elalem incir çekirdeğini doldurmayacak mecazi hikayelerini film yaparken sırf film sektöründeki geriliğimiz yüzünden filmi yapılamayan ve yabancı film şirketlerinin utançlarından ve işlerine gelmediğinden yanaşamadığı 13 dalda oscar adayı olabilecek gelecekteki filmdir.
tarih hep yeniden yazılıyor ve hep yeniden yazılacak.
Kimin hangi şekilde ihtiyacı varsa ve ne kadar yedirilebiliyorsa...
ne zamanki biz insanoğlu fetih kültüründen kurtulup kardeşlik ve barış kültürüne geçiş yapacağız işte o zaman bayram bayramdır. öbür türlü sizin bayramınız bir diğerinin zindanıdır, yasıdır.
ne yazıktırki türk-islam sentezi motifli istanbul fethi kutlanırken barış duvarına tuğla koymuyor, tam tersine insan bölünmesinin milliyetçi karekterini beslemeye devam ediyorsunuz. aynı fethi kutlarken acaba bulgaristanın kurtuluşunda, arapların tek tek bağımsızlık günleri kutlamalarında neler hissedilir hep merak etmişimdir.
imanlı olan tanıdığım herkesede söylemişimdir; " allah kimseye toprak vadetmez, allah ayrımcı olamaz, allah fetihlere sevap yazmaz, allah ölüm ihale etmez"
Uydurma tarih efsanelerine helede din motifleriyle bezenmiş, bizi bugün barışa değilde düşmanlığa sevkeden ve birilerinin dönemsel çıkarlarına hizmet eden tarih okumalarına son vermek tüm insanların görevidir.
amerikanın ırak ve afganistan da barış ve demokrasi etiketli fetih girişimlerini ne kadar doğru kabul ediyorsak, bunlarda o kadar doğrudur.
israilin vadedilmiş toprakları ne kadar doğruysa bunlarda o kadar doğrudur.
ünlü bir tarihçi ismini vermeyeceğim bir dini liderden şu alıntıyı yapmıştır; " kılıçla gelen kılıçla gider" . ne gariptirki tarih bunu hep doğrulamıştır.
+Gemilerin karadan yürütülüp Haliç`e indirilmesi,
+Fatih`in 21 yaşında bu işi başarması,
+ Ayasofya`da kılınan ilk namaz,
+Ulubatlı Hasan`ın surlara bayrağımızı dikmesi,
+Rum halkın mal ve canına dokunulmaması,
+Orta çağın bitmesi, yeni çağın başlaması,
+ahi adındaki dev toplar,
+Havan topunun ve ısınan topların yağla soğutulmasının keşfi,
+Yedi ay gibi kısa bir zamanda Rumeli Hisarı`nın yaptırılması...
büyük rum tarihcisi kritovulos cu cok cok büyük olayı 1 e 1.000.000 katarak anlatmıştır. fetih esnasından haliçe gerilen zincir değil halat olduğunu ileri sürmektedir. hatta ip kesililerek gemiler değilde kayıklar ilerletilmiştir. hatta haliç afacan bir iki cocuğun işemesi ile oluşmuştur. hatta entry i yazan ben değil candan erçetindir.
büyük ölçüde bizans şehrinin kanalizasyon sistemini kullanarak gerçekleştirilmiş fetihtir. hatta o zamanın en büyük topunu icat eden kişi de bu sistem aracılığı ile kaçırılmıştır.
rum tarihcisi kritovulos fethe taniklik etmistir ve abartarak 1'e 1000 katarak olayi nesretmistir. denize karadan yurutulerek gemilerin indirilmesi hikayedir mesela. kentin fethi kolaylastiran en buyuk etken o gune kadar ki en buyuk toplarla surlarin dovulmesidir. bu fikrin sahibi de fatih diye anilan ikinci mehmet degil, turk soylu son sadrazam olan candarli halil pasa'dir.
tek başına yeni bir çağ açmıştır demek yanlıştır; orta çağın o tarihte bitmesinin asıl sebebi ingiltere ve fransa arasındaki yüzyıl savaşlarının bitmesidir, böylelikle avrupa da tüm dengeler yeni baştan kurulmuştur.
konstantinopolis'in eski eşrafının 2000 yıldır jesus'un doğumunu kutladığı ortamda 550 yıldır kutlanmasının sakıncasız olduğu gün. bunun bir sınırı varsa bilelim biz de. mesela cumhuriyetin ilanını kaç yıl daha kutlayalım? kutlamalar bitince içimize sindiği anlaşılacaksa doğum günümüzü filan da kutlamayalım hatta.
ah insanoğlu, sen ne zaman doğduğunu kanıksayacaksın da doğum gününü kutlamaktan vazgeçeceksin?
istanbul'un fethi ile ilgili günümüzdeki en ilginç nokta bence şudur:
biz bu fethin 550. yıldönümünü falan kutluyoruz.
oha be! insan 550 sene önce aldığı şehrin fethini kutlar mı lan? ondan sonra konstantinapolis diyene kızarsın. sen önce fethettiğin yeri benimsemeyi öğren.
hadisenin akabinde fsm'nin askerlere 3 gün "yağmalama" izni verdiği ve yeniçerilerin istanbul'un anasını bellediği söylentiler arasındadır... bu üç gün müddetince büyük katliamlar olmuş. "öyle ki haliç'e doğru oluklardan akan kan limanın sularının rengini değiştirmiş, kıyıda yüzen kesik başlarla dolu"ymuş deniz. ben demiyorum yahu, kritovoulos diyor.
halice gerilen zincirin askeri muze de gorulebilecegi olay.1850 li yillara ait bir fotografta da ayni zincirler halic e gerilen zincirler diye isimlendirilmistir.
yeni bir çağ açmış fetih olmakla beraber 'istanbulun fethi için özel olarak döktürülmüş devasa topların deneme atışı esnasında atış yapıldıktan sonra bir adamın * sevinçten toplara sarılıp öpmeye kalkmasının ardından topun sıcaklığından dolayı topa yapışmasıyla sonuçlanana maceranında yaşandığı büyük kuşatma.'
çoçukken sınıfımızda bulunan haritanın önüne toplanır dünya ülkelerine bakardık.yarım yamalak bilgimizle burası bizimmiş,burası da bizimmiş şurası da diye diye atalarımızla dizginlenemeyen övünç duyardık.nasılda çoşkuyla ak tolgalı beylerbeyi haykırdı, ilerle yi söyler, ardından ceddin dede marşını okurduk.ne zamanki çok bilmiş dayım,evdeki harıtadan abimle bizim olan toprakların, hangisinin daha güzel yer olduğunu yarıştırdığımızı gördü, hayallerime çomak soktu.ne güzel ben buyuyunce ya futbolcu yada asker olup atalarımın,bizim olan topraklarını geri alacaktım.neyse çok uzattım galiba sadete geleyim..
kazım ısmail gürkan ın fethin 511 yılında verdiği konsferansında şu sözlerle istanbulun fethini aktarıyor bizlere;tarih,türk beylerinin kulaklarına hatiften gelen emri şöyle fısıldamıştı:ıstanbul'u aç gülzap yap!bu fısıltı edirne sarayında sallanan beşikteki çoçuğun kulağına da doldu.babası ıstanbul'u alamamanın hıncıyla şeyhi hacı bayram veli den ne yapması gerektiğini sorunca şu cevabı aldı;beyim ıstanbul'u sen alamayacaksın,bende göremeyeceğim,onu şu beşikteki şeyhzade ve şu köse şeyhle beraber alacaklar:köse şeyh akşemsettin idi,veli nin kerameti 21 yıl sonra gercek oldu.nasıl bir zihniyetin avucunda olduğumuzun göstermesi acısından bir başka anektodu da şimdinin başbakanı erdoğan'ın ,ıstanbul'un fetih için yaptığı 1994 yılında ki, konuşmanın satır aralarında arayalım''fetihin şenliğinden ve tüm zamanların en anlamlı günü olduğundan bahsetmekte''.fetih nasıl bir şenlikse artık.ben istanbulun bizdeki varlığını tartışmaya açmıyorum ben sadece fetih gibi altında bir yerin işgal edilmesi,helak olması anlayışını kutlamamıza şaşırıyorum.yuzyıllardır bizim olan bir şehrin fetih edilerek elimize gecmesi artık tarihe mal olmuş bir olgudur.fethin sosyolojik,ekonomik,tarihsel etkileri araştırılabilir.ama bir yer feth edildi diyerek o gunun kutlanması,başlı başına papelliktir. birde bunu islamla bütünleştirmeye çalışarak,fethe allahın vahi miş gibisinden bakış açıları getirmekte tam anlamıyla yaratılan turk-islam sentezinin uygulanmaya çalışılmasıdır.eğer fethi kutluyorsak kendi toprakları olan kenan coğrafyasını işgal eden,yağmalayan israil'e karşı çıkmamız iki yuzluluğun ta kendisidir.biz bizim olmayan bir topragı işgal ederek bunu gercekleştirmişiz,israil ise tarihsel olarak kendi kökleri filistinlilerden önceye dayanan topraklarını işgale yeltenmekte.ışgal her anlamda insanlığın barbar,öteki ve karanlık dünyasıdır,kendi coğrafyalarını aşarak diğer topraklara tecavüz etmek,zapt etmek insanlığın arasındaki iletişimi dinamitlemektir.eğer bundan yıllarca yıl sonra bağdat işgalini gercekleştiren amerika 30 mart 2003 tarihini baz alarak kutlanmalarda bulunursa karşı savınızı nereye oturtarabileceksiniz.
fatih döneminde neden gercek türk olan candaroğulları,karamanoğulları,akkoyunların topraklarının işgal edilmesinin miladlarını kabul ederek fethilerini kutlamaktan geri kalıyoruz.sadece hırıstıyan olanlara ise garizimiz aynı mantalite içinde ispanyolların,portekizlilerin,ingilizlerin,amerikalıların islam coğrafyalarını işgalide bir anlamda meşrudiyet temeline oturur.
açık olarak belirtmekte yarar var ki, siyasi iktidarların istanbulun fethi adı altında başarmak istedikleri;toplumun üzerinde gecmişin mirası ile hegomanya kurup,gercek,günümüz sorunlarından uzaklaştırmaktır.her yıl tarihsel bir işgali kutlamaya, kitleleri teşvik etmeye çalışmak,bununla övünmeye koşullamak o toplumu şoven bir anlayışın kucağında ruh sağlığı ile oynamaktır.ıstanbul un fethine önem ve mukayese neden bu toplum tarafından düşman işgalinden kurtuluşuna verilmez,sizin olan bir yerin düşman tarafından zapt edilmesini engellemişseniz,asıl kutlanması gereken o gundur.atalarınızın bir şekilde size emanet bıraktığı bir topragı,canınızla savunmuş ve kendi hanenizde tutmuşsunuzdur.o emaneti teslim etmemişsinizdir.benim zihnim fethin kutlanmasını kabul edemiyor,çünkü inançlarım geregi emperyalizme karşıyım,savaşlarla insanlığı dümdüz edenlere karşıyım.bir ulusun tarihindeki, üzüntüleri üzerinden mutluluk ezgileri havaya salmaya karşıyım.gercekci olmak,gerceklerin kabuklarıyla yetinmekten utanmakla başlar diyor kemal tarih.gerceklerin kabuklarıyla yetinmeyelim....