girişinden itibaren sağlı, sollu olarak dizilmiş, kendilerine yapılan tüm kötülüklere rağmen ezilmemiş, önünden geçenlere kimbilir buralarda neler yaşanmıştır dedirten o güzel, eski ama yenileri gibi ruhsuz olmayan binaları, vakko'nun kurucusu rahmetli vitali hakko'nun unutulmaz çabaları ve bu çabaların sonuçları, sıra dışı güzellikleriyle tabii ki çiçek pasajı, hiç kimsenin mekan açmayı aklından bile geçirmediği bir yerde ve dönemde açtıkları mekanlarında düzenledikleri bitmek bilmeyen güzel etkinliklerle istiklal caddesi ve çevresine başka bir hava katan babylon'cular, caddenin olmazsa olmazı olan ali muhiddin hacı bekir şekercisi, hiç şüphesiz güzellik olarak her biri diğeri ile yarışan kiliseleri, hacı abullah, cumhuriyet meyhanesi, refik gibi sadece menüsü değil, ruhu olan işletmeleri, günün her saati caddenin her iki yönüne akmakta olan insan seli ve yazmaya devam etsem aylarca sürecek olan diğerleri..
bol miktarda çevik kuvvet polisi ve daha da bol sivil polislerle durduk yere kimlik kontrolü, esmerseniz üst araması.
(bkz: kimine istiklal kimine ölüm)
taksim ve karaköyü-eminönüyü birbirine bağlaması. hem de trafik derdin olmadan...araba yok, karşıdan karşıya geçme derdiin yok.
ekstradan bir sürü insan var, değişik melodiler ve renkler var etrafında...velhasıl, istiklal caddesi güzeldir.