çok açık ifade etmek gerekirse, artık sadece adı kalmış bölümdür maalesef. okulu bitirdikten sonra ne olacak bilemiyorum ama bir kaç arkadaşım çok zor durumda kaldığı için garip garip işleri kabul etmek zorunda kaldılar. yani eğer tanıdığınız falan yoksa hiçbir şekilde hakim veya savcı olamıyorsunuz.
köklü, beyazıd gibi tarihi bir ortamda bulunan, deniz gezmiş ve değerli bir sürü hukukçunun eğitim gördüğü fakültedir. çok yakınında tarihi beyazıd kütüphanesi yer alır. merkezi, tarihidir.
bugün amfi 5'e giren şiddeti lanetleyen ve dersleri boykot eden grup, dersi bölmelerinin yanlış olduğunu söyleyen bir öğrenciye karşı linç girişiminde bulunan anarşist ve kollektiflerin bulunduğu, hocaların ise vurdumduymaz olduğu fakülte.
Marmara Üniversitesi hukuk fakültesi gibi demokratik değildir. Koministler ele geçirmiştir. Şuursuzca ve hukuka aykırı işler yaparlar. Ilerde bunlar avukat vs vs vs... olacak bide.
ulkenin ne hale geldginin aci bir gostergesidir.zira kimsede huzur yok,herkes kelle koltukta yasadigi icin aman bana bisey olmasin seklinde takilmaya baslamistir.
bir öğrenciye ortalama dört polisin düştüğü fakülte. kütüphanesinde, havuzlu bahçesinde, koridorlarında,banklarında hatta amfilerinde,her yerde polis var.
ve artık bu durum benim canımı sıkıyor. tepede sallanan kılıç gibi 7/24 polis görmek.
"madem yaran yok neden gocunuyorsun,suçun yok niye şikayetçisin?" diyebilirsiniz.
ama hukuk fakültesi adı verilen bir yerde tepedekilerin baskısının böylesine yoğun olduğunu görmek beni rahatsız ediyor. bir üstteki entry de bu baskının yoğunluğunu farklı bir açıdan da olsa kanıtlıyor.
bir yandan da bakarsan dünyanın en güvenli okulu olabilir.mevcut polis sayısına göre diyorum. belki polisler derse girer de hukuk namına bir iki şey öğrenirler.
Yuvam. Burada beşinci senemi geçiriyorum. Lisansın bitiminden hemen sonra yüksek lisansa başladım ve muhtemelen bundan hemen sonra da doktoraya başlayacağım, özetle daha uzun yıllar kopmaya niyetim yok istanbul hukuktan. Yeryüzünde kendimi evimde gibi hissettiğim, ait olduğum tek yer bura. Ne zaman girsem o heybetli kapıdan, aklımda ne var ne yok her şeyi unuturum. Nami Barlas'ın küstürülmesi, Semih Gemalmaz'ın vedası, Kerim Atamer'in gidişi gibi üzücü olayların yaşandığı yaprak dökümü dönemine denk geldik biz. Kalabalığına sitem ettik, bitmeyen sınavlarıyla kaç mevsimi kaçırdık. Eski kalitesi yok diyorlar, eskisini bilemem ama mezuniyetin ardından girdiğim her ortamda bu okulun ve aldığım eğitimin kalitesini buram buram hissettim, hep hissettirildi.
Adem Sözüer hep eleştirildi, ben de eleştirdim. işin siyasi boyutunu bir kenara bırakırsak, konuşması gereken yerde susmalarını ya da olmadık mecralarda konuşmalarını başka bir başlıkta tartışırsak bir dekan olarak Adem Sözüer istanbul hukuk için elini taşın altına koymadı diyemem, yiğidi öldür hakkını yeme. Bu okulun kazandırdığı hukuk nosyonunu, verdiği eğitimi, kürsüye çıkan asistanından profesörüne bir tek hocasının kalitesini tartışmam. Eksik olan neydi? Yabancı dile verilen önemdi, ders dışı etkinliklerdi, öğrencinin kendisini geliştirme imkanıydı. istanbul hukuk mezunlarını özel üniversite mezunları karşısında geriye düşüren bunlardı. Bugün aklı başında, kendini yetiştirmeye hevesi olan herkes için istanbul hukuk birçok imkan sunabiliyor. Bunda Adem Sözüer'in emeği yadsınamaz. Lisans eğitiminin her döneminde ingilizce ve Almanca dillerinde seçmeli dersler var ama her dönem üst sınıflardan çok kolay olduğu duyulan bir seçmeli dersi 1000 kişilik dönemden 900 kişi alır, kalan 100 kişi diğer 10 derse dağılır. Hemen hemen her hafta katılabileceğiniz sertifikalı seminerler, konferanslar, çeşitli etkinlikler de var. Ayda en az bir kere yurtdışından gelen akademisyenleri dinleyebileceğiniz programlar yapılır. Okulda günde 4 ders yapılır, yarım gün. Kalan yarım günde gidip dil mi öğrenirsiniz, seminerlere mi katılırsınız, havuzluda çay sigara keyfi mi yaparsınız bu sizin tercihiniz.
Olumsuzluklar yok değil, bunları ortadan kaldırmak için herkes üzerine düşeni yapabilmeli. istanbul hukuk diploması hiçbir yerde size olumsuz bakılmasına sebep olmaz, aksine hangi kapıyı çalarsanız çalın istanbul hukuk diploması size o kapıyı açar. işte o kapı açıldıktan sonra içeride kalabilmek sizin kendinize neler kattığınıza bağlıdır, o aşamadan sonra istanbul hukuku, kalitesini, hocalarını, eğitimini suçlamak yersiz olur.
Uzun lafın kısası; buradaysanız değerini bilin, burada olmak istiyorsanız vazgeçmeyin.