rönesansla istanbul'un fethinin hiç alakası yoktur. rönesansın üç dönemi vardır: erken rönesans dönemi 12. yy'da başlar, orta ve geç rönesans dönemleri 14. yy'dan 17. yy'a kadar yaşanan dönemlerdir. yani istanbul işgal edildiğinde batı zaten orta rönesans dönemindeydi!...
istanbul'un işgali ile rönesansın başladığını sanan cahiller tek gerekçesi ağababalarının kendilerine öğrettiği "efendim rum alimler batıya kaçtı, batıyı eski yunan'ın bilgisiyle tanıştırdı" yalanıdır. bunu söyleyenler, diğer ve bu sefer haklı bir tezleriyle ters düştükleri gerçeğini görmüyorlar... yahu hani batı eski yunan'ın bilgisiyle islam alimlerinin yaptığı tercüme ve ek çalışmalar sayesinde tanışmıştı? bir dediğiniz bir dediğinizi tutmuyor, farkında değilsiniz... evet, rönesansı başlatan faktörlerden en önemlisi batı'nın islam bilginlerinin çalışmalarıyla tanışması oldu. eski yunanın bilgisini ve çok daha fazlasını o kaynaktan aldılar. islam bilginlerinin çalışmalarıyla tanışmaları endülüs islam devleti ile ilişkileri ve haçlı seferleri aracılığıyla oldu ki geçmişi 12. yy'a dayanır.
velev ki gerçekle uzak yakın alakası olmayan "efendim rum bilginler batıya kaçtı, rönesansı başlattı" tezleri doğru olsun... bu durumda bizim olaya katkımız ne oluyor? istanbul'u dünyanın ilim, sanat ve kültür başkenti haline getirmek mi? hayır! rum bilginlerin kaçmasını sağlamak!... bununla mı övüneceğiz?
çağ açıp kapama hikayesine gelince... hiçbir ciddi tarihçi istanbul'un fethini yeniçağın başlangıcı olarak görmez. kimisi matbaanın icadını, kimisi amerika'nın keşfini esas alır... her iki görüş de sağlam dayanaklara sahiptir ama yazımı uzatmamak için girmiyorum.
endülüsler o kadar ileriydi ki bilimde avrupanın erken rölesans döneminin alimlerinin neredeyse tamamı gidip eğitimini endülüste aldı. haklı bir zerzeniştir. ki zaten fatih sultan mehmed han istanbula saldırırken aman çağ kapatayım aman alim kaçırayım diye saldırmamıştır. kaldı ki matbaanın icadını ön gören adam ortaçağı milattan önce ebesinin nikahında başlatmış oluyor. öteki coğrafi kesifleri ön görenler ise çağ açıp kapatmayı kendi nesillerine mal ediyorlardır.
burdan şu sonuç çıkıyor tarih tam anlamıyla nesnel olmaktan uzaktır !
kimisinin, dediklerime genel hatlarıyla katılmakla beraber, "efendim yeniçağın başlangıcına matbaanın icadı dersek, yeniçağ milattan önce bilmem kaçta başlamış olur" diye itiraz etmesine vesile olan yalandır.
bahsettiğimiz mesela çinlilerin taş baskıları değildir. gutenberg'in değişken harflerle ve harf dizerek çalışan matbaayı icadıdır ki 1440 yılında olmuştur. o matbaa sayesinde kitaplar geniş kitlelere yayılabilmiştir.
amerika'nın keşfine gelince... kapitalizmin yükselişine sebep olacak tüccarların güç kazanmasına sebep olmuştur.