalif insanın yine Gazi Mustafa Kemal sayesinde öldürüldüğü mahkemelerdir.
Şuan muhalif insanlar rahatça muhalif olduklarını haykırabiliyorken, özgürlük yok demelerine rağmen rahatça ben komunistim diyebiliyorken zamanında atam dedikleri insanın bu tarz eylemlere neler yaptığı ortada ancak ona rağmen kabullenmezler, hala özgürlük yok derler. Diktatör kimdir kim değildir hep beraber araştıralım.
kimi yalancı şerefsizlerin ölmüş adamı mezarından çıkarıp astırdığını iddia ettiği mahkemelerdir.
o hikayenin aslını anlatayım:
refah dönemiydi... metin çamurcu (gerçek soyadı; yakıştırma yapmıyorum) adlı bir şerefsiz yobaz, emine şenlikoğlu adlı şizofren raporlu yobaz bir karının yazdığı aynı adlı romandan uyarlayarak "bize nasıl kıydınız?" adlı bir film çekti. ne ki bir alim istiklal mahkemeleri tarafından gıyabında yargılanmış, idama mahkum olmuş ama ancak ölünce ele geçirebilmişler söz konusu şahsı. hırslarını alamadıkları için 10-11 yaşlarındaki kızlarının gözü önünde cesedini mezardan çıkarıp ipe çekmişler.... yobazların bu zübük numaralarını müslüman halkımız her zamanki gibi yedi tabi... ama sonra... sonrası şöyle:
reha muhtar programına iki yaşlı nine çıkardı. kadınlar cesedinin asıldığı iddia edilen alimin kızlarıydı. ağlayarak böyle bir olay olmadığını, alimin istiklal mahkemesinde yargılanmadığını, hüküm giymediğini, cesedine filan da dokunulmadığını anlattılar.
metin çamurcu nam şerefsiz kadınların alimin kızı olmadığını iddia etti!... yapılanlara kızan torunlarının ön ayak olmasıyla kadınlar bu şerefsizi mahkemeye verdi. mahkemede kendilerinin alimin kızları olduğunu ispat ettiler. mahkeme metin çamurcu itinden istiklal mahkemesi kararını sordu. tabi ki elinde öyle bir karar yoktu. adalet bakanlığına yazı yazıldı. söz konusu alim değil mahkum olmak, yargılanmamıştı bile!... mahkeme metin çamurcu'yu, senaristi ve emine şenlikoğlu'nu tazminata mahkum etti.
işte yobazlar bu denli yalancı şerefsizlerdir!... utanmaları, arlanmaları yoktur. akıllarınca allah rızası için yalan söylerler. dinlerinin kendi pis yalanlarına muhtaç olduğunu düşünecek kadar alçaktırlar!...
türk adaleti anca bu kadar olur dedirten makememsi şey.
Ulan adamlar ölmüş adamı mezarından çıkarıp astılar ya.
Ayni zihniyetin tezahürü başbakan adanan menderesı de astı.
Mahkeme adının en gereksiz olduğu yer. Yargısız infazların baş gösterdiği adalet hükmünün olmadığı gerici mahkeme. Zalimlere güç isim verdiniz mi böyle oluyor dedirten şey.
kılıç ali'nin anılarında naklettiğine göre, bir genci idama mahkum etmişler ve o günkü mesai bitince mahkemeden ayrılmışlar. sonra birisi çantasını unuttuğu için tesadüfen geri dönmüşler ve o geri dönüşteki bir tesadüfle o gencin af kapsamına girmiş olduğunu farkedip idam kararını karambolde iptal etmişler. yoksa kararlar bekletilmeden çabucak infaz edildiğinden eleman asılacakmış.
türkiyenin bugünkü durumunun sebebidir. muhalifi asalım, keselim, etkisiz hale getirelim düşüncesinin varlık bulmuş halidir ki üzerine 60'da, 80'de, 28 şubatta, gezide yapılan da aynı şeydir. kültürümüzün, kimliğimizin göstergesidir maalesef.
alimler katledilmiş, ne alaka vatana ihanet eden alimde olsa, komünistte olsa asılanların olduğu mahkemedir.
bu mahkemeler dini mahkemeler değil milli mahkemelerdir ve sadece milli değerlere ihanet edenler yargılanmıştır.