http://istanbulhukuk.sozlukspot.com/ gibi bir sözlüğü de olan fakülte. 4 kişi online toplasak batağa döneceğiz de... neyse ya. fena değil, nezih gibi hukukçular falan.
Galatasaray Hukuk, Koç Hukuk, Bilkent Hukuk gibi bölümler açılınca geri plana düşmüş, bir zamanlar Avrupa'nın ilk On Hukuk Fakültesi içinde yer alan, istanbul Üniversitesi'nin sembolü bölüm.
Hala Türkiye'nin en başarılı avukatlarının %90'ı iÜ Hukuk çıkışlıdır.
bu okul çok özel bir hukuk fakültesidir. vakıf üniversiteleri size 20 kişilik sınıflarda yabancı dilde eğitim verebilir ama bu okulun verdiği tecrübeyi vermez. istanbul'un kendisidir bu okul, siz ne yaparsanız o kadarını alırsınız. hatta bazen yaptıklarınızın karşılığını alamazsınız, daha fazla çalışırsınız. en iyi not, en isabetli doktrini bulmak için harcayacağınız zaman nerdeyse derse çalışacağınız zamana denk gelir. insanlarla ilişkilerinizi sağlam tutmak zorundasınızdır, ders kaynakları vs. konusunda her zaman en iyisini bilen birileri vardır. en zor sınavın bile kolay geçilmesi mümkündür. başta dediğim gibi, siz kendiniz ne yaparsanız o kadarsınızdır bu okulda.
o yüzden en iyi avukatlar da bizim okuldan çıkar; yırtıcı, iş bitiren, araştırmacı... bir vakıf üniversitesi size bunları vermez. ankara hukuk hakim-savcı yetiştirir, gazi de öyle. marmara hukuk'sa bizim okulun bir alt seviyesidir. galatasaray hukuk ise elit klubü gibi bir şey ama bizim okulla sıkı bağları var. ticaret kürsüsü ile özellikle.
dekanımız bugün amfi 8' e gelmiş ve biz çift numaralılara reva görülen eziyeti yerinde görmek istemiştir.
nedir bu eziyet? sığmıyoruz amfiye, öğrenci sayısı fazla ama amfi ufacık. öyle böyle değil yani.. tek numaralılar krallar gibi amfi 6' da takılırken biz kümes kadar amfi 8' deyiz. 260 kişilik amfiye 400 kişiyi sığdırmaya çalışmak en basit tabirle çılgınlıktır.
öğrenciler:sığmıyoruz, bu amfide 260 kişilik yer var biz 400 kişiyiz.
dekan: sorunun farkındayım. boyutlarını görmek istiyorum.
sonuç olarak bu sorunu çözeceğini söyleyip gitti dekanımız. allah' tan değerli hocamız prof.dr.fatih selami mahmutoğlu gidip dekana sıkıntıyı söyledi de dekanın ilgisini çekebildik yoksa bu devran böyle gider her ders 20 kişi merdivenlere oturur, diğerleriyse sandalye getirip ders dinlemeye çalışırdı.
yanlış anlaşılmasın okul güzel, hocalar kaliteli, dersler çok verimli ama şu kontenjan meselesi okulu mahvediyor.
almayın kardeşim 800 öğrenci, almayın 2.öğretim falan. ygs-lys-öss yarışma sınavıysa bırak da geride kalanlar bu okula giremesin!
edit: dekanlık iktisat fakültesi ile görüştü ve iktisat' ın d2 nolu amfisiyle amfi 8' i takas edildi. inanılmaz mantık hatası da burada başlıyorr.... birader d2' nin amfi 8' den farkı yok ki? yine ayakta kalanlar var. üstelik d2' nin ses sistemi de çok kötü. aldın bari m1' i alsaydın d2 cidden berbat bir amfi.
fakültemizde iyi hukukçular yetişmesinin bir nedeni de pratik çalışmalara ağırlık verilmesidir. ama gel gör ki süper lig fikstürü gibi bir çizelge hazırlamışlar, ne demek istediklerini ancak 3-4 dakika inceledikten sonra anlayabiliyorsunuz. önce fakültenin sitesinden hangi derste hangi gruba düştüğünüzü buluyorsunuz. sonra bu grubun pratik gün-saati ne gün onu buluyorsunuz ve en sonunda hangi amfide bu pratiğe katılacağınızı buluyorsunuz.
hatemi'nin "4 yılda bitiren 4 yılını, 5 yılda bitiren 1 yılını kaybeder." vecizinde bahsi geçen yer burasıdır. 4 yılda bitirmeye çalışan nice erkeğin saçları dökülmüş veya beyazlamış, cildi kırışmış, genç yaşta tansiyon hastası olmuştur. o yüzden 4 yılda mezun olmak isteyenlerin beden ve ruh sağlığına dikkat etmesi gerekir. ve gerçekten de 4 yılda mezun olmanızı birinin istiyor olması gerekir. kim o derseniz;
(bkz: semih gemalmaz)
sınav esnasında okulda patlama olmasına rağmen sınava devam edilen hukuk fakültesidir. mezun olana dek akıl sağlığınızı muhafaza etmekte zorlanabilirsiniz.
eski kalitesinden çok uzaklarda olan , bugünkü etiketinin eskiye nazaran yerlerde olan üsiversite -hukuk kombinasyonudur.
(#13404998)
bu entry her şeyi anlatmaya yeter de artar bile...
hocaların öğrencileri geçirmemek için direndikleri, en basit ve gereksiz derslerde bile (hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi v.s.) öğrencileri fena halde zorladıkları, alınan notların formülünün hep aynı olduğu (beklenen puan/2 +10 puan ekle), sınav kağııdınızı asla göremediğiniz ve böylelikle asistanların insafına kaldığınız bir fakültedir.
gelenek olduğu üzere yine fakülteyle ilgili bir şeyler söylemek ihtiyacı doğdu bünyede. 3.sınıfı bitirip 4.sınıfa geçtiğim bugünlerde öss-ygs-lys tayfasına bir şeyler yazıp bilgi vermek lazım.
evet sene oldu 2012, fakülte artık daha kalabalık. kantin 1 tane onu da okul dışına taşıdılar karda kıyamette nasıl gideceğiz bilmiyoruz kantine.. dersler yıllık oldu yani eskiden ceza-1, ceza-2 diye iki ayrı dönemde sınavlara girerken(her iki dönem de 1 vize-1 final-1 büt) şimdi yıllık oldu tek vize-tek final-tek büte giriyoruz. iyi mi? bence iğrenç. onca yıllık derse çalışıp en fazla 2 gün arayla sınavlara girmek insanı çok fazla sıkıntıya sokuyor. 400 kişilik amfiye 500-600 kişi geliyor o da sıkıntı yer sorunu oluyor. sınavlara kanunla giremiyorsun, mesela anadoluda selçuk üniversitesi hukuk fakültesi'nde kanunla sınava girebiliyorsun, bizde o yok. yani ezberleyeceksin kardeşim. istanbul üniversitesi' nde okumak kolay değil tabii. an itibariyle alttan 7 dersim var(hepsi yıllık) seneye de 40 kredilik ders alacağım merak ediyorum 4 senede mezun olabilecek miyim.
neyse efendim konumuza devam edelim şu günlerde vakıf üniversitelerinin bursları insanların akıllarını çeliyordur, vakıf-devlet üniversitesi arasında kalanlar vardır. bize de zamanında vakıf üniversitelerinden çok sağlam burs imkanları geldi ama gitmedik. şimdi bakıyorum da okan-doğuş-izmir-beykent-aydın-kültür üniversitesinde hukuk okusan o diplomayı bir şirkete girerken gösterirken hiç mi için cız etmeyecek? bu kadar çok hukuk fakültesi açılırken, hukuk fakültesi işletme fakülteleri gibi sıradan hale gelirken ankara-istanbul-galatasaray hukukun değeri daha da artmayacak mı? bakın boğaziçi işletme bölümüne; ülkede onlarca işletme bölümü açıldı ama boğaziçi hala birinci-odtü iktisat da öyle. bu vakıf üniversiteleri bizim hocaları çaldılar birer birer, doğrudur ama bizim üniversitedeki kürsü isimleri vardır, mesela rahmetli oğuzman hocanın kürsüsü vardır, bu kürsüdeki yardımcı doçentler bile aşırı derecede iyidir. istanbul hukuk kültürdür, gelenektir. havuzlu bahçesidir, beyazıt kulesidir, yemekhanesinde boğazı izlemektir. kötü yanlarını tekrar sayalım: derslerin yıllık olması, hocaların notlarının kıt olması, çok çalışmak gerekmesiii.. sonra sıkıntıya düşüldüğünde niye geldim bu okula diye sövmesin kimse biz çok sövdük bir şeye yaramıyor.
belki de en önemli husus: arkadaş basit-seçmeli derslerde fotokopici notundan çalış-geç anlarım da ceza hukukunda nasıl fotokopici notundan çalışırsınız? avukat-savcı olacaksınız, mesleğinizi nasıl notlardan öğrenirsiniz anlamıyorum. ben bu inatla kitaptan çalıştım 7 dersten kaldım, geçenler ise 50 alıp geçti. şahsen sene uzatırım da o sikko notlardan çalışmam. bu okula gelecek nesil siz de fotokopicilere fazla alışmayın emi.
içinde büyük enerji olan 18-19 yaşındaki arkadaşlarıma okulun sosyal etkinliklerinden de bahsetmek isterim: okulda lisedeki ortamı bulamayacağınızdan etkinleri de siz takip edeceksiniz. okulun kendisinin yaptığı etkinlikler konferanslarla sınırlı kalmakta. öğrenci kulüpleri zaman zaman etkinlikler yapmakta ama neredeyse %75' i siyasi gruplarla alakadar olan bu kulüplerin yaptıkları etkinliklerin hiçbirine katılmadım şahsen. %25' lik kulüpler ise spor kulübü tarzında bulunuyor. bunlar da halısaha turnuvası falan yaparlar. kısacası sağlam bir arkadaş grubu yapıp o grupla hareket etmezseniz bu fakültede çok yalnızlık çekersiniz.
fakültedeki insanların tamamına yakınında büyük bir göt kalkıklığı da mevcuttur, korkmayın sizin de götünüz kalkacak, ortama ayak uyduracaksınız. zaten fakültenin geldiğiniz liseyle hiç bir benzerliğinin olmadığını anladığınızda insanlardaki ego şişmesine fazla takılmayacaksınız. dediğim gibi önemli olan sağlam arkadaşlıklar edinmeniz bence. gördüğünüz herkesle arkadaş olacaksınız diye bir durum yok, insanların bir gün selam verip öteki gün yüzünüze bakmamalarına üzülmenize de gerek yok.
okuldaki ikinci seneme başlayacakken yıllık derslerin neden bu kadar can sıktığına anlam veremiyorum. dönemlik haline denk gelmedim bilmiyorum elbette ama iki ayda bir sınava girmekte çok makul görünmüyor bana. finalden önceki gece ders çalışmaya engel bir sistem tek sorun bu, ki böyle bir okulda bu yola çıktıktan sonra birazda çalışmak gerek okumak öğrenmek gerek. aday öğrencilere yardımcı olmak gerekirse her şey değişebilir, kontenjan azar azar düşürülmeye başlanmış ve bir gün dönemlik sisteme de dönülebilir. ancak bu okulda baki kalacak bir şey var ki tanıyacaksınız; Semih Gemalmaz! ve elbette ölümsüz Oğuzman kürsüsü..
önümüzdeki sene kuruluş tarihinden bu yana en kalabalık dönemini yaşayacak olan okuldur. zira sınıfta kalıp ya da alttan ders bırakıp lisans eğitimini uzatanları hesaba katmadan düşünecek olursak; okulda sadece lisans eğitimi gören kayıtlı öğrenci sayısı 4800 kişi olacak bu sene ile beraber. bir de buna alttan ders bırakanları ya da sınıfta kalanları da ekleyecek olursak, öğrenci sayısı 7-8 bine yaklacaşaktır.
Kayit isleriyle ilgili binbir tane spekulatif sey duydugum okuldur,okulumdur.
Kimisi randevu diyor,kimisi yok oyle sey gidip sira bekleyeceksin imza icin saatlerce diyor,kimisi online basvuru ile sipsak her sey guzel diyor. Hangisidir nedir bilemiyor insan. Resmi web sayfada da herhangi bir duyuru mevcut degil.
fakültede herşey çok karmaşık gözükür en başta, ama olayın gerçekleşmesine en geç 1 gün kala açıklama yapılır, işler düzene girer. onun için kimse heyecan yapmasın boşuna**